hesabın var mı? giriş yap

  • aynı gemidecilere bi lafım var.

    niye lan?

    şimdi siz seçim sonrası dışarıda ateş ederken birikimlerini dolara yatıran ben, kurun yükselişine sevinmeyeyim çünkü aynı gemideyiz öyle mi?

    ahahhaa yarrağımın başı aynı gemideyiz.

    siz eşşşek gibi çalışacaksınız, beni besleyeceksiniz bundan sonra.

    kilosu 3 liradan 2 kilo patates pişirin, bi hafta yiyin.
    işiniz ne?

    alışıksınız nasıl olsa.

    tanım: svihs

  • ortaokuldayken almanya'da yaşayan ama okumak için anne ve abisi ile türkiye'ye gelen bir arkadaşım vardı ki benim ve ailemin zihninde tam olarak bu kategoride yer etti.
    bir yaz tatili bitiminde beni evine davet etti. sohbet, muhabbet devam ederken birden "aa sana ne göstereceğim?" diyerek yerinden fırladı ve çalışma masasının (üstü kitaplıklı olanlardan) en ücra köşesinden bir kucak çikolata çıkarttı. hepsini tek tek nereden, ne kadara aldığını anlattı saatlerce, tabi bu arada bende ikram etmesini bekliyorum. anlatması bitince "çok güzeller değil mi?" diyerek hepsini yerlerine kaldırdı. böylesini ve bunu o günden sonra hiç görmedim.

  • inanın gözlerim doldu başlığı görünce, yalnız değilmişim. her kitapçıya girişimde bunu yaşıyor, hangi kitabı alacağımı şaşırıyorum. "a ha o kitap da var, hem de klasik ama ben okumadım?? ayyy, en sevdiğim yazar da yeni kitap çıkarmış!!! bu kitabı da çok methediyorlar..." diye dönüp duruyor ama her birini de okuyacak vaktim olmadığını biliyorum, bazen öyle sinirim bozuluyor ki kitapçı önünden geçmek istemiyorum. yalnız olmadığımı bilmek güzel. tşk.

  • bizim gibi eğitim seviyesi düşük toplumlarda fanatizm olmayan sporlar tutmaz. adam fener cimbom kavgası gibi kavga vermeyecek, uğrunda içinde çoluk çocuk olan metrobüsü ateşe vermeyecekse o spora spor demez. ne zaman ki bu spor için öfkeli bir mclaren taraftarı sokakta gördüğü bir ferrariyi ateşe verir, o gün tutar bu spor.

  • victor hugo benim şu halimi görseydi sefiller yerine buna da şükür adlı bir roman yazardı.

  • bana göre erdem falan değildir, lütuf da değildir. birçok farklı sebebi olabilir, parayı, zekayı, herhangi x bir şeyi güzelliğe tercih eden birinin tercihi olabilir, toplumun güzellik normları dışında da olsa sevdiği kişiyi gerçekten çok güzel bulan birisinin kararı olabilir, şartlar öyle gerektirdiği için mecburiyet olabilir. ama erdem? sanmıyorum.

    birilerini önce itip sonra da onlara merhamet bağışladığınızda daha iyi insanlar olmuyorsunuz. bu biraz, "gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz" demek gibi oluyor, bence.