ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
murat özdemir'in papağanının ölmesi
-
umarım murat piçini emniyette boğazını sıka sıka acun acun diye bağırttırıyorlardır.
kedisi yüzünden çıldıracak düzeye gelen yazar
-
bakamayacaksanız doğurmayın kardeşim
balkondan aşağı halı silkeleyen ev hanımları
-
camını kapa yazan bir entry gördüm. neremle güleyim bilemedim. bir de titiz hanımlar yazmış. titizlik alt kattakinin çamaşırlarını toza bulamak mi demek ?yiyorsa balkonun içinde silkele halini ve dökülenleri topla faraşla ve çöpe at? off şu ayı davranışı bile savunanlar varken, bu ülkeden adam olmaz. ben mecbur muyum cam kapalı oturmaya? oldu olacak balkondan aşağı da sıç. tuvalet kirlenmesin. köyünüze dönün canlarım. bu ülkenin en büyük sorunu, köyde yasamasi gereken cahil cühelanin kente toplu göçüdür. titiz yazmış ya. hâlâ gülüyorum. hahahahhahahaha.
edit: kız, debeye sokmuşsunuz bunu. halıları silkeleyen komşunuz var değil mi ? bende de var öyle bir manyak. allah kurtarsın hepimizi bacım.
1.90 tl'ye satılan üniversite yemeği
-
10 mart editi: çok uzun bir süredir 1.90 tl'ye satılan yemek henüz resmi olarak açıklanmamış bilgilere göre 2.80 tl oldu. 1.90 rüyası yakında sona erecek.
yıldız teknik üniversitesinin, öğrencilerine sunduğu yemek hizmetidir. öğlen ve akşam olmak üzere günde iki öğün çıkar. 1.90 tl'lik ücretiyle (0,16 dolar) tam anlamıyla rakipsizdir.
fransız devlet üniversitesindeki öğrenci yemeği başlığını gördükten sonra ne zamandır bu başlığı açmak aklımdaydı. bugün yemekhanede güzel yemek çıkınca paylaşayım dedim.
görsel
görsel
her gün et çıkmıyor tabii. fakat arada bir de olsa boğazımızdan et yemeği geçiyor. bugün de onlardan biriydi. havuç tarator yerine istersem salata ya da ayran da alabilirdim. bir çeşit isteğe bağlı kısaca. ekmek ve su ise sınırsız.
ön edit: evet üniversite yemekleri genel anlamıyla ucuzdur. fakat ytü yemekhanesi ucuzun da ucuzu ve lezzeti genel anlamda öğrenciler tarafından beğeniliyor. entry'mi yazma sebebim de ortaya çıkan fiyat-performans.
ekşi itiraf
-
hayatı uçlarda yaşamayı seviyorum. sabah kalp krizi şüphesiyle acile gittim, gaz çıktı.
kalp krizinden, osuruğa giden heyecanlı yol fsadgsgs.
meral akşener'in danışmanları
-
ilk üç entry'nin sahibi aynı odada gibi. ikinci tuvaletteymiş gelip entry girmiş, üçüncü çayları getirmiş. çok tatlılar.
edit: üçüncü çayı demleyip entrysini sildi gitti sanırım.ayrı eve de çıkmış olabilir ne biliyim.
galatasaray'ın uefa kupasını kazanması tesadüftür
-
bu konu hakkinda sanirim yazmadim, çunku suni bir tartisma. bu suni tartismada haliyle insanlar saçmaliyor, kelimelerin anlamini bosaltiyor, mantigi bukuyor, yazmak zaruret haline geldi.
en baba yanlistan baslayalim. galatasaray'in uefa sonrasi sureçte basarisi yok, o halde tesaduf denebilir. hayir arkadasim. bir seyin tesaduf olmasi arkasinin gelmemesine bagli degildir. arkasinin gelmemesi olsa olsa basaridan sonraki yonetimin kotu oldugunu, basariya giden yolun surdurulebilir olmadigini gosterir, basarinin tesaduf oldugunu degil. basarinin kendisi, oraya varirken atilan adimlarla olçulur. galatasaray uefa kupasini aldiginda bu ulkede gorulmemis bir teknik direktor istikrari yakalamis, ondan once 88'den baslayan bir sureçte once moncao'yu, ardindan manchester'i elemis, 98'de sampiyonlar ligi gruplarinda ikinci olup o sezonun formati geregi elenmis, basarisi yok denen uefa kupasinin hemen ertesi sezonlarinda bu ulkede kendisi haricinde sadece bir kez gerçeklestirilen gruptan çikma basarisini ust uste 3 kez (2000-01 2 kez, 2001-02 1 kez, ikinci gruptan çikma sansi son maça kadar surdu) gostermis. bu sureç tesadufun antitezidir.
turk futbolunu bu sureçten bugune dek surukleyen isimleri sayalim:
- tugay kerimoglu, bulent korkmaz, hakan sukur, emre belozoglu, yildiray basturk, nihat kahveci, arda turan. kabaca bunlar. bunlar arasinda kaç tanesi uluslararasi kariyer yapti, bunu basaranlarin kaçi galatasaray alt yapisi gormus ve hangileri bu surecin alt yapsinin urunu ? hesap basit. (edit; alpay, hamit falan da var listeye takilmayin).
tesaduf olan belki o anki isimlerin tum bu basarilar hesaplanarak getirilmemis olmasidir fakat denizli'den terim'e uzanan sureçte bu alt yapi - uluslararasi kariyer - galatasaray basarisi uçlemesinin kesistigi yerde, adi almancada tesaduf anlamina geldiginden suphelenmeye basladigim jupp derwall diye bir adam vardi.
bunlari anlattim, diger yanlislara deginmek bile gereksiz...
asil tesaduf, 80'lerin sonunu 90'larin basini galatasaray'la birlikte domine eden gordon milne'li besiktas'in bunun yanindan bile geçememis olmasidir.
sürekli tırnaklarını törpüleyen tombik zenci kadın
-
amerikan bürokrasisinin kanayan yarası. müdürden falan kesinlikle korkmaz. müdür korkusu da olmadığı için son derece rahat tavırları vardır. sevimli ve bir o kadar da tehlikelidir. çalıştığı kurumun en açık sözlü personeli odur. bir ditroyit motorlu taşıtlar dairesi olsun, bir mesaçüset vergi dairesi olsun çalıştığı yerin neşesidir. kuyrukta bekleyen biri gelip "bakın bayan benim gerçekten çok acelem var" dediğinde, oturduğu yerden böyle gözlerini belerte belerte bakıp "tatlım inan bana burada hepimizin acelesi var" der. amerikan polisleri bu sevimli tombik hanımdan bilgi almak için "letişya belki bir ara yemeğe çıkmalıyız" falan diye kur yapar. ama hiç sözlerini tutmazlar... her şeye rağmen hakkaniyetli bir kadındır. yıllar yılı "tombik zenci kadınlar az çalışıyor" mesajını vermeye çalışan holivut muvilerini ne kadar kınasak az...
editsel duygular: lan şimdi aklıma geldi... bugüne kadar bir kredi yurtlar kurumu'nda, bir belediye bursu kuyruk sırasında, bir askerlik şubesinde allahın bir kulu bana "tatlım inan bana" diye başlayan bir cümle kurmadı. hadi işimiz görülmesin önemli değil, ama birazcık sevgi ya... birazcık duygu...
gonca vuslateri'den gülse birsel'e fatura tepkisi
-
2014'te bir memur maaşı 2000 lira yoktu. insanlar o paraya 1 ay geçiniyordu. bölüm başına 2450 lira para, aylık 10 bin liraya yakın para ediyor. bugüne uyarlarsak ayda 35-40 bin lira para.
bu da az bir para değil bence..
cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan
-
ben de eziğim ama cumartesi gecesi evde oturduğum için değil. genel olarak eziğim ben.
kimse bir günde ezik olmaz yani. ciddi bir süreçtir eziklik.
tartıştığı taksiciyi ezmeye çalışan sürücü
-
masum oldugu ispatlanana kadar suclu taksicidir.