hesabın var mı? giriş yap

  • sahibinden gibi siteler sağlıklı ekonomilerde bilgi asimetrisini azaltarak pazarın daha sağlıklı oturmasını sağlar.
    sağlıksız ekonomilerde ise bizde olduğu gibi yapışkan enflasyonun daha da yapışkan olmasını sağlar.
    kötü olan site değil, ekonomi.
    kapatacaksanız liyakatsiz ekonomi yönetimini kapatın.

  • kurmayı planladığım müze. başlayıp da bitmiş ilişkiler değil, ne başlayıp ne bitirilmiş ilişkiler. masada bir cep telefonu, içinde bir kaç güzel mesajin ardından yanıt gelmemiş son bir mesaj. bazı facebook dökümleri, sonra bir profil görüntüsü: asıl sevgili ile fotoğraf paylaşılmış. kenarda bir kanepe üzerinde yastık, yorgan. bir kenarda rakı masasında yalnız oturan bir adam figürü. sağda solda antidepresan kutuları. izmarit dolu bir küllük. falcının önünde duran bir kız. inbox (1). beklediğimiz, umutlandığımız, yenildiğimiz ve kabullendiğimiz bütün o anların can yakan anıları.

  • asıl kendisi montaj olan rapordur; "abd'den jet bir rapor aldığı iddia edildi. ancak raporun hangi kurumdan alındığı konusunda isim verilmedi." şu an amerika'da yeni sabah oluyor. hangi arada o stüdyoda incelemişler falan. ilginç.

  • bir deney yapılmış: aynı yaşlarda, aynı kiloda aynı şartlarda iki kuzu kafese konmuş. yan kafese ise bir kurt. kurdu kuzulardan yalnızca biri görebilmekteymiş. aylar sonra kurdu gören kuzunun zayıfladığı gözlenmiş. kurt kuzuya bir şey yapmıyor olmasına rağmen kuzu yaşadığı korku ve beslenme yetersizliği nedeni ile ölmüş. kurdu görmeyen diğer kuzu ise sağlıkla yaşamaya devam etmiş. bu deneyi yapan ibn-i sina’nın amacı zihinsel durumumuzun, duygular ve tutumlar üzerinde etkilerini araştırmakmış. aslında güvende olmasına rağmen kuzuyu öldüren korkuyu büyütmesi imiş. belli ki varsayımlar ve olma ihtimali ile büyüttüğümüz korkularımız ölümcül olabiliyor.

  • --- spoiler ---

    arkadaş bunlar duvarda sadece 100 adamız falan diye ağlaşmıyorlar mıydı? e aq savaşta ben zaten 100 tane ölen bekçi saydım, e bi o kadar da hayatta kaldı. bu nasıl matematik anlamadım. devlet bahçeli el atmalı bu olaya.

    --- spoiler ---

  • bazen okuyabileceğiniz en gerilimli, en kanlı ve en boğucu hikayeden bile beter olan bir şey.

    annem - filancanın kızı dedesiyle babaannesini yemeğe çağırırken, aynı apartmanda oturan yengesiyle amcasını yemeğe çağırmamış, kocası "neden amcanları da çağırmadın?" demiş, o sırada yengesi kendi evinde "ben bir hata mı yaptım da o yüzden mi yemeğe çağırılmadık" diye ağlıyormuş. sonra zaten kocası da filancaya çok kızmış..

    ben- anne allahaşkına sus yoksa kusucam. elimdeki çayı başımdan aşağı dökücem şimdi.

    bir insan neden yemeğe çağrılmadım diye ağlar lan? ulan sanki akşam yemeğine değil de buckingham sarayı'nda resepsiyona, ne bileyim taç giyme törenine filan davet edilmemiş, oturmuş "mercimek çorbalı, barbunya pilakili yemeğe çağrılmadım" diye ağlıyor, dünyanın küçüklüğüne bak, fare deliği kadar.
    yemeğe çağırmadığım için ağlayan bir eltim olsa -ki olmaması için elimden geleni yapıyorum- bir uzay araştırmaları kurumuna filan bağışlardım "kainatın en kapasitesiz canlısı" diye.

    üremek ve sevmek için, çeşitli akrabalık ilişkilerinin elti, bacanak, görümce diye özel olarak isimlendirilecek kadar önem arz etmediği ve evlilik kurumuna kaktırılmadığı milletlere yönelirsek bin yıl sonra akli melekeleri yerinde nesiller yetişeceğine inanıyorum.

  • los angeles'ta bir itfaiye ekibinin aksaminin nasil gectigini haber yapmak uzere kameramaniyla cekime gelen hanim kizimizin gelen bir yardim cagrisina ekiple birlikte katilmasi, bulastigi canliyi dakikalar icerisinde zombiden bozma isirganlara ceviren fantastik bir bir kuduz virusu turevinin kol gezdigi bir apartmana farkinda olmadan girmesi ve devlet guclerinin de durum kontrol altina alinana kadar binayi karantinaya almasi uzerine ekiple birlikte kapana kisilmalari hikayesini gercek zamanli olarak kameramanin objektifinden anlatan, klastrofobik ve bol salyali gerilim filmi... bozmasi.

  • çok ilginç bir deneyim. elinize takilmis seruma "tamam; basliyorum." tarzi bir komuttan sonra siringadan gerekli ilaci vermeye baslarlar. genel anestezi alan bircok insan gibi ilk birkac saniye "hayir beni uyutamazsiniz" dersiniz, sonra siringa takili eliniz yavas, yavas karincalanmaya baslar. akabinde duyumsadiginiz sesin kalitesi giderek azalmaya baslar(böyle cızırtılı duymaya baslarsınız, belli bir süre sonra ses de azalmaya baslar). ve görüntü kalitesi.. o da giderek azalir, ve bu olurken etraf kararmaya başlar ve bilincinizin kalitesi* de giderek düşer, sonra farkinda olmadan uyursunuz.

    [bu sırada ameliyatinizi yaparlar, hiçbir şey hissetmezsiniz.]

    sonra ayılma faslı.. iste burasi biraz kötü. çünkü ayılırken, her sabah uyandiginiz gibi kendinize geleceginizi zannetmeyin. ameliyathanenin yeterince soguk ortami, anestezide kullanilan maddenin vücüdunuza etkisi, vs.. gibi etkenlerden ötürü boğazlarınız ağrıyor bir şekilde kalkarsınız bir kere. tabi tekrar "online" olan beyninizin, adaptasyon sürecinde yaşadığı kasılmaları atlamamak gerek. bir kere ilk birkaç saniye aşırı sarhoş bir haliniz oluyor, öyle doğru düzgün pek birsey algilayamiyorsunuz. yavas yavas kendinize geliyorsunuz(işte boğaz ağrısı burada hissedilebiliyor.). sonra ameliyatli yerinizin acı ve ağrısını hissetmeye başlıyorsunuz. tabi hala iğrenç bir şekilde sarhoşsunuz..

    daha önce genel anestezi almis kisilerden duydugunuz "olm, 3 ay kendime gelemedim, cos30 nedir düşünmem gerekti" tarzı laflar yalan değildir. fakat bu kesin olacak diye birşey de yok.. şahsen bu tür birşey oldugunu önceden bildiğim için, ayıldıktan sonra bir-iki dakika icinde, ameliyat öncesi süreci kafamda kronolojik olarak canlandirabiliyor muyum, bazi basit matematik işlemlerini hizlica yapabiliyor muyum, hastaneye yatmadan önceki yaşantım hakkında yaptigim genel kültür yarismasinda basarili olabiliyor muyum, vs.. tarzı testleri yaptim; çok şükür bir değişiklik yoktu.

    genel anestezi ayrıca bana çok önemli bir gerçeği de yaşatmış oldu: the matrix, total recall gibi filmlerden "yaşam" dediğimiz şeyin, tamamen beyinde yaşanan algılar bütünü olduğunu biliyordum. fakat bunun nasıl olduğunu deneysel olarak da görmek istiyordum. işte g.a. bu açıdan benim için çok önemli bir deneyimdi. serumdan gelen ilacın birkaç saniye içinde kolunuzdaki sinirler vasitasiyla beyninize etki etmesiyle, yaşam dediğiniz algılarınızı teker-teker ve yavaş-yavaş kalitesizleşmeye, azalmaya başladı. bir süre sonra tamamen "offline" oldunuz. sonra beyninizi tekrar uyardılar, bu sefer aradan sanki hiçbir süre geçmemiş gibi yaşantınıza ameliyat olmus bir sekilde algiladiginiz bedeninizle devam ediyordunuz.. çok ilginç..

  • "hazar uyar’ın, ’adam yaralama, uyuşturucu, hırsızlık’ suçlarından poliste 78 suç kaydının bulunduğu öğrenildi."

    adam toplum mikrobunu öldürmüş resmen.