hesabın var mı? giriş yap

  • bir şampuandan kurtulma yöntemi. bugün 3. kullanışım ve saçlarım hiç bu kadar güzel olmamıştı: hacimli, parlak, yumuşak, canlı ve bir şampuan reklamında vaat edilen her şey.

    bu yöntemle tanışmam alakasız bir internet sitesinde insanların bu yöntemi uyguladığını, yalnız uzun saçlar için uygulamasının zor olduğunu duymamla başladı. ulan ne ki bu no poo diye araştırmaya başladım. sonuç itibariyle şampuansız saç temizliği olduğunu öğrendim. saçlarım da baya uzun bu arada. fakat sonuç hüsran değil tam bir emancipation oldu :)

    malzemeler: karbonat, elma sirkesi ve iki bardak su.
    uygulama: bir yemek kaşığı karbonat bir bardak suda; bir yemek kaşığı elma sirkesi de bir bardak suda çözdürülür. karbonat su çözeltisi aynı şampuan gibi fakat hiç malzeme artamayacak şekilde kullanılır; su ile durulanır. ardından elma sirkesi su çözeltisi yine tüm malzeme tek yıkamada bitecek şekilde yumuşatıcı olarak kullanılır, saçlar istenirse taranır bu aşamada ve su ile durulanır. zamanla kendi saçınız için en uygun ölçüyü kendiniz ayarlıyorsunuz. fazla yağlı ise daha çok karbonat daha az sirke; çok kabarık ve kuru ise daha az karbonat daha çok sirke gibi. ya da az ve ya kısa saçlıysanız yarımşar ölçü gibi.
    2-3 yıldır bu yöntemi uygulayanlar olduğu için 3. kullanımımla henüz başlangıç seviyesindeyim. pros ve cons yazarak bu yönteme geçeceklere kısa sürede edindiğim deneyimlerimi aktarmak isterim:

    cons:
    - banyo yapmadan önce karbonat ve elma sirkesini birer bardak su ile çözelti hazırlamalısınız. banyo öncesi ek hazırlık bir zaman kaybına neden olur. fakat öncesinde her gün saçınızı yıkamak zorunda kalırken şimdi haftada bir yıkadığınız için totalde zaman kazanırsınız.
    - bazıları saçlarının tam da istediği gibi temizlenmediğinden yakınmış. bunun nedeninin karbonatlı çözeltiyi saça tam yayamamak olduğunu düşünüyorum. ben bu sorunu karbonat çözeltisini bardaktan kafama boca ederek değil de; çözeltiyi eski bir şampuan şişesine ve ya kozmetik marketlerde satılan minik yolculuk şişelerine doldurarak aştım sanırım. küçük ağızlı bir şişeden tüm saç diplerine kolayca bu çözeltiyi yayılabilir ve yağlılık ve temizlenmemişlik hissinden tamamen kurtulabilirsiniz.
    - saçlarınızdan elma sirkesini tam olarak durulamanıza rağmen saçlar ıslakken ve ya yeni kuruduğunda hafif bir elma sirkesi kokusu kalıyor. fakat dışardan bir insan bu kokunun elam sirkesi olduğunu anlamaz. yarım saat sonra ise eser kalmıyor bu kokudan, tamamen uçuyor.

    pros:
    - ilk kullanımda yaşanan temizlik hissi kelimelerle anlatılmaz. karbonatlı suyu arındırdıktan sonra saçımdan gelen “gıcırrrrrr” sesini bizzat kulaklarımla duydum; gıcır gıcır olma durumunun mecazi bir şey olmadığını o ilk yıkamada hissettim. bu nedenle tavsiyem bu yönetimi devamlı uygulamak istemeseniz bile ayda bir falan saçınızı arındırmak için uygulayın derim.
    - eskiden saçımı yıkamadığım ikinci gün saçlarım yağlanırdı fakat bu yağlanma temiz bir yağlılık durumu değildi. saç diplerim resmen ağırlaşır ve başımda ağrı gibi bir hissiyat yapardı: nemli saçla rüzgarda duruyormuşum gibi. bu yöntemle zaten saçın yağlanma durumu bir 3 günden sonra falan başlıyor ve bu yağ hiçbir ağırlık yapmıyor. saçımı donuklaştırmıyor ve ağrı/ağırlık yapmıyor. bilmiyorum placebo etkisi mi, ama bu yönü bu yönteme devam etmemdeki en önemli neden. çünkü saçımı yıkamadığım ikinci gün kafamda ağırlık olması, hafif hasta gibi hissetme durumundan falan hep kurtuldum. bunun nedeninin şampuandaki bazı maddelerin saçıma ve kafa derime yapışmış olmasına bağlıyorum, artık saçımda şampuan kalıntısı kalmadığı için saçımı ve kafa derimi çok hafif hissediyorum. günlük duşumu da saçımı bir bone ile toplayıp öyle alıyorum ve hiç kirli hissetmiyorum.
    - elma sirkesi saçları hem çok parlak yapıyor hem de yumuşacık yapıp kolayca taranmasını sağlıyor. elma sirkesini de yine bir şişeye koyup öyle kullanmak gerek. yoksa saçınıza tam dağıtamayabiliyorsunuz.
    - diğer artıları: düşük maliyetli ve sağlıklı oluşu. organik şampuan saçmalıklarından da bu yöntemle yine kurtuluyorsunuz.

    sonuç olarak deneyip görün derim. gerçekten şaşıracaksınız. şampuan gibi bir saçmalığın yıllardır farkındaydım ama yerine hiçbir formül bulamamıştım. zeytinyağı sabunu falan denemiştim ama saçlarım rastalı gibi olmuştu. organik şampuan kullandım ama hem çok pahalı bir çözüm olmuştu hem de saç yıkama sıklığıma bir çözüm olmamıştı üstelik daha şimdiki gibi güzel görünür de olmamıştı. yani bu karbonat ve sirke çözümü mucize gibi bir şey. bu arada benim saçlarımın düz, uzun ve kuru; saç tellerimin ise normal kalınlıkta olduğu hesaba katılmalı; boya da bulunmuyor. kıvırcık bir saçta bu yöntemin nasıl bir etkisi olur bilmiyorum. yani itiraf ediyorum çok sorunlu, kepekli falan bir saçım olmadı hiç. yine de sorularınız olursa mesaj kutumu yakabilirsiniz.

    edit: 1 yıl 3 aydır bu yönteme devam ediyorum. saçımda hiç bir sorun yanetki yapmadı. kısacası hala tavsiye ediyorum sevgili yazarlar.

    yıllar sonra gelen edit: mesaj kutum bu işe hala devam edip etmediğim soruları ile yeşillendiriliyor sık sık. eskisi gibi devam etmiyorum doğrusu. ama vakitsizlikten üşengeçlikten. yoksa hala etkili ve güzel bir yöntem olduğunu düşünüyorum. ayda bir kere falan yapıyorum onun dışında az kimyasallı bir şampuanla yıkıyorum hızlı olmam gerektiğinde. temizlik ve saç güzelliği güzellik açısından yine karbonat ve sirkeyi tercih ederim az kimyasallı şampuana. bu yıllar içinde bir kızım oldu, şu anda 3 yaşında. onun saçlarını hiç şampuanla yıkamayıp suyla yıkadığımı; 1 yaşına kadar ayda bir kere sabunla 1 yaşından sonra da yine ayda bir bu yöntemle (sirke karbonat) yıkadığımı belirtmek isterim. saçları hiç kirlenmiyor. bunda çocuk olmasının etkisi vardır heralde. son durumlar budur dostlar. sevgiyle kalın.

  • başlarda terapi gibi duran sonra kendi başına takıntı halini alan faaliyet. üstelik bulaşıcı da. aynı mahallede oturduğum iş arkadaşımı yüncüye sokarak ona da bulaştırdım, üstelik hiç örgü bilmiyorken. işten eve bir an önce gitsem de örgü örsem, otobüste örsem bana garip bakarlar mı diye düşünmeye başladıysanız, yaşasın, yeni takıntınız var demektir. o değil de yakında şirketteki (inşaat şirketi, çalışanların arasında sadece 3 hatunuz ve 3ümüz de örgüyü seviyoruz) işi gücü bırakıp örgü örmeye başlayabiliriz diye korkuyorum.

  • emin olamadım ama bahçesindeki kasımpatıların dibini kazarken hain foşik tc tarafından patlatılmış kepçedir.

    (bkz: yersen)

    db editi : milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz. ( mustafa kemal atatürk )

  • bizzat olayı yaşayan biri olarak saçma bulduğum düşünce.
    üniversite zamanında kız arkadaşımla bir keresinde sinemaya gitmiştik. bilet kuyruğundayken bana "bilet paralarını sen ödeyeceksin değil mi?" diye sormuş, ben de çekinerek "o kadar param yok bugünlük herkes kendi bilet parasını ödese olur mu?" demiştim.
    yüzünde iç ısıtan sıcacık bir gülümsemeyle birlikte " tabi, olur" diyip, anlayışla karşılamıştı. hatta içeriz diye suları bile o ısmarlamıştı.
    işte o an, onun masmavi gözlerine dalmış ve böyle anlayışlı, paraya değer vermeyen bir kız arkadaşım olduğu için o kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. hatta o gün hayatımda en çok keyif aldığım sinema deneyimlerimden birini yaşamıştım sayesinde.
    ertesi gün sebepsiz yere ayrılmasaydı benden, eminim çok da güzel bir ilişkimiz olacaktı.
    hala merak ederim niye ayrıldı acaba diye.

  • ferrari kullandığım için hiç aramadığım yol yardım ve danışma hattı.

    ferrari'nin böyle bir hattı bile yok, zira bozulmuyor meret.

    fakir gibi porsche kullananların ihtiyacı olabilir tabi.

  • kendisine ev hapsi verilmiş, neden?
    konser veremesin, para kazanamasın, kıyafetleriyle gündem olamasın diye.

    kadın tek başına 20 yıllık ak partiyi salladı, en büyük muhalefeti yaşam tarzıyla yaptı diye kadına ev hapsi verdiler. sonra diyorlarki "devran dönünce bunlar bize zulm edecek", dua edin de halkın istediğinden çok daha yumuşak başlı biri ülkeyi yönetsin.

  • okul çıkışından oğlunu almış bir baba ile oğul;

    - baba kırtasiyeye uğrayalım ya
    + napcan oğlum kırtasiyede?
    - kalem alcammm
    + bu ne lan iki günde bir kalem alıyon, biz seni okumaya gönderiyoz sen sadece yazıyon.

  • sigara kullanan biri olarak "benim" dediğim tiptir. araba dediğin zaten küçücük alan, nereye üflersen üfle içeri doluyor duman. ayrıca sağa sola dökülen külü de cabası. benim arabama kızım da biniyor, o el kadar çocuğu leş gibi kokan aracın içine oturtamam kimse kusura bakmasın. benim aracıma binen kişi, yarım saat bir saat artık ne kadar süreyse sigara içmeden durmalı. durmazsa da binmesin çok da umurumdaydı.