hesabın var mı? giriş yap

  • bankanın biri iptal ettirdiğim kredi kartım için 2 haftadır arayıp mesaj atıyor. en son içip içip evin önüne gelecekler diye korkuyorum amk...

  • can yücel'in şu şiirinden haberi bile olmayan insan beyanıdır

    "zenginlik; sabahları poğaça yiyebilmektir.
    zenginlik; merdivenleri yardımsız çıkabilmektir.
    pencereden bakıp, yoldan geçenleri görebilmektir.
    her akşam kendi kapını kapatabilmektir.
    saçının okşanmasıdır.
    kolundaki saatin geleceği göstermesidir.
    bir sonraki hafta için plan yapabilmektir.
    güzel günleri bekleyebilmektir.
    bazen bir tabak makarnadır.
    bazen iki tane domates ve bir taze ekmektir.
    kendine inanabilmektir.
    zenginlik varlığından mutluluk duyabildiğin herşeydir...
    fakirlikse...
    bir kez tanıyıp,
    sonra yokluğunu öğrenmektir."

  • hes santrali patlaması ile alakalı durmayan elim olay.

    siyasi ve duygusal faktörlerden uzak amatör olarak yaptığım araştırmalar gösteriyor ki; bozkurt ilçesin ezine çayı üzerine kurulmuş ebru regülatörü ve hidroelektrik santrali oldukça küçük. arkasında biriktirdiği su en fazla iki olimpik havuz miktarında. bu hes patlasa ya da kapakları açılsa, böyle bir suyun debisini ve yönünü ancak önemsenmeyecek kadar etkiler.

  • garip şekilde hoşlandığım yorgandır. ağır olsun, sıcak olsun hatta bir de kundak olayım oh mis.

  • kendisine dair şöyle bir gözlemim var. bugün sabah ofise gelen gazeteleri okurken hürriyet gazetesi çılgın makinist faciası diye bir başlık atıp olayı doğrudan makiniste bağlamıştır. wall street journal ise demiryolu müfettişleri ile röportaj yapıp olasılıkları sıralamış ve sorumlunun trendeki karakutunun incelenmesinden sonra belirleneceğini söylemiştir. görünen o ki türk medyasındaki sorumluyu atama mekanizması yurtiçi, yurtdışı ayırt etmiyor. buradan kendilerine sesleniyorum ispanyadaki haberi bari tarafsız, infazsız verin de gazeteye benzeyin.

  • fırçalama değil, düzeltmedir. nevşin'i de dezenformasyon konusunda kibarca uyarmıştır. programı baştan sona izledim.

    öncelikle "almanya tarihinden ders almış bir ülkedir" diyenler 90'larda yakılan türk evlerini hatırlasın.

    gelelim konuya.
    türkiye'deki çerkeslerin dilinin yaşaması devletten önce, çerkeslerin sorumluluğunda diyor adam ki haklı. söylediği şey mantıklı, daha çocukluktan ana dilini öğretemezsen yeni jenerasyona, dilin tabii ki kaybolur.

    nevşin'in iddia ettiği gibi asimilasyon ciddi bir konudur. sistemli bir çabadır. türkiye'nin ise çerkes kültürünü asimile etmek gibi bir davranışı yok. korumak için de yok. nötr.

    bugünden bakarak geçmişi değerlendiremezsin. mesela bak bugün nasıl ki almanya'daki türkler kendi dillerini koruyor, türkiye'deki ermeniler ermeni okullarında çocuklarına dillerini öğretiyor. tamam maarif kanunu var. tamam ermeniler lozan'daki azınlık maddelerinden faydalanıyor.

    ama türkiye cumhuriyeti vatandaşı çerkes kökenli birinin vakıf kurma ve meb'e bağlı bir okul açmasına engel var mı? yok.
    bu okulda seçmeli ders olarak çerkesçe okutulabilir mi?
    https://www.cerkes.org.tr/…i-ders-olarak-okutulacak
    okutulabilir.

    yine meb'e bağlı okul bünyesinde bir dil kursu (ingilizce kursu gibi) açılabilir mi?
    kanunen bunda da bir sıkıntı yok.

    mevzu tamamen bütçe ve birilerinin elini taşın altına koymasıyla ilgili.

    ilber'in söylediği çok basit, sen önce kendi kültürüne değer vereceksin. sen yaşatmak için çabalayacasın. bu senin sorumluluğun.

    nevşin'e almanya örneğini vermesinin sebebi de siz kendi suçunuzu hafifletmek için "ama türkler de asimilasyoncu, ama fransızlar da şöyle, ama bulgarlar da böyle" diye dezenformasyon yapıyorsunuz, buna dikkat edin diye uyarıyor.

    not: nevşin daha ilk dakikada "yörükler de asimile oldu mesela" diyerek kullandığı kavramlardan ne kadar bihaber olduğunu gösteriyor.