hesabın var mı? giriş yap

  • muhteşem bir doğa olayı.

    - kimsin lan sen?

    - sen kimsin lan?

    - kimsin olm?

    - sen kimsin lan sen kimsin? (bu noktada yunzuk ve depik vurmaya başlıyorlar birbirlerine)

    *
    kavgalarda en çok sevdiğim şey bu kısım. ama bir sorun var: fazla kültürel bir döngü bu. yani bizim memleketimiz dışındaki kavgalarda bu havayı yakalamak mümkün değil. bir londra seyahatim sırasında ingiliz'in biriyle birbirimize girdik. "who are you?" diyorum "i am richard" diyor, "who are you, who are you?" diyorum "i am richard, i am english, 79 years old" diyor, hiç bir tat alamadım, fiske vurasım gelmedi adama. desene sen de bana "who are you?" diye şöyle güzel bir güleşelim, türk tokadının tadına bak, sülüman diye bayıltayım seni.

  • tekrardan tatile çıktığı şu günlerde eski bölümlerini izleyerek hem hüzünlenebilir hem de kahkaha atabilirsiniz. özellikle çok sıkıcı(!) olduğu ifade edilen ilk iki sezonunun en iyilerine göz atarak -temmuz ortasına kadar- huzur içinde yeni bölümleri bekleyebilirsiniz.

    --- spoiler ---

    s1.e6 - five-o - aynasız - imdb puanı 9.4

    şu ana kadar yayımlanan 63 bölümün en iyisi olabilir. mike, philadelphia'dan torunu ve gelinin yanına yani albuquerque'ye gelir. kendisini yakalamaya gelen polis memurlarını, jimmy mcgill işbirliğiyle savuşturur. arabada birbirlerine takıldıkları sahne efsanedir. * gösterişsiz dostlukları başlar. mike'ı, breaking bad de dahil, ilk kez ağlarken görürüz.

    görsel
    görsel
    görsel

    s1.e9 - pimento - imdb puanı 9.4

    mike, ilk işini alır ve ignacio varga ile de tanışmış olur, o'nun kartele çalışan tuco salamanca'nın adamı olduğunu öğrenir. jimmy, vasiyetlerini düzenleyen ağabeyi chuck'ın fark etmediği bir şeyi yakalar. sandpiper davası... akabinde jimmy, ağabeyi tarafından hhm'den bir nevi şutlanır. jimmy'nin en buhranlı zamanları olduğu kadar karakteri, bence, artık iyi adam olmaktan o andan itibaren vazgeçer. hamlin'in avukatlığını yapıyor diye kim wexler'le bile ipler kopma noktasına gelir. doğup büyüdüğü yer olan chicago'ya döner. kaygan jimmy, eski arkadaşı marco'ya uçar. iyi adam olamadık, bari kötü adam olalım, der gibi.

    görsel
    görsel
    görsel

    s1.e10 - marco - imdb 8.4

    jimmy'nin arayışta olduğu bir dönemi anlatır. chicago'da, eski ortağı ve arkadaşı marco'yu, 10 yıl sonra geri döndüğünde bile aynı yerde bulur. bb'de de walter white'a anlattığı kevin costner muhabbeti buradadır. * son bir rolex şakasında marco'yu kalp krizinden kaybeder. her şey ümitsiz görünürken yaşlı müvekkilleri ona mesaj çeker durur ve avukatlığı bırakmayı düşünürken kim wexler tarafından bir telefon alır, arka planda da marco'nun cenaze merasimi yapılmaktadır. davis&main ona iş teklif edecektir. marco'dan yadigar kalan yüzüğü takar 'evet, avukatım ama aynı zamanda kaygan jimmy'im' der gibi. karakter evrimi mükemmel yansıtılır bu bölümde.

    görsel
    görsel
    görsel

    s2.e2. - cobbler - imdb puanı 8.4

    açıkçası burada mike'ın da gustavo fring öncesinde birtakım hatalar yaptığını görüyoruz. veteriner aracılığıyla çıktığı ilk iş, eline yüzüne bulaşmak üzereyken ignacio varga'yu bulur, onu tuco salamanca'dan gizli işler çevirdiği için korkutup girdiği berbat işten sıyrılır. aynı zamanda varga'yı da kurtarmıştır. varga'yı burada henüz, babasının yanında kendi halinde takılırken görürüz. * mike, jimmy'yi de araya katıp yasal olarak da girdiği boktan işten sıyrılır. jimmy de artık kim'den çıkmaz olacaktır fakat sahte delil ile bir dostunu * kurtardığını ağzından kaçırınca kim ile de ilk atışmasını yaşar. bir daha yapmayacağını söyler. *

    görsel
    görsel

    s2.e4 - gloves off - imdb puanı 8.9

    varga, öldürülme endişesiyle mike'ı tutar tuco salamanca'yı öldürmesi için. mike ise tuco için başka planlar yapar. ayrıca mike'ın meşhur sniperını, bu bölümde, bizim silahçıdan alır. bu silahçı aynı zamanda bb'de walter'a silah ayarlıyordu. silahçıyla birlikte tanıdık bir sima daha var bu bölümde. kesinlikle özel.

    görsel *
    görsel *
    görsel *

    --- spoiler ---

    izlemek yerine okumayı tercih edenler için de atıştırmalık birçok kaynak mevcut. afiyet olsun.

    - https://www.scriptreaderpro.com/best-tv-scripts/ senaryoları okuyup pdf olarak indirebilirsiniz.

    - örneğin https://thescriptsavant.com/…saul_1x06_-_five-o.pdf

    - uzun aralardan sonra her şeyi unutanlar için https://breakingbad.fandom.com/…ll_saul_(tv_series)

  • ertelendikçe artan , arttıkça ertelenen kısır döngüye ramak kalmışken duşa sokan strestir.
    lakin duşa girdikten sonra enteresan bir şekilde anlamsızlaşır ,bu muydu dedirtir.
    kendini duştan çıkınca üşüme stresine bırakır.

  • yeniçeri ocağı daha yeni dağıtılmış, sultan mahmud ahâlinin arasından yürüye yürüye haliç kıyısındaki binlerce yeniçeri cesedine doğru yürüyor ve o sırada bir hâtun dans ede ede şarkı söylemeye başlıyor ikinci mahmud'un önünde:

    bu devirde kimse sultan değil
    hükümdar değil
    bezirgan değil
    bu kadar güvenme hiç kendine
    kimse şah değil
    padişah değiiiil.

    ...

    şüphesiz ki bu hâtun kişisi tarihe geçerdi ancak orada son nefesini de verirdi.

    türkler, önceleri hallak dedikleri kimselere daha sonra " berber " demeye başlarlar. bunun sebebi özellikle istanbul'un fethinden sonra venediklilerle gelişen ticarî ve kültürel ilişkilerdir. venedikliler, " barbier " demekteydiler bu kimselere.
    tabii avrupa'dan yeni bazı tıraş malzemeleri de payitaht'a getirilir. hallak gider berber gelir.
    mühimme defterlerinde de " berber " ifadesi kullanılır.

    19. asrın ikinci yarısından itibaren hızla yükselişe geçen batılılaşma fikri ve yükselen fransızlaşma merakı nihayetinde de " kuaför " tabiri girer dilimize. nâm-ı fransuva: coiffer!
    günümüzde de artık en yaygın kullanımı bu şekildedir zaten.

    osmanlı imparatorluğu, üçüncü selim döneminde ilk ciddi batılılaşma adımlarını atar ve 3. selim öldürülür.
    ardından tahta çıkan ikinci mahmud da modernleşme çalışmalarına devam eder. günümüzde dahi kendisinin getirdiği birçok yeniliğin ekmeğini yemekteyiz.

    tabii bu modernleşme hareketleri sosyal hayatta da kendisine yer edinir. sonraki padişahlar da ister istemez bunu devam ettirmek zorunda kalırlar.
    gazeteler, dergiler derken bir de bunların " kadınlara özel ek " sayfaları çıkmaya başlar.

    avrupaî tarzda saç şekilleri, giyim tarzları anlatılır, denenir hâtunlar arasında.

    öncesinde böyle bir durum sadece saray kadınları için söylenebilir osmanlı'da. sultanlar için özel hizmetliler bulunmakta idi sarayda ve bu hâtunlar çeşitli modeller deneyerek sultanların, heriflerine daha güzel görünmelerini sağlarlar idi.

    20. yy.'ın başından itibaren ise " maşita " da denilen hâtun kuaförleri ortaya çıkar payitaht'ta. osmanlı sosyetesi, bu hâtunları evlerine davet eder ve saçlarını yaptırırlar. bu asırda artık sosyetenin giyimi de değişmiş; hâtunların saçları açılmış, heriflerin sakalları kazınmıştır.

    20. yüzyılın ilk 10 yılında osmanlı imparatorluğu'nda 1500'e yakın dergi ve gazete yayımlanmıştır. bu yayınlarda bizim hâtunlara avrupa kadının giyim kuşamından dinlediği müziğe, yediği yemeğe dair her şey anlatılmış; bizim hâtunlara feminizm aşılanmıştır*

    bu yayınların da etkileriyle yeni yeni saç modelleri deneyen sosyeteden hâtunlar bu dönemde saçlarını kısaltmaya başlamışlardır. " kirpiği yanağında saçı topuğunda " söylemiyle güzel kabul edilen hâtunların, yerini titus kesimi saçlara sahip hâtunlara bırakmaya başladığı dönem bu dönemdir işte.

    osmanlı'nın batılılaşmayı fransa örneğiyle sağlamak istemesi sebebiyle nasıl ki fransız mürebbiye sayısında bu dönemde çok fazla artış yaşandı ise yine bu kuaförler de fransız hâtunlardan oluşmaktadır genellikle. böylece 20. asır başlarında osmanlı sosyetesinde marcel dalgası saç modelinde patlama yaşanmıştır.

    bu hâtunlar, erkek berberler gibi dükkan açma yahut seyyar şekilde sokaklarda iş yapma imkanına sahip değillerdir. evlere çağrılmışlar, hatta çok zengin kimseler tarafından hem hizmetli hem kuaför olarak kullanılmışlardır.*

    tabii bu dönemlerde anadolu kadını, başında yaşmağı, kınalı saçlarıyla çilesini çekmeye devam etmektedir.

    kahrolsun antigelenekçi söylemlerle muasır medeniyetler seviyesine yükseldiğini sanan varoluşsal bunaltılarla reglvarî sancıların esiri olmuş bağzı hâtunlar.