hesabın var mı? giriş yap

  • belki blackberry, iphone gibi akıllı telefon kullanmıyorum ama benim telefon da aptal sayılmaz. mesela otomatikman saati geri almış bugün.kafa zehir.

  • 27 kasım 2007 günü prens charles ile tuvalet çıkışı konuşmam hayatımda yaşadığım en ilginç ünlü ilişkisi olabilir sanırım..

    ulan 3 saatlik data structure dersinden çıkmışım, sıkışmışım zaten hadi bir tuvalete gireyim dedim, bu arada etrafımdaki insanların %90 ı takım elbiseli tuvalette..tam tuvaletin çıkışına geldim bir kalabalık, kamera ışıkları, fotoğraflar falan filan derken aradan 2 ,3 saniye geçmeye kalmadı prens charles ile karşı karşıya geldik..ben ne olduğunu anlamadan bir de bana soru sormaz mı? olayı algılamam zaten bir kaç saniye sürdü..ondan sonra cevaplayabildim sorusunu..soru da şuydu "okuldaki eğitimden memnun musun?" bendeki cevap sadece "evet" olabildi tabiki.. sonra sorular devam etti, ben yine girdiğim şokun etkisiyle kısa cevaplar verdim,ardından yürümeye devam etti..tabi ben olayın şokunu belirli bir süre atlatamadım.. düşünsene lan tuvaletten çıkıyorsun karşında prens charles dersler nasıl diyor.. hatırladıkça ara ara gülüyorum hala..

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • çocuğumu bu ülkenin okullarında okutmamak isteme sebebimdir. bu adam gibi zibilyon tane adam sınıf öğretmeni, x, y, z öğretmeni ve malesef çocuklarımıza-çocuklarınıza sarkıyorlar.
    lanet olsun.
    öğretmen olacak herkes kpss zıkkımından evvel psikolojik testlere vs girmeliler. birçok öğretmen diye çalışanın böyle sapkın düşünceleri var !

  • ön bilgi: 22 yaşındaki kisaltma kablosu, 51 yaşında, yılların tecrübesi, baba kisaltma kablosu'nun yaşıyla dalga geçerek aşık atmaya çalışır.

    (kablo ps3'ün başında hunharca top spin 4 oynamaktadır.)

    baba - ne oynuyorsun lan yine?
    ben - tenis baba.
    baba - ver bakayım ben de oynıycam.
    ben - dur baba çok kritik.
    baba - olm ver bi deniycem, heves ettik.
    ben - ya baba ne ps3'ü geldin 51 yaşına, emekli oldun, play station'a saracağına, hıyar yetiştirsene.
    baba - 22 senedir yapıyorum o işi ben.
    ben - saygılar...

    beni pek yarmadı ama, sizi yarar diye düşünüyorum.

  • röportajında benim gibi kekeme olduğunu fark edince içim ısındı çocuğa. bilmeyenler için biz kekemeler, bazı kelimeleri söyleyemeyince elimizi kolumuzu oynatarak o kelimeyi söylemeye çalışırız. bazen söyleyene kadar nefessiz kalırız. bu tür hareketler kekemeliğin sebep olduğu bir çeşit tik. herhangi bir rahatsızlığı yok çocuğun, sadece bazı kelimeleri söyleyemiyor, takılıyor ve istemsizce tik oluşuyor.

    gururumuzsun, başarılarının devamını dilerim.

  • kadınlar her dönemde bu işin çıtasını yüksekte tutmuştur. geçmişte ise bu işin boku çıkmıştır. kadınların eskiden güzelleşmek uğruna ciltlerine sürdükleri şeyler bugün bize abartı gelen bazı şeylerin masum kalmasına sebep oluyor.

    güzelleşmek için neler kullanmamışlar ki?
    arsenik, radyum, cıva, kantaridin , petrol hatta x-ray ışınları...

    agatha christie'nin en sevdiği cinayet silahı arseniğin nasıl güzellik malzemesi haline geldiğine bakalım:

    1851 yılında kaşif ve doktor johann jakob von tschudi, viyana merkezli bir tıp dergisinde bir makale yazdı. makalesinde avusturya'nın steiermark bölgesi sakinlerinden bahsetti. okuyucuları, dağlık alanda, geleneksel ve zorlu koşullarda yaşayan bu insanların diğer insanlardan bir farkı olduğunu öğrendiler: arsenik yemeye düşkün olduklarını.

    bu dönemde arsenik içeren bileşikler hem ilaç hem de korkulan bir zehir olarak yaygın olarak kullanılmaktaydı.

    arsenik bazlı terapötiklerden en ünlülerinden biri 1780'lerde kullanılan ve potasyum arsenit içeren fowler çözeltisi'dir. başlangıçta sırma tedavisi için kullanılan çözelti kısa sürede genel bir tonik ve egzema gibi cilt hastalıkları için tedavi amaçlı kullanılmaya başlandı.

    avusturya'da arsenik yiyenlerin varlığı, arseniğin "faydalı" etkilerine yeniden ilgi uyandırdı. özellikle, steiermark'lıların artan dayanıklılık ve enerji haricinde parıldayan gözleri ve pembe yanakları ile daha iyi bir tene sahip olduklarını anlatan hikayeler büyük bir heyecana neden oldu ve arseniğin insanları güzelleştirebileceği ortaya çıktı.

    aşırı ve sürekli arsenik kullanımının en hafif ihtimalle tahriş edici ve en kötü ihtimalle ölümcül sorunlar yaratabileceği rutin olarak duyurulsa da popülaritesi gün geçtikçe artmıştır.

    arsenik, kılcal damarları genişletip yanaklarda geçici bir sifon etkisi yarattığı için gerçekten de kullananların ciltlerinde kısa süreli faydalar göstermekteydi.

    yaygınlaşan trendin farkına varan birkaç şirket kısa süre içinde arsenik içeren kozmetikler satmaya başladılar. 1890'ların ortalarında tüketiciler "dr james p campbell's safe arsenic complexion wafers" gibi ürünler ve az miktarda arsenik içeren karamelli şekerleri satın alabiliyorlardı. görsel

    görsel
    bu ürünlerin popülaritesi birinci dünya savaşı'ndan hemen sonra azaldı ancak arsenik içeren sabunlar 1930'lu yıllarda halen satıştaydı.

    kaynak: history extra

  • rok: cemil turan efsane değildir.

    len nasıl değildir ya?

    - ingiltere kralı, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci mıyer, nadya komanaçi, bricit bardo, fenerbahçeli cemil !!!

    efsane lan işte.