ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
meni yutmak
-
(bkz: aşkım bugün menide ne var)
breaking bad
-
--- spoiler ---
(bkz: hank schrader) dizide ki en dürüst en sağlam ve en güvenilir karakter ama diziye izlerken özellikle 5. sezon 13. bölümde sinir oldum fakat eğer aileyi olayları gerçek hayatta dışarıdan izleseydik en çok bu adamı severdik walter white'a aşırı kızgın olması çok anlaşılabilir walter white'ı el turco'nun elinden kurtardı ayrıca onun yüzünden canından oluyordu ve topal kaldı daha sonra kanser tedavisi masrafları için para toplamaya çalıştı ve dizide ki diğer karakterler gibi hiç bir kötü yanı yok sadece ağır abiyim herkese yardımcı olayım tripleri dışında.
180'le giderken geri vitese takmak
-
elinizde sadece direksiyonla yolda 180km/saat hızla koşmanıza sebep verecek hareket.
ortaköy'deki kumpir esnafı
-
hic unutmuyorum tek başıma ilk gittiğim zamanlardı 19-20 yasında var yokum pek paramda yok eskiden bu piçler ağız birliği yapıp tek fiyat vermiyordu aralarında daha ucuza satanlar oluyordu. kumpirleride güzeldi yalan yok. önlerinde gezerken hepsi böyle bagırıyor yine öküzün biri dur dur gitme dedi oyaladı beni, o sırada baska müsterilerde geldi benim önüme geçtiler.
bende o sırada biraz tüyer gibi diğerlerine bakmaya gittim o öküz hayvanoglu hayvan tam alacagım yere geldigimde siparisi verirken sipariş verdigim kadına bagırdı oradan, ona vermeeeğğğ ona satmayacaaaksaaaan, kumpircidr korktu veremedi korkusundan kadın. cok utanmıstım hayvan oglu hayvan ya. gittim sahildeki kafetarya lokanta tarzı mekanda yemiştim bende.
tamamen doğulu ahlaksız hayvanların elinde olan yerlerden biri gitmeyin yemeyin aç kalıp belki insan olur hayvan oglu hayvan olanları…
14 haziran 2015 chp'nin mhp'ye teklifi
-
hoş bir ifadedir. akp'ye karşı chp ike birleşmeye yanaşmayıp akp'nin ekmeğine yağ süren mhp'ye gerekli lafların söylenmesidir.
"millet yüzde 60 oy alan partilere bir mesaj, bir sorumluluk, görev verdi. biz chp olarak bu mesajı aldık. ancak muhalefetteki diğer siyasi partilerin de bunu alıp değerlendirmesi gerekir. 'alayına karşıyız' tavrıyla türkiye bir yere varamaz. makul bir süre için makul ve sağlam bir protokolle akp tahribatını giderecek, bir restorasyon dönemi için bir araya gelebilmeliyiz."
http://m.t24.com.tr/…ir-araya-gelebilmeliyiz,299624
yaş ilerledikçe fark edilen şey
-
sıralama yapmak istiyorum
-arkadaş sayında azalma oluyor. eliyorsun sıkıntılı bencil tipleri hayatından ayıklıyorsun
-aşka olan inancın azalıyor. mantık arıyorsun da demiyorum. aramıyorsun hiçbir şey yalnız başına mutlu olmayı seviyorsun.
-tahammülün azalıyor olanlara o yüzden açıklamak yerine onaylayıp konuyu kapatıyorsun
-çatı arası inziva arama durumun artıyor
benim sayacaklarım bunlar
hayali dünyayı gezmek olan üniversiteli kız
-
öncelikle kendi yaşadığı şehri gezmeli bence. misal, benim bir arkadaşım vardı bu hayalini gerçekleştirmeye çalışan, havaalanına gitmeye çalışırken kurtköy dolaylarında kayboldu.
oblomov
-
"zekaca kimseden aşağı değildi. tertemiz billur gibi bir ruhu vardı. asil heyecanları olan bir insandı. ama hiçbir şey yapmadı"
her hatırlandığında tıpkı lise yılları gibi hüzünlü bir tat bırakıyor insanda bu kitap. sayfalar geçtikçe oblomov ile bütünleşiyorsunuz, onu daha iyi anlıyorsunuz. anladıktan sonra da onun, her şeyden vazgeçen bir tembel değil tam tersi hayatta bir anlam arayan ama ne yazık ki bunu bulamayan, bulamayınca da kendi haline dönen bir insan olduğunu keşfediyorsunuz. oblomov'un içinde hala hayata tutunabilmek için bir istek olduğunu ve bunun için sonuna kadar mücadele etmekte kararlı bir heyecana sahip olduğunu görüyorsunuz. bu enerjiyi açığa çıkaran da olga. ama bu son hevesi de yarım kalıyor oblomov'un, bir daha da hiç uğraşmıyor hayatla.
"şu hayat bir türlü yakamı bırakmıyor" sözü bu yüzden çok anlamlı işte.
okuyun, okumadığınız her dakika çok şey kaçırıyorsunuz demektir. mükemmel bir kitap, harika bir felsefe. okuduktan sonra oblomov zaman zaman aklınıza gelecek ve hüzünlendirecek sizi.
amatör kümede futbolcu olmak
-
bir tane var arkadaşımız. 35 yaşında yedek sağ bek. ve yıllardır yedek sağ bek. ama ısrarla her antremana gidiyor.. halı saha maçlarımızda da " ben top oynuyorum", "antremanım var" diyerek kendini sakınıyor, " ben bugün ilerde oynayayım" diyor. ertesi gün maçı varmış..
bir gün hele " çok hırsladım, amatör kumede oynadığım gibi oynayacağım" demişti... o gün yedek soyundurduk. amatörde öyle oynuyor çünkü..