hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • kasanın kapağını kapatamayan malların trafikte koca koca kamyonetlerle serbestçe dolaşıyor olması kadar ilginç olmayan videodur. daha 2 ay önce odtü'de bir öğrenci bu yüzden hayatını kaybetmedi mi? hiç mi ders alınmaz hiç mi sorgulamaz insan kendi yaptığı işi?

  • bu mudur erkeklik? bu mudur delikanlılık? bir adama kaç kişi dalmışlar dövmüşler yuhhajajajjahhhahahaha

    "nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" vecizesinin gerçekleştiği olay

    edit: ilk satırlarda geçen "erkeklik" "delikanlılık" kelimelerinin bir üst entry ile daşşak geçmek için ironi içerdiğini anlamayan dallama yazarlara selam olsun...

    dallamedit : içimin yağlarını eriten görüntülere sahne olan olay

  • içimi her seferinde cız ettiren bir anı, hayatta kırıp da kırdığımı fark ettiğim zannederim ilk pottur. 1988 yılında, öyle çok küçük de değil, dokuz yaşında olduğum ve oturduğumuz ikinci eve taşındığımız sonbahardı. oturma odasına halı döşemek üzere eve iki usta gelmişti ve ben annemle beraber hayatımda ilk defa bir halının nasıl döşendiğini gözlüyor, adamların hareketlerini ilgi içinde izliyordum.
    aptallık, cehalet, belki korunaklı hayat denebilir, ama o yaşımda değil nasıl olduğunu, neye benzediğini bilmek, ayak kokusu diye bir kavramın varlığından, ayakların kokabileceği gerçeğinden dahi haberdar değildim. işte bu yüzden ki, ustaları seyretmeye başlamamdan bilmiyorum kaç dakika sonra etrafı pek yabancı ve tahammülü pek güç bir koku sardığında içten bir merak içinde anneme dönüp “ya anne, burası ne koktu?” diye sormaktan hiç çekinmedim. annemin o anda bir cevap verip vermediğini, kaş göz edip etmediğini, benim orayı terk edip kokunun olmadığı bir yerlere kaçıp kaçmadığımı hatırlamıyorum. ortamdaki yeni kokuyu ortamdaki yeni insanlara bağlamak gibi basit bir zihinsel işlemi gerçekleştirememiş olduğumu görmek apayrı bir utanç kaynağı bugün bana, ama annemin adamlar gittikten sonra beni çekip, içten içe saflığıma gülse de üzgün bir şekilde “kızım ne yaptın öyle, adamların ayağı kokuyordu tabii ki, başımdan aşağı kaynar sular döküldü” demesini takip eden utanç kadar değil.
    beni çok etkilemiş, çocukluğuma damgasını vurmuş bir anı olduğunu iddia edemem bunun, abartı olur. ama uzun ve düzensiz aralıklarla da olsa, kimi zaman sebepli, kimi zaman sebepsizce aklıma düşmüş ve her defasında içime hicapla hüzün karışımı hisler salmıştır. şimdi hiçbir şeylerini hatırlamadığım, halı döşedikleri o evden on seneden çok oluyor ki ayrıldığımız bu adamlar sözlerimi duymuşlar mıydı o gün işleri güçleri içinde, duydularsa bir şey hissetmişler, canları acımış mıydı, evden çıktıktan sonra bunu aralarında konuşmuşlar mıydı, yoksa hakkında bir söz edilemeyecek kadar ağır mı gelmişti onlara, ve eğer ki hala yaşıyorlarsa, benim gibi onlar da arada bir geri dönüyorlar mıdır zihinlerinde bu buruk hatıraya? bilemiyorum.
    asla duyamayacak olsalar ve o özür hiçbir şeyi değiştirmeyecek de olsa o salak, densiz kız çocuğu adına defalarca özür dilemek istiyorum. bana insanları hiç bilmeden, hiç istemeden, üstelik de geri dönüşü olmayan bir şekilde kırmanın ne kadar mümkün, mümkünden de öte, kolay olduğunu belletmiş bir çocukluk lekesidir.

  • 45 gün nedir arkadaş!
    kendisi yatırım yapıp para kazanacak diye esnafa zulüm.
    tüketici olarak bilmediğimiz detayların bazılarını gösteren başlık.

  • "öpüşeceğimiz insanı da biz mi getiriyoruz yoksa içeride veriyorlar mı?"diye sorduran olay.

  • biri bu saçmalığa artık dur desin be. yemeği verin geçin. ne bu eziyet, şov merakı.
    geçen bir mekana girdik yemekten sonra tatlı yiyeceğiz. neyse tatlı geldi garson 20 dakikada anca servis edebildi baklavayı. almış çatalı bıçağı masaya, tabağa her yere vuruyor adam tempo tutmamızı, alkış yapmamızı bekliyor. çok içinde kaldıysa baterist olsaydın kardeşim, kadıköy’de liseli gruplarla sahneye çıkardın.
    kız arkadaşım da o ara telefonu çıkarmış videoya alıyor bu garsonu vaaay, süper ya, çokiiiiiyyy, ahahaha gibi tepkiler veriyor. (büyük şehirde ortam görmüş anadolu köylüsü gibi)
    yemin ediyorum o an hem yiyeceğim tatlıdan tiksindim, hem hayatımın aşkı dediğim kadından.

  • besin zinciri içerisinde dinozorların da bulunduğu düşünülen timsah türüdür.

    national museum of natural history'de sergilenen iskeleti:
    görsel - görsel

    modern tuzlu su timsahları günümüzdeki en zorlu yırtıcılardan biridir. en güçlü ısırığa sahip hayvanlar listesinde nil timsahından sonra 3700 psi ile 2. sıradadır. dişileri 3 metre uzunluğa, erkekleri ise 6 metre uzunluğa ulaşır.

    ısırığı en kuvvetli hayvanlar hangileridir?

    tuzlu su timsahları bu devasa boyutlarına rağmen sarcosuchus imperator ile kıyaslandıklarında sadece bebeklerdir. türün boyutunun 9.5 ila 12 metre arasında değiştiği düşünülür ve tam anlamıyla gerçek bir canavardır.

    bu devasa boyutuna rağmen sarcosuchus'un yaşamış en büyük timsah türü bile değildir. edinburgh üniversitesi paleontoloğu dr. mark young'a göre geç kretase döneminden deinosuchus türü bu tür ile boyut açısından yarışabilir. yine bu dönemde okyanuslarda yaşayan, benzer boyutlarda timsah türlerinin bulunması olasıdır. young'a göre amazon denizi'nde yaşamış olan ve 5 ila 10 milyon yıl önce soyları tükenen timsahlar bu türün en büyük örnekleridir.

    sarcosuchus imperator, yaklaşık 113 milyon yıl önce, erken kretase döneminde yaşamıştır. fosilleri genellikle bugün nijer olarak bildiğimiz batı afrika bölgesinde keşfedilmiştir.

    oldukça büyük nehir sistemlerinde yaşamışlardır. young, yaşadıkları bölgede büyük beyaz köpekbalığı boyutlarında coelacanth balıklarının bulunduğunu, bölgeyi lurdusaurus, ouranosaurus ve nigersaurus gibi dinozor türleri ile paylaştıklarını belirtiyor.

    beslenme ve avlanma alışkanlıkları için dr. young açıklamaları şöyle:

    "görünüşe göre diyetlerinde seçici değillerdi. ellerinden geldiğince çok şeyi avlamaya çalışıyor gibi görünüyorlar. maksimum vücut boyutlarına ulaştıklarında muhtemelen her şeyi avlamaya meyilli olacaklardı.

    nasıl avlandıkları net değil çünkü bugün yaşayan timsahlardan oldukça farklılar. oldukça uzun ve dar bir damakla dünyaya geliyorlardı. bu, yaşamları boyunca oldukça genişliyordu ve oldukça uzun ve düz bir damak yapısıyla sonuçlanıyordu. bugün yaşayan hiçbir türde buna rastlayamıyoruz.

    günümüzde doğrudan akrabası olan türler yok. daha çok ikinci kuşak kuzenler gibi gözüküyor. günümüzdeki timsahlara göre birkaç noktada farklı bir iskelete sahipler. modern timsahlarda bulunan spheroid eklemlere (küre, çukur eklem) sahip değiller. derilerindeki plakalar (osteoderms) bugünkü türlere göre çok daha büyüktü. bu nedenle bugünkü türlere göre çok daha az esneklerdi. damak şekilleri nedeni ile de çok fazla bir ısırma gücüne sahip olmadıklarını düşünüyorum.

    avlanma alışkanlıklarının hint gavyali ya da malezya gavyali ile benzer olduğunu düşünüyorum ancak bundan sonrası için fikrimiz yok.

    muhtemelen, kafatasları ve damakları hiçbir timsah türüne benzemeyecek şekilde büyüdüğünde kendi doğalarına uygun şekilde davranıyor ve bugünkü timsahların yapamadığı benzersiz işler yapıyorlardı."

    https://www.sciencefocus.com/…arcosuchus-imperator/

  • basın özgürlüğüdür. ifade özgürlüğüdür, sorun yoktur. ama ak-it'lerin amacı mizah yapmak, bir şeyi eleştirmek, ya da sadece güzeli aramak değil, sadece insanları sinirlendirmek. aferin ak-itler. hll spr dvm.