hesabın var mı? giriş yap

  • mazot şu an 3.73. 2500 lira ile 670 litre yakıt alınabiliyor. 670 lire yakıt ile 13000km yol gidiliyor şehir içinde. şehir içinde ortalama 50km kız ile araç kullanılsa 268 saatte bu mesafe kat edilebilir. yani ayın 30 günü araba kullanılsa, günde 9 saat direksiyon sallamak gerekir.

    sonuç: abla taksi şoförü.

  • ben nedenlerini buraya yazayım, belki gereksiz esprilerin ve yanlış tespitlerin arasında bulup okuyan birileri olur:

    - bir şirket yıl içinde daha fazla "yatırım" yaptığı için zarar etmez, yapılan yıllık yatırımlar capex'tir, kar/zarara takip eden yıllarda sadece amortisman gideri olarak dolaylı yoldan etki eder (gelen parayla yatırım yapmışlar diyerek karı/zararı değil nakit akışı açıklarsınız),

    - şirket, brüt karını artırmış (brüt kar = satış adedi * adet başına kar) ancak satış giderleri özellikle personel giderlerinin %30 artması nedeniyle ciddi anlamda artmış ve bu brüt kar artışını sıfırlamıştır, asıl odaklanılması gereken yer burası, personel giderlerindeki artış "yeni yılda yapılan maaş zammı + online kanal dahil yeni işe alınan personellerin maliyeti"ni içeriyor. bu noktada pandemi döneminde artan talebe bağlı olarak planlanandan daha fazla fiziki mağaza açılması ve online kanal büyümesinin etkisini görüyoruz,

    - online kanal ne kadar güç kazansa da bu dönemde avm içerisindeki migroslar zayıflamıştır,

    - kurla veya kredi faizleri üzerinden yapılan açıklamalar da anlamsız, şirketin finansman gideri önceki dönemle neredeyse birebir aynı,

    - vergi kaçırmak veya vergiden kaçınmakla spk'ya açıklanan zararın doğrudan bir ilişkisi yok. kurumlar vergisi, spk'ya açıklanan kar üzerinden ödenmez, vergi usül kanununa göre hazırlanan beyannameler üzerinden ödenir ikisinin kar/zarar hesaplaması farklıdır.

    özetle; büyüyen hacme rağmen geçen yılla aynı faaliyet karını yapıp, finansal giderlerini de sabit tutarak aynı zarar rakamını açıkladılar. fakat diğer tarafta önemli bir kredi rakamını kapatarak, eskisine göre daha sağlıklı bir bilanço açıkladılar.

    edit: ilave açıklamalar.

  • herkes gibi ben de buradaki insanların yaptıkları işleri abartmasıyla çok dalga geçiyorum ama bu tür shitpost'lar burada gerçekten işe yarıyor.

    ilk günlerinden beri üyesiyim, son iki yıldır profilimi düzenli güncellemeye, arada bir de sağa sola yorum yazmaya başladım. mesleğe dair deneyimlerimi uzun uzun anlattığım iki üç makale yazdım. kimse iplemedi.

    dün ilk defa bir shitpost yayınladım. çevirdiğim bir oyun yeni yayına girdi, jeneriğinde de türkçe çevirmen olarak adım geçiyor. binden fazla oyun çevirdikten sonra belki 20. defa falan olan bir şey. bunun ekran görüntüsünü koydum, başladım yazmaya. sanki oturup çeviri yapmamışım da bin orkla savaşıp hüküm dağına ulaşmış dibinden çeviri çıkarmışım gibi anlattım durdum.

    birkaç anahtar kelimeyi hashtag yaptım. bana çok destek olan proje yöneticilerime teşekkür ettim, almanya'daki amcam ve kastamonu'da vatani görevini yapmakta olan halaoğluma selam yolladım falan filan. bildiğiniz linkedin abartması işte.

    bugüne kadar aldığım etkileşimin kaç kat fazlasını 24 saat içinde aldım. tam da ağımda istediğim çeşitli oyun ve yazılım firmalarının proje yöneticileri, ik'cıları falan ekledi bazılarıyla sohbet ettik.

    bunlar parasallaşır mı, yani gerçek bir çalışma ilişkisine döner mi orası belli değil elbette. ama yine de mesleğe dair çok daha bilgilendirici yol gösterici yorumlar makaleleler değil de basit bir shitpost sayesinde kurdum bu kadar ilişkiyi, mutluyum.

    sevdim bu shitpost işini. yarın da evde internet kopuyor diye gidip starbucks'ta çalışmamı sekiz paragraflık bir felaket önleme, "think outside the box" hikayesi olarak pazarlamayı planlıyorum. önümüzdeki hafta da kamp alanından laptop fotoğrafı atıp çevirmenin doğayla iç içe olmasının anlam ve önemi üstüne saçmalarsam daha bu kadar bağlantı kurarım gibime geliyor.

  • - iyi günler, x hayat ve emeklilik.. nasıl yardımcı olabilirim?
    - iyi günler hanımefendi.. babamı çok kısa bir süre önce kaybettik.. babam, annemi sigorta ettirmiş sizin kurumunuzdan.. siz de her ay babamın hesabından çekiyormuşsunuz sigorta miktarını..
    - sigortalı numarasını alabilir miyim?
    - 4 8 15 16 23 42 (değildi tabii canım.. verdim işte numarayı..)
    - bilgilerinizi kontrol ediyorum.. bilgiler ekranıma geldi, buyrun siz devam edin..
    - peki.. şimdi benim size iletmek istediğim şu; babamın banka hesaplarını kapatacağız biz.. bu yüzden artık sigorta ettiren kısmına benim adımın ve hesap bilgilerimin geçmesini istiyorum.. neler yapmam gerekiyor bu değişiklik için?
    - evet anlıyorum.. yalnız benim sigorta ettiren kişi ile görüşmem lazım, bu değişikliği onaylamam için..
    - hanımefendi anlatamadım sanırım.. sigorta ettiren kişi babamdı, kendisi vefat etti..
    - anlıyorum ama prosedür gereği o'nunla görüşmemiz gerekiyor..
    - bence anlamıyorsunuz hanımefendi.. babam öldü diyorum, siz kendisi ile görüşmek istediğinizi söylüyorsunuz?!?
    - hanımefendi prosedürümüz böyle, onu iletiyorum size.. sigorta ettiren kişi ancak bu değişikliği gerçekleştirebilir..
    - şaka mısınız siz hanımefendi? ayrıca böyle bir hizmetiniz varsa, babamla görüşebilmek gibi, ben de faydalanmak isterim!
    - pardon, ben onu demek istememiştim..
    - neyse hanımefendi.. ben başka bir şekilde çözerim sorunumu, çok sağolun, çok yardımcı oldunuz..

    terbiyesizleşmeyi kendime yakıştıramadığım için bitirdim görüşmeyi.. ardından, daha üst birimlere ulaştım.. yukarıdaki konuşmayı tüm detayları ile anlattım.. böyle durumlarda bir b planının olmamasından dolayı, zaten hali hazırda bir acısı olan insanların, bir de böyle saçmalıklarla karşılaşmasının ne kadar can sıkıcı olduğunu ilettim.. özür dilediler, sorunu çözdüler nihayetinde.. ve sonra bana call center'da görüştüğüm kişinin adını sordular.. hatırlamıyorum dedim.. ekmeğinle oynamak istemedim ama er ya da geç, seni bir gün bulacağım yasemin!

  • bence bunun sebebi kargo şirketleri. kargo şirketleri kutuları o kadar kötü taşıyorlar ki amazon risk almamak için böyle bir yola başvuruyor.

  • çalışmak için sabah 7:10'da uyanıp 20 dakikada hazırlanıp 8:30 mesaisine kıl payı yetişiyorum.
    akşam ofisten 18:30 çıkış eve varmam 19:30'u buluyor iş için harcanan süre 12 saat.
    7 saat uyku = 19
    kalan 5 saat yemek hazırla, çocukların ihtiyaçları vb. akşam bir filmi izlemek için 3 gün harcıyorum resmen.
    hayatımı bu 5 saate sığdırmaya çalışıyorum.
    neredeyse haftanın 3-4 günü bu döngüyü sorguluyorum o otoparkın içinde.
    güzel günler göreceğim, güneşli günler umuduyla 20 yıl oldu

  • devletin yeni facebook projesi. mesai bitince kapanan, yapılan paylaşımların evrak kayıttan geçtikten sonra ertesi gün yayına girdiği bir deli oğlan.

    boğazda kahve keyfi için gereğini arz ederim.

  • mimari ve sosyoloji/psikoloji üzerine yaptığım uzun okumalar sonucu ulaştığım kanaat. üstelik yalnızca sosyolojik ve psikolojik açıdan değil; deprem gibi afetlere karşı da müstakil bahçeli evler diğerlerine göre daha güvenli.