hesabın var mı? giriş yap

  • hayvan herif doğal seleksiyon yazmış. kabullenemiyorsunuz nispeten de olsa eğitimli bireyleri. herkesi kendilerinin olduğu gibi bok çukuruna çekmek istiyorlar. bokunuzda boğulun.

    edit: tabiki silip kaçmış.
    görsel

  • açılın ben kuyumcuyum! ilk altı maddenin hesabını getirdim:

    1) 150 gram 22 ayar bilezik
    916 milyem + 200 milyem işçilik = 1116 milyem
    166,7 gram has altın yani 150.500 tl yapar.

    2) reşat altınlı kolye
    reşat altın: 5.918 tl
    kolye için, reşat etrafına süslemeli çerçeve yapılır ya altın zincire ya da ipe takılır. biz altın olanını istediğini farz edersek. yaklaşık 10.000-11.000 tl tutacaktır.

    3) 22 ayar kalın zincir
    burası biraz karışık ancak olayın kezbanlık seviyesinden pullu zincirlerden olduğunu anlıyorum. 25 gram - 70 gram arası olabilir. uzunluk belirtilmemiş bu yüzden hesap zor. ben direkt 50 gram + 200 milyem işçilik üzerinden hesaplıyorum.
    50.200 tl yapar.

    4) kelepçe/kaburga bilezik
    bunda da kalınlık ve ayar önemli ancak 22 ayar üzerinden devam ediyoruz. 3 sıra kaburgalı olanı yaklaşık 12 gram gelir. bunda işçilik yüksek. direkt altınbaş indirimli fiyatını aldım: 14.950 tl

    5) tek taş yüzük
    bunu direkt müstakbel damadın inisiyatifine bırakmışlar. damadın belini asıl bükecek olan buydu zira bunun ucu bucağı yok. anlattık şurada anlattık.

    nisan rapaportu ile hesaplayıp, mütevazi bir yüzük tasarlıyorum aklımda. 0.70 karat, vs2, h renk: görsel

    bunu ben tanıdığa satsam bitmiş halde 39.000 tl'ye teslim ederim ancak damadın böyle bir şansı olmayacak. kuyumcu akrabası bile olsa ödeyeceği para minimum 55.000 tl'dir.

    6) 22 ayar küpe
    bu da gram ve işçiliğine göre 2.500 tl ile başlar 15.000 tl'ye kadar ulaşır. ortalamasını alıp 8.750 tl diyorum.

    topluyoruz: müstakbel damadın kuyumcu faturası 290.400 tl civarı tutacaktır. 300.000 tl diye yuvarlayabiliriz.

    diğer maddelere girmiyorum ancak sadece kuyumcu faturası 20.000 dolar gibi mütevazi bir tutarda çıkmış. yerli müşterilere dolar bazında bunun 3-4 katına sadece tektaş, 2 katına tur alyans vs. satıp 100-120 bin dolar fatura ile yolculadığımız çok oldu. pırlanta fiyatları yıllardır sabit sayılır hatta düşüşler olduğu zamanlar da oldu ancak ekonomimiz kötü ve kur çarpanı artıkça bu tip şeylerin fiyatı tl olarak saçma seviyelere ulaşıyor.

  • 7 numara doneminin ogrenci evini, gecim sorunlarini, universiteli cogunlugun dertlerini ve sevinclerini, gelecek hayallerini tebessum ettirerek anlatan donem dizisidir. guldurmek gibi bir derdi olmamistir ama espriler yayinlandigi donem icin incedir.
    gunumuz dizilerindeki gibi bagirarak konusan abartili oyunculuklar yoktur. oyuncular nisana gider gibi giyinip suslenmemistir. ozetle hayatın kendisi gibidir. dizi bu yuzden sevilmistir.

  • abd'de bir kelebeğin kanat çırpması,türkiye'de birilerinin ödünün kopmasına neden olabilir. buna da kelebekten korkma etkisi denir.

  • insan karadeliğe düşerse bir kütüphanenin arkasına geçer. böyle bir film mi yapsam acaba? çok saçma bir fikir öyle değil mi? evet bence de öyle.

  • geçenlerde bizim muktedir, bizden önce muz lükstü, muzu lüks olmaktan çıkardık, diye bir şeyler söylemişti. kendilerinden önce muzlu yaş pasta, hemen herkesin kolayca ulaşabileceği, satın alabileceği bir şey idi mesela. o zamanlar bir pastanın içine en az bir muz koyulur, bazen de üstüne süs olarak yarım muz eklenirdi. pastalar meyveli olur, hatta meyveler içinden taşardı. hemen herkes de rahat rahat alıp yiyebilirdi. biliyorum çünkü pastanemiz vardı. günde otuzdan fazla turta, bir o kadar buton pasta ve bilmem kaç kilo petifuru rahatça satardık.
    bu durum zamanla değişti. bizim pastaneyi kapatmamız ardından bir on yıl kadar daha, 2015'e falan kadar, aynı pastalar yapılıyor fakat daha az satılabiliyordu piyasada. çünkü malzemeler pahalanınca, pastaların fiyatı da artıyordu. bu zamanlar pastaların içine bir kaç dilim muz konularak, meyveden, şantiden ve muzlar hava almasın, ekşimesin, pastayı bozmasın diye jöleden vaz geçildi. pastalar artık tamamen kremadan, yağdan yani, jölesiz kullanılan bir kaç dilim muzdan yapılmaya başlandı ki fiyatları biraz aşağı çekilerek satılabilsin. insanlar alabilsin. bu böyle 3-4 yıl sürdükten sonra hoop, bu pastaların fiyatları da artık insanların satın alabilmesi için fazla olmaya başladı. sonrasında ise pasta içinden muz komple çıktı. şantiye elveda. hatta pandispanya yapımındaki kalite bile düştü. şimdilerin pastası sadece kek, evet pandispanya değil bildiğin kek arasına koyulan kremalardan ibaret. dışları da bu kremalarla sıvanıyor. hatta bakın bu yılbaşında aldığım pastanın üstünde madlen çikolata var sanmıştım. madlen görünümlü bim bisküvisi çıktı. işte üstüne de süs olsun diye bisküvi falan koyuluyor. içine de bir kaç adet damla çikolata falan koyularak 500-600 gramı 100tl gibi fiyatlanabiliyor ancak. ki insanlar alabilsin. yenen şey pasta değil, uzaktan yakından alakası yok ama işte.. yeter ki gözler, gönüller doysun. o bahsettiğim efsane pastalardan yapılsa yine 500-600gr kadar, rahat 300'ü bulur fiyatı. şimdi insanlar 100tl'yi bile bu pastalara zor verirken, 300 çok çok uzak bir ihtimal. isterseniz bir gün bir pastaneye gidip, yukarda bahsettiğim gibi bir pasta siparişi verin. aşağı yukarı böyle bir fiyat verirler.
    bu nedenle pastamsıların fiyatı bile çılgın atarken, lan en kötü kuru pastanın kilosu bile 100tl iken, içinde yumurta akı olmayan tulumba-lokma gibi tatlıların kilosu bile bu fiyatken, cevizsiz fıstıksız, paso nebati yağ ile yapılan tatlılar ancak zar zor satılırken, tüm bunların gerçeklerinin fiyatı, çığırından çıkmış diye tanımlanır ancak. bizlerden çok çok uzaktalar artık. a long time ago yani..
    edit: bakın bunu daha da çeşitlendirebilirim. mesela o dönemler kivi her manavda, markette ki marketlerin yeni yeni açılmaya başladığı dönemler, kolay bulunmazdı. ithal olduğu için pahalıydı. özel siparişle getirtirdik. ananas ve vişneyi konserve olarak alırdık. çilekler falan deli gibi meyveli pastalar, dondurmalar yapardık ki pastaların içine lezzet çeşitliliği katması için antep fıstık bile koyardık ve deliler gibi satılırdı. hatta sırf meyveden oluşan adise baba pastası yapılırdı. içi dışı komple şanti ve meyve. kestaneli pastalar, ezmeler yapardık ki en pahalısı onlar olurdu. deli fanatikleri vardı. tepsi tepsi satardık. ve tüm bunlar, ankara-abidinpaşa'da olurdu. mamak ilçesinin bir semti yani. orta ve orta alt sınıfın yaşadığı sıradan bir semt. şimdi bunları ancak çılgın zenginliğe sahip muhitlerde, bir avuç zümreye satabilirsin.. geride kalan 20 yılda bir sınıf nasıl yok oldu, yoksullaştı vesaireyi, sırf yaş pasta üzerinden bile şahane okuyabilirsiniz. kaldı ki tatlılara, çikolatalara girmedik bile..