hesabın var mı? giriş yap

  • 5071tl alacak meslek grubu sokaklarda 3-4 kişi halinde dolaşacak, 4013tl alacak meslek grubu ise okullarda bir şeyler öğretmeye çalışacak.

  • fırından alınan mis gibi bir ekmeğin yerinden oynatılmadan 4 ay boyunca aynı yerde kalmasıyla ekmekten bir adet kedi oluşması.. bayağı tüylü sevimli bişey haline gelmişti ekmek.. beslemek istedik ama yemedi bişey, attık sonra.

  • evet efendiiiim. şu an evli erkekler için kerevizden kurtulma sanatı başlığında döktürülen entry lere bakarak; açıklamak, aydınlatmak ve feyz vermek farz oldu.

    öncelikle kocaların kereviz, enginar, kuzu kulağı, radika, karnabahar, kabak ve beş benzemezlerine verdiği tepki evrensel; "öğğğğkk" . biz işini bilir eşlere düşen görev ise, bu sağlıklı besinlerin kocalarımızın bünyesine kazandırılması ve dahi uzun yaşam sırrına beraberce vakıf olmak, bla bla bla...

    öncelikle güzel bayanlar şu "evde rakı içmek" olayına karşı duruşumuzu belirlememiz lazım. doğru bilinen yanlışların büyüğüdür bu; "evde kocanın rakı içmesine müsade etmeyeceksin." hayır efendim; eğer koca rakıya ya da benzer alkollü içeceklere meyilli ise, bu eylemi evde sürdürmesi en doğrusu ve en güzelidir. alkolü seven bünye ne yapıp eder o alkolü bünyeye katar. bunu kabul edeceğiz. ve eğer biz kocalarımızın evde içmesine karşı çıkarsak, o koca gider; evde bir haftada tüketeceği alkolü arkadaşlarıyla çıkacağı bir gecede içer gelir. tecrübeyle sabittir ve tecrübe yirmi yıllı kapsadığından mütevellit değer verilmelidir.

    evde hazırlayacağımız rakı sofrası onları sıkmasın, bu meret tek başına dinsiz imansız gitmesin diye de bir zahmet içmeyi öğreneceğiz. oturduğunuzda 4-5 kadehi yuvarlamanız şart değildir, bir kadehle bile usul usul ona eşlik ettiğinizde, huzur içinde en fazla 3 kadehçiğini içip, tatlı tatlı muhabbetini ettiğini göreceksiniz.

    gelelim sebze-i alinin bu sofradaki yerine; hazırlayacağınız bu sofrada tüm sebzeleri gerek sarımsakla, gerek yoğurtla, gerekse limonla kamufle edip yediremeyeceğiniz erkek yoktur. sizin güzel bi sofrada rakıları açıp kendisini beklediğinizi gören koca, bilin ki; sarımsaklı yoğurdu kaldırıp altında yatan sebze nedir diye bakmayacaktır.

    karnabaharı haşlayıp bol sarımsak limonla yatırın tabağa...kabağı rendeleyip sarımsaklı yoğurt ve cevizle harmanlayıp serin kayık tabağa özenle... kerevizin tarifini sayın alexander goygoyevic vermiş hali hazırda, o tarife ince kıyım dereotu da ekleyip koyun sofraya... enginarı haşlayıp pilava katın, limon,taze soğan ve dereotu eşliğinde... pırasayı ince ince doğrayıp bol zeytinyağında acı pul biber marifetiyle su katmadan kavurun, sürün önüne...

    bakın bakalım birine bile ağız burun kıvırıyor mu? zaten kurduğunuz ilk sofrada -hele de alışık değilse sizden böyle bir güzellik görmeye- ağzı bir karış açık kalır, ne yediğinin farkına bile varmaz. sonra kendisi gelir kapınıza mum olur; "karıcığım geçen mezeler yapmıştın, sofra kurmuştun, hadi bi daha"

    bu sistemle, bildiği sebze, ıspanak, patlıcan, patatesi geçmez, ankara'da doğmuş büyümüş kocaya, ege nin dağlarında ne kadar ot-çöp varsa yedirmiştir kardeşiniz, fikirlere itibar edin.

    haa derseniz ki; "illa rakı sofrası mı kurulacak kardeş, içmez benimki, ben ne yapsam?" , işte ona çok bi alternatifim yok. eğer sağlıklı yaşam zırvasına içmiyor ise kerevizden alacağı vitamin eksik kalsın, öyle de yaşar o, bırak yemesin, üsteleme. ya da öylesine "sağlıklı yaşam" diyerek yedirmek daha kolay olur, ne bileyim? benim anlattığım konu, bildiğim konu. kafamdaki tanım, vereceğim örnek budur.

    sonuç olarak kurun sofranızı, alın kadehinizi elinize; sonra gelsin kerevizler, gitsin enginarlar, sofranın baş köşeciğine kurulsun pırasalar...

  • ''güven testi'' denen zımbırtının yeni moda olduğu ya da bizim yeni duyduğumuz, benimse ''hadi şimdi güven testi yapıcaz seninle, kollarını açıp kendini bırakıcaksın, ben de seni tutucam'' diyen arkadaş sayesinde ilk kez duyduğum zamanlarda, olayı yanlış anlayıp, kollarımı açıp arkaya değil de kendimi öne doğru bırakmak suretiyle kafayı gözü dağıtmak. güven testinde yüz üstü yere yapışan başka biri var mıdır merak etmiyor değilim.

  • son derece dengeli bir kadroya sahip komikli podcast serisi. hayırlı uğurlu olsun. mesut süre anladığım kadarıyla yine rabarba'daki gibi bir nevi moderatör görevini üstlenerek programın akışına yön veriyor. fazlı ve anlatan da kişilik olarak adeta zıt kutuplarda yer alan iki insan olarak muhabbetin dengede durmasını sağlayacak. fazlı dillendirmeyi bırakın yer yer gülerken bile utandıran, awkward şakalar ve siksoklu muhabbetleriyle programın liseli yönü olurken, anlatan adam "bunları hep eşim izliyor/dinliyor" otokontrolüyle midir, yaşının getirdiği ağırlıktan mıdır* bilinmez, programın daha politik doğrucu kutbunu oluşturacak. en azından ilk bölümün bana verdiği izlenim budur.

    fazlı ve anlatan'ın konuk olduğu efsane bir rabarba talk bölümü vardı. bu dengeyi ilk orada fark etmiştim. bu üçlüyü artık her hafta düzenli olarak dinleyecek olmak kesinlikle keyif verecektir. uzun soluklu olmasını temenni ediyorum.

  • para bizim paramız ama hesap soran yok. canı isteyen istediği kişilere sefa bağışlıyor. vergi ödeyen enayi, borcuna sadık olan aptal. usülünde bina yapan salak. ne de olsa hepsi affedilecek. ülke değil başka bi şey.

  • bir twitter kullanıcısı tarafından ortaya çıkarılmış, henüz doğruluğu kanıtlanmamış iddiadır. algida'nın ingiltere ve türkiye'de satışa sunduğu twister isimli dondurmasında içeriklerin tamamen farklı olduğu ifade ediliyor. türkiye'deki twister'da yağsız süt oranı %1 iken bu oran ingiltere'de %13'e tekabül ediyormuş. aynı şekilde meyve püresi oranı türkiye'de %0,4 iken ingiltere'de satışa sunulan üründe %11'miş. twit şurada

    böyle bir farklılık doğruysa, yani algida türkiye'de çok daha sağlıksız formülasyona sahip ürünler piyasaya sürüyorsa büyük rezalet. söz konusu rezalette sadece algida firmasının değil, bu bariz farklılık içeren formülasyona okey veren bizdeki yetkilerin de payı var elbette.

    edit: konu genel hatları itibariyle şununla ilintiliymiş. (bkz: aynı ürünün türkiye'de daha kalitesiz olması) (bkz: türkiye'de ürünlerin kalitelerinin düşmesi)

    edit 2: konuyu gündeme getiren kullanıcı gıdadedektifi'dir. emeğe saygı açısından ismini paylaşmam söylendi. şahsım adına ben de teşekkür ediyorum gösterilen çabalar için.

    algida konuyla ilgili bir açıklama yapmış. onu da paylaşmak boynumuzun borcudur. link

    edit 3: uzman birisinin görüşleri şu şekilde. paylaşmakta fayda gördüm. (bkz: #91287805)

  • yemekte abimle sezar sosunun salatayı ne güzel yaptığından bahsederken ortaokulda okuyan yeğenim muhabbete dalar:

    - jülio sezar mı?
    - jülio değil, jül sezar denir. sen sezar'ın kim olduğunu biliyor musun?
    - biliyorum benfica'nın kalecisi.

  • karabiberin toz değil de cam öğütücü içindeki top karabiberden olması yeterli olabilir.