hesabın var mı? giriş yap

  • kucuk olcekli tipik turk esnafidir. alisverise gitmissinizdir ve misal kazak alacaksinizdir. kazagi denersiniz, hosunuza gider ve almaya karar verirsiniz. ancak hemen hemen her turk insani gibi pazarlik yapacaksinizdir dukkan sahibiyle etiket fiyati uzerinden indirim yaptirabilmek icin. olaylar gelisir;

    siz: "bu kazak guzelmis? etiket fiyati uzerinden ne kadarlik bir indirim yapabilirsiniz?"
    esnaf: "valla, biz, bize gelis fiyatiyla satiyoruz bu kazagi" (ic sesiniz: at yalani .... inanani seklindedir)
    siz: "olur mu ya? bu cok pahali. alaman ben bu kazagi bu fiyatiyla. yapin artik bir indirim (israrlar, israrlar, israrlar)."
    esnaf: (imana gelir) "tamam o zaman bakalim ne yapabiliriz" der

    ve hastasi oldugum surec baslar. esnaf, masasinin ustunde duran devase hesap makinesini (devasa hakikatten, boyle kafam kadar, devasa olmasina devasa ancak ironik bir sekilde ancak dort islem yapabiliyor) alir ve diffirential equation cozermis edasiyla bir o tusa bir bu tusa pasar. derin dusunur. ve

    esnaf: "valla en son bu olur, daha azi bizi kurtarmaz" der ve hesap makinesinde cikan sayiyi size gosterir. (ic sesiniz: hani lan size gelis fiyati buydu? seklindedir ve hala inanmazsiniz o kadar cok tusa basip bu sayiyi bulmasina)
    siz: "tamam o zaman aliyorum" der, odemenizi yapar ve iyi gunler dileyerek dukkandan ayrilirsiniz. esnaf ise bir sonraki musterinin gelmesini ve bu baglamda bir sonraki hesap makinesini kullanimini dort gozle beklemeye koyulur.

  • burçin pakdil'in astronomi adına önemli bir katkısıdır. tebrik ederiz. kendisi adına çalışmaları ile daha çok iftihar ederiz umarım.

    yine de söylemeden edemeyeceğim ama "burçin galaksisi" tam umut sarıkaya esprisi gibi :)

  • sıfır atık için yapılabilecek en iyi tatlı diye övdükleri limon tatlısı sıfır atık falan değildir. mehmet şef limon kabuklarının en az 60 derecede bir gece pişirilmesi gerektiğini söyledi. bir gece boyunca(8 saat diyelim) bir fırının harcadığı elektrik enerjisi doğaya çok daha fazla zarar veriyor. o kabuğu sıfır atık derdine pişirmek yerine çöpe atarsanız doğa için daha faydalı bir iş yapmış olursunuz.

  • ''kız gecelikle fotoğraf çekilmiş yüzüne 1 kilo makyaj yapmış fotoğrafın altınada 'ev halim' yazmış. hangi evdeyse artık.''

  • şimdiki nesiller bilmez ama 1978 yapımı ilk versiyonun, 80'ler çocuklarındaki yeri ve önemi büyüktür. tek kanallı ve sınırlı oranda renkli yayın yapan trt televizyonu 1981-1982 arasında bu seriyi göstermişti. dizi dünya çapında o dönem yankı uyandırmıştı ancak yapımcı şirketi universal pictures, o dönem yeni ortaya çıkmış olan öncülü space-opera star wars un yapımcısı 20th century fox tarafından dava edilmişti. sebebi de, star wars daki 34 farklı unsurun bu dizide taklit ediliyor olduğu iddiasıydı. ancak bu davalar daha sonra haklı bulunmayıp düşürülmüştü.
    dizi, o dönemin en pahalı yapımlarından birisi olarak toplamda 24 bölüm için, o günkü parayla 8 milyon dolara mal olmuştu. dizi, ertesi sene ratinglerin yükselişine rağmen bütçe nedeniyle can çekişmeye başladı ve sona ermek durumunda kaldı. 1980 senesinde ana temadan bağımsız daha farklı bir tonda devam ettirilme çabası olmakla birlikte; konusu o günün dünyasında geçen bir galactica dizisi fikri elbette tutmadı ve sadece 10 bölüm sürebildi.
    dizi, yapımcı ve yaratıcısı glen a. larson un mormon inancından dolayı mormon teolojisine dair pek çok metaforu içeriyor.
    1999 yılında başrol oyuncusu richard hatch ın yeniden eski ekibi bir araya getirip diziyi canlandırma çabaları başarılı olamadı ama 2003'e gelindiğinde yapılan remake çok başarılı bulundu. eski formatın çok daha farklı ve dark tonunda yapılan; günümüze uyarlanmış yeni battlestar galactica bugünün nesilleri tarafından çok beğenildi ve 2004-2009 arasında efsane olarak nitelenen yenilenmiş haliyle gönüllerimizde yer edindi.
    2009'dan beri sinema versiyonu konuşuluyordu ve tam hayata geçirilecek iken 2014'te orijinal dizinin yaratıcısı glen a. larson un ani ölümüyle rafa kalktı. en son haberlere göre de 2020 yılında film versiyonun çalışmaları ciddi olarak başlamış ve mümkün mertebe 1978-1979 versiyonuna sadık kalınarak yapılacakmış.

  • oh olmuş.
    gelene geçene vize dağıtırlar, ülkenin eğitimli kesimi 3 gün tatil yapıp dönmek ister, binlerce evrak talep ederler. oh olsun amk almanyasına.

  • mikrofonun karşısına kendini atıp dakikalarca propoganda yapıyorsan sonuçlarına da katlanacaksın. dede mede fark etmez.

    neden bizim dedemize ninemize böyle şeyler yapan olmuyor acaba bir düşünelim bakalım. belki parti örgütünden fırlamış gibi konuşmalar yaparak insanları dellendirmedikleri içindir.

    ek: bu entry'i düşünce ve ifade özgürlüğü açısından eleştirenler olmuş. ben dede fikrini açıklayamaz demiyorum, açıklar. ama onun fikrine katılmayanlar da bunun karşılığında dedenin eline verm- protesto hakkını saklı tutar. sonuçta burada akp'lilerin diğer partililere yaptığı gibi sözlü ya da silahlı bir saldırı yok. basit bir tepki gösterme var. demokrasi böyle bir şeydir. öğreneceksiniz zamanla.