hesabın var mı? giriş yap

  • beni bu adamların esprilerinden daha çok güldürebilecek tek şey mehmet ali erbil ile kıyaslanmalarıdır.

  • kısa boy ya da seçim şansınızın olmadığı başka herhangi bir özelliğiniz yüzünden sizi kendilerine layık görmeyen insanlardan uzak durun.

    hatta kısa boyunuz bu tür gereksiz insanları sizden uzak tuttuğu için kendinizi şanslı sayın.

  • allahtan biri yanina gelip "atam sen kalk da ben oturam." geyigini yapip, yerine oturmamis.

  • heykeller güç algısı üretir ve algı yönetimi aracıdır.

    tarih boyunca her rejim idaresi altındaki insanların o ülkede gücün kimde olduğunu sürekli hatırlamaları için şehirlere heykel kondurmuştur.

    çünkü insanların çoğu soyut düşünemez.

    sadece somut ve maddi sembollerden etkilenirler.

    dev gibi bir heykelin verdiği psikolojik etkiyi ne posterler ne de marşlar verebilir.

    bu sebeple her yönetim kendisinden öncekinin heykellerini yıkar ve kendi heykelleriyle değiştirir.

    heykel yapamıyorsa bu açığı devasa dini mabetler ve anıt saraylarla kapatmaya çalışır.

    yani güç bir semboller savaşıdır.

    bir ülkede birbirine zıt iki dünya görüşünü yan yana içeren semboller varsa iki ihtimal vardır.

    a) ülkede bir rejimden diğerine net bir geçiş sağlanamamıştır. yönetim ve halkın kafası karışıktır.

    b) eski rejim artık tehdit oluşturmadığı için sembolleri sadece tarihi eser olarak korunmaktadır.

    hiç bilmediğiniz bir ülkeye gitseniz bile şehirlerindeki heykel ve sembolik binalardan o ülkenin yönetim düşüncesini ve insanlara hangi algının hakim olduğunu anlayabilirsiniz.

  • " beyler; yanınızdaki bir kıza iki dirseğini de kullanarak göbek deliğine dokunamayacağını söyleyin. izleyin, keyfini çıkarın, bana sonra teşekkür edersiniz. "

  • bu kişi hakkında sözlükte aklıma geldikçe yaptığım bir hatırlatma var. baktım uzun zamandır yapmamışım.

    kendisi kabataş provakasyon komplosunun baş aktörlerinden biridir. sözde kabataş vakasından sonra ölen her gencin ölümünde payı vardır. şimdi karnı tok, altı sağlamdır, ama bir gün mutlaka adalet önüne çıkacaktır.

  • kusura bakmayın ama istanbulu beğenmek için o drone kadar yüksekten bakmak gerekir ona. sokaklarının arasında, evlerinin içlerinde hangi cehalet, geri kafalılık, hayata ve hakikate duyulan nefret ve haset hüküm sürüyor siz biliyorsunuz. denizi, boğazı, cami minare ışıkları, 4 levent trafiğiyse hoşunuza giden şey orasını bilemem. doğru düzgün kent planlaması yapılamamış bir şehrin binalarına bakıp mest olanlara gözlerini insanların yüzlerine çevirmelerini tavsiye ederim. bakalım istanbulda güleryüzlü ve mutlu kaç insan kalmış. hanginiz beşiktaş sahilinde şöyle denize nazır oturup soluklanabiliyor artık.

  • beşinci evlilik yıldönümümüzün akşamı karıma hediyesini verdikten sonra biribirimize sarıldık tam bu sırada kızım odasından gelir;
    kızım: aaaaaaaaaaaa ` :çığlık atarak`
    tathar: ne oldu kızım.
    kızım: bi daha aşık olduğunuzu görmiyim.

  • uluslararası uçuşta benim de bir bas gitar hard case'imin parçalanmışlığı var. pek çok insandan da benzer hikayeler duydum.

    dahası uçuşlarda enstrümana koltuk almak son derece yaygındır. örneğin kontrbas taşıyanların tamamı koltuk alır (hawaii'ye sezonluk uçan müzisyenlerin dertlerinden biridir).

    ayrıca uluslararası uçan müzisyenlerin (çello çalan, bas klarinet çalan vs.) hepsi enstrümanını yanına alır. uçuş izin vermezse kavga gürürültü sonrası koltuk alırlar. gitaristlerin amfilerini de yanlarında taşıma istekleri makul ve yaygındır.

    bunun haricinde, amerikadaki müzisyenlerin uzun süre eylem yapmaları sonucu kazandıkları bir hak vardır: bazı enstrümanlar hariç (vurmalılar, büyük bas üflemeliler vs.) entrümanını yanına alabilir, enstrümanın ve çantasının incelenmesi sırasında inceleyenlerin yanında durabilir ve onları yönlendirebilir vs. vs. yine de forumlardan okuyunca, işin pratiğe dökülmesinde zorlandıklarını görüyoruz.

    özetle, adamın gitarının ekonomik ederini bir kenara bırakıyorum, enstrüman için koltuk almak normal ve oldukça yaygındır. bu adamın da kalkıp kendisi first class uçarken enstrümanı için arka sıralardan koltuk alması, hele tanımadığı birinin yanına gitarı oturtması kadar mantıksız bir şey olmazdı.

    son olarak: buna sırf parasından dolayı görgüsüzlük diyorsanız yazıklar olsun. müzik camiası bir yana, bu kadar parayı bulmuş insanlar arasında belki de dünyanın en mütevazı adamlarından biridir brian may. ayıb lan...

  • ayın 21'inde buradan, ayın 23'ünde inci sözlükten başlattığım kampanyanın dallanıp budaklanıp buralara geleceğini, sosyal medyanın çalkalanacağını tahmin edemezdim.

    yıllardır sevdiğim, toz kondurmadığım, 7 sene önce kimse bilmezken, ben lise yıllarında tüm okuluma farklı parodilerinden oluşan 3 saatlik gösterisini yaptığım bir insandı şahan gökbahar.

    recep ivedik 2'den sonra her seveni gibi ben de programlarını takip etmez, filmlerini merakla beklemez oldum. ne olduysa celal ile ceren'i izleme gafletine düştüğümde oldu. bir de daha ilk haftasında, ilk gününde. olmamıştı. yarıda çıkmayı hep geyik sanar, bu lafı kullanana çok kötü'yü basardım. nitekim öyle olmadı, aradan dönüp 5 dakika oturup, bir hışımla çıktım.

    biraz zaman sonra imdb sayfasını kontrol ettim. sadece 150 oyu vardı ve 6.9 puanı vardı. o hışımla 1 puanı hanesine yazdırdım. ardından burada film başlığına bu durumda benim gibi düşünen birilerini bulurum ümidiyle, imdb linkini ve oy isteğimi yazdım. o entry zamanın ötesine, hatta en karanlık yerine gitti. fifi oldu yani, tınn oldu... tabi o zamanlar böyle filme sallamak yok; film çok güzel, her giden çok memnun. en azından "ne bekliyorduk ki işte" tutumu hakimdi başlığa.

    2 günde en fazla 300 oy gelebildi buradan ve 4.9'a geriledi. soluğu inci sözlük'te, kendimi kıyasla daha rahat ifade edebileceğim yerde aldım. badi'lerinin yalnız bıraktığı ama panpa'larının kucak açtığı yazardım artık.

    filmin adını dahi aceleyle yanlış yazdığım başlık olan, "ceren ile celal ziyareti koş"a 2500'den fazla entry yazıldı. çığ gibi büyüyen, moderasyon'un defalarca olan bitene taşıdığı başlık, kontrol'den çıkmıştı.

    bottom 100 hedefiyle çıkılan yolda, 4 puan'ı gören 3'ü istiyor, 3'ü gören 2'yi istiyordu. 3 günde hedefimize ulaşmıştık. sözlük rahat bir nefes alacakken, şahan'ın beklenen "fifi" li açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. olan o zaman oldu.

    şahan'ın karşısındaki gladyatör'ü devirmesine rağmen, halk ölüm diye bağırıyordu. bottom 100 listesine girmişti ama çırpınışlar devam ediyordu. 1000'den fazla 10 puan çıkmıştı lehine. listenin ortalarında 3 gün geçirdi böyle.

    gelen özel mesajlarla, entry'lerle fikir alışverişi yapıyor, listenin en başında bu filmi nasıl görebiliriz'i tartışıyorduk. bir anda kendimi tahtta bulmuştum. halkın arena'dan naraları yankılanıyor, gladya meydanında şahan'ı yaralı ama canlı vaziyette görüyordum. birşeyler yapmalıydı. 1.7 puanı olan filme 10000 oy dahi versek ilk sıraya yerleşemezdi artık. aritmetiği de, ortalaması da müsade etmiyordu.

    "şahan imdb ziyaretinde şok gelişme" başlığı ile ikinci defa söz hakkı alıyordum. "şahan'ı 1. liğe indiremiyorsak, diğerlerini yukarı çıkartalım" fikri tutuldu ve 2 günde 6000'den fazla 10'ar puan bu filmlere verildi.

    bugün "o sozzzluk çocukları!" açıklamaları şahan'dan geldi. halkın da isteğiyle kapan açıldı ve ilk önce kükremesi sonra aslanın kendisi gladyatörümüzün üzerindeydi. gün itibariyle de filmi dünyanın en kötü filmi olarak sahnede.

    gazeteler, haber siteleri, sözlükler derken, iş çığırından çıktı; olay 2 büyük gazetenin röportaj isteğine geldi. haliyle söyleyecek pek birşey yoktu, herşey ortadaydı. kabul etmedim. çıkış amacı haksız rant'a tepki olan olaydan, gazetelerin bizi kullanarak rant elde etmesi kabul edilemezdi.

    peki neden bu entry'i yazdım?

    az önce bir inci sözlük yazarı aracılığı ile resmi mail'den suç duyurusu iletildi. ip'nin bulunması, belçika server'lı sitenin şikayet edilmesi bile söz konusu değilken, tehdite maruz kaldım. tamamen anonym olan ben, kendimi en iyi nerede ifşa ederim diye düşünüp, kendimi bu yazıyı okuyacağını bildiğim şahan'ın başlığına attım.

    en güzel ip, açık adres, kimlik bilgileri burada veriliyor. şahan'a son bir kıyak yapıyorum.

    -------

    an itibariyle de filmin listeden çıkartıldığı haberini alıyorum. imdb'ye mailler atılmaya hazırlanılıyor.

    taban puan 1.9 oldu, filmin puanıda 1.6... tekrardan birazcık oylanıp, 1.9-2 puana yükseltilirse listede yerini alır.
    10 günde imdb'yi hatim ettim, az sakin, telaşa mahal yok.