hesabın var mı? giriş yap

  • içinde eskişehir'de başörtüsü eylemine katıldı diye içinde kemalist polislerin ve esnafın da olduğu 6-7 kişi tarafından komalık olana kadar dövülen ve gittiği hastenede kemalist doktor tarafından geri gönderilen ve sonunda da ölen birinin hikayesi var mı diye merak ettiğim hikayelerdir.

  • 2002 oncesinde siyasiler bir halt ettiklerinde, bu duyulursa rezil olurlardi. medya da surekli aciklarini arardi. bu, bir denge unsuruydu.

    2002 oncesinde siyasiler yolsuzluk yapmamis olsalar da yargilanabilir, sucsuz ise aklanabilirlerdi.

    2002 oncesinde de yargi elbette mutlak adil degildi ancak cok cok daha adil ve guvenilirdi.

    2002 oncesinde insanlar daha ahlakliydi. yalan elbette yine boldu ama bu kadar degildi. yalani ya da uckagidi ortaya cikan utanir, utandirilirdi. aklindan kotu fikirler gecen biri bile "yahu rezil oluruz" diye vaz gecerdi.

    2002 oncesinde her yer bugunden daha yesildi.

    daha sayarim da yoruldum.

  • 1- türkiye bugün şampiyon olmadı, finale çıktı.

    2- türkiye hep şampiyon olmuyor. 1-2 ay önceki şampiyonluk, milletler ligi'ndeki ilk şampiyonluğumuzdu.

    - olimpiyatlar'da ve dünya şampiyonası'nda madalyamız dahi yok.

    - eğer 3 eylül'de şampiyon olursak 1949'dan beri var olan avrupa şampiyonası'nda ilk defa şampiyon olmuş olacağız.

    - bir turnuvanın en başarılı takımı olmak için de bir iki şampiyonluk değil, o turnuvanın tarihinde en fazla şampiyonluk almış takım olmak gerekiyor. yani tüm zamanların en başarılı ülkesi olmak için yalnız bir nesil değil, nesiller yetiştirmek gerekiyor.

    3- voleybolda rekabet çok yüksek. türkiye'nin hem avrupa'da hem de dünyada çok zorlandığı güçlü rakipleri var.

    4- voleybol bir olimpiyat sporu ve tabiki önemli bir spor. internetteki kaynaklara göre dünyada en sevilen 5. spor ve 900 milyon takipçisi var.

    5- sporla dünya barışı arasında bir bağlantı var.
    - gelişmişlikle sporda başarılı olmak arasında bir bağlantı var.
    - kadın haklarıyla kadın sporu arasında bir bağlantı var.
    - başarının alkışlanması ve ödüllendirilmesiyle hakkaniyet arasında bir bağlantı var.
    mesele bunları anlayabilmekte herhalde.

  • sadece bakarak zeka seviyemi 20 puan yükseltmiş fotoğraftır. yalnız resmi kapatınca tekrar düşüyor.

    muhteşem fotoğraf.

  • yaşlı bir amca tarafından onay gören gençlik. otobüste bizzat başıma gelmiştir.
    ankara'da yaşayanlar bilir. 65 yaş üstü, egolara ücretsiz biner ve otobüs güruhunun (mesai saatleri dışında) % 50 sini bu topluluk oluşturur. yine yorgun argın dersten çıkıp eve gitmek için otobüse bindiğim bir gün, amcanın biri bindi ulustan (yanında 10-15 tane daha amca var tabi) önümdeki genç yer vermek için doğruldu, amca gel şöyle otur diye. amca gencin omzuna bastırarak hayır evladim dedi. siz oturun. biz ücretsiz diye ekmek almaya bile otobüse binip,ulusa geliyoruz. orada vakit geçiriyoruz işte.. siz akşama kadar ders işleyip kafa patlatıyorsunuz, akşam gidip gece yarılarına kadar ders çalışıyorsunuz. sizin hakkınız oturmak. bizim değil..

  • tcdd işçilerinin kurduğu bir halk takimidir, isyankardir, gezi parkinda bayraklariyla çarşıyla beraber meydana cikan en kalabalik taraftar gruplarindan biridir.
    futbol dışında yüzme ve su topu takımlarıyla nice başarılara ulaşmıştır.
    su topunda 17 yıl hiç yenilmeden, 22 yılda da tek mağlubiyet alarak toplamda 29 kez türkiye şampiyonu olmuştur.

    manş denizini yüzerek geçen ve dönemin dünya rekorunu kıran ilk türk erkek yüzücüyü (erdal acet) çıkardığı gibi ilk kadın yüzücüyü de (nesrin olgun) çıkartmıştır.
    ayrıca güreş, basketbol, bisiklet ve voleybol'da kadın ve erkek branşları vardır.

    başakşehir, osmanlı gibi ne idüğü belirsiz kulüplerden çok daha süper lige layıktır.

    edit: takimin baskaninin ethem sancak'in kardesi oldugunu hatirlatan mesajlar aliyorum. bu kisiler gelip gecidir, kulupler, taraftarlar ve onlari var eden gecmisleri kalicidir. sancaklarin parasi salgin sebebi ile tum kuluplerin icine girdigi ekonomik darbogaz doneminde adana demirspora gidecekse gitsin. herkes akkoyun karakoyun kimler onlari biliyor zaten. demirspor, onlar gelmeden once de superlig'in kapilarini zorlayan, ama playofflarda sanssiz sonuclar almis olan, her sezon hedefi superlig olan kalburustu bir takimdi.

  • ulan bir kere de şu başlığa girdiğimde cevdet bey ve oğulları'na kafam girsin, kara kitap'ı üç sayfa okuduktan sonra duvara fırlattım, beyaz kale ne sikko bir kitap, kafamda bir tuhaflık'ı tuvalette mi yazdın tarzı yorumlar göreyim be, bu seviyede de olsa adamın kitaplarıyla ilgili yorum yapın bir kere de. varsa yoksa siyaset, hepiniz beyinsizsiniz.

  • yancı :

    anti-kahraman bir karakterdir. uslu uslu tarlasını ekenlerin yanına gidip "hşş bak arpa iyi gidicek bu sene,sen hala veriyosun buğdayı,yanlış yapıyosun" der,ev yapanlara bulaşır "age atladın diye betondan yapıyon ama bak ben kerpiçten şaşma derim yine" biçiminde. askeri binaların başında bekler,içerden asker çıktıkça alkışlar "helal abim benim ne de güzel olmuşsun sen" diye çoşar.pisliktir,boş bırakınca catapultların vidasıyla,ipiyle oynar bela olur.

  • insan olduğunu iddia eden herkesin kontrol etmesini ve en az bir kuzucuğa hediyesini göndermesini dilediğim güzel etkinlik.
    http://leyladansonra.com/
    ben çukurova üniversitesi'nde bekleyen sündüz fatma'ya, yeni yıl gelmeden ulaştıracağım o hayalindeki
    "uzun saçlı, kuaför setli, büyük bebek"i...
    lütfen siteyi arada bir kontrol edin.
    şu an bekleyen başka bir çocuk yok.
    ama her an olabilir.
    hastanede zaman geçirmek büyüklere ve hasta yakınlarına bile öyle zor geliyor ki...
    çocukların halini düşünmek bile insanı mahvediyor.
    ve o miniklerin istedikleri öyle küçük şeyler ki...
    bu ay sinemaya gitmeyerek,
    %50 indirim palavrasıyla ihtiyaçtan fazla aldığımız makyaj malzemelerini reyonlara geri bırakarak,
    sadece bir öğlen yemeğimizden kısarak alabiliriz.
    lütfen bu siteyi sık kullanılanlarınıza ekleyin.
    mutlu olmak istiyorsanız siz de bir çocuğu mutlu edin...

  • 99 depreminde gölcükte yüzlerce gördüm.. ama en zoru ablam ve kardeşimin öldüğünü görmekti. diğer hepsini unuttum da onların soğumuş bedenlerini unutamadım.. minicik bedeni upuzun yatırmışlar.. sapsarı ipek saçlarını okşadım kardeşimin, ablamın elini tuttum buz gibi.. morlukları vardı başını çarpmış miniğim.. ablam ezilmiş yaralanmış ağlamış yanaklarında izi.. bir ömre yetecek acıyı bir gecede yaşadım, yaşadık... ruhumun ateşi söndü bir daha da ısınmadı yüreğim...

    debe editi: (bkz: 23 nisan 2016 devrim yilmaz'a yardim kampanyasi)