ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
körling
-
2 dakikada öğrenilebilecek spor
(bkz: https://www.youtube.com/watch?v=iok9svzqhsk)
ev boyatmanın 4 bin tl olması
-
oysa sadece salon 20 tl
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
madem ki bir $ekilde afi$e edilmi$ bulunduk anlatalim.
90 li yillarin baslarinda satirlarin sahibi bir "gece kalkip yemek yeme" hastaligina tutulmu$tur. oglunun gozleri onunde $i$manlamasina dayanamayan anne de her gece yatmadan mutfak masasina bir tabak meyve soyup hazirlamakta bulmu$tur cozumu.
bir gun agizda aci bir tat ile uyanilmistir. mutfaktan annenin feryatlari gelmektedir. anne meyve soymayi unutmu$, entry sahibi de topraginin degismesi icin mutfak masasinin uzerine birakilmi$ olan 3 saksi menek$eyi yemi$ yutmu$tur.
nişan çikolatasını bim'den alan erkek
-
ufak fırlama kayınço tarafından "zahmet etmeyeydin enişte, sarelle alaydın ekmeğe sürüp yerdik amk" diye eleştirilir.
topsun falan ama birkaç şarkın güzel
-
edit: özelden "link koysana emenike" diyen arkadaşa ithaf,
al emenike;
http://www.sozcu.com.tr/…an-takipcisine-yanit-verdi
mabel matiz ile fotoğraf çektiren bir adet dingil fotoyu bu yazıyla paylaşıyor.
bu nasıl bir kafadır yahu! adama sinsice yaklaşıp foto çektir sonra da "topsun" deyip paylaşım yap.
mabet matiz'in cevabı;
“merhabalar. bugün canımı sıkan bir şeyden bahsetmek istiyorum. yukarıdaki post, dünkü hz. mevlana ziyaretimiz sırasında, türbe kapısı önünde, kibarca benle fotoğraf çekilmek istediğini belirten iki genç arkadaşımdan birine ait. birlikte çekildiğimiz fotoğrafımızı bu metinle paylaşmış. yer bildirimi ve hashtag yapmayı da ihmal etmemiş. bir başka dinleyicimin yorumu sayesinde fark ettim. tuhaf hissettirdi. çocukluğumdan başlayıp şimdinin youtube yorumlarımın yarısından fazlasını kaplayan bu tavır beni hiç şaşırtmadı aslına bakarsanız, alışığım her türlüsüne, sevgiye de sevgisizlik ürünü her türlü içeriğin tillahına da. ama dün bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla düşüncesiz, kalpsiz ve tutarsız buldum bu hali. belki çok uzun süredir ilk defa içim cız etti. ben de buraya bir not düşmek istedim. şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: top! tüfek! ibne! dönme! ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız; bu kelimeler benim için herhangi bir hakaret / aşağılama / alay / ötekileştirme hissi asla asla asla içermiyor, içeremez. üzüntüm de şunla ilgili zaten: isterim ki sizin için de içermesinler. isterim ki öncelikle kendi benliğinizi sevip ona saygı duyun. isterim ki dünyadaki yerinizi bulmak için daha faydalı kelimeler kullanın. isterim ki hep bir sorunuz olsun. isterim ki size ait olmayan ezbere bilgilerle yürümeyin. isterim ki sevginin karşısında diliniz de kalbiniz gibi tertemiz kalsın. isterim ki bilerek konuşun. isterim ki mevlana’nın kapısına neden gittiğinizi bilerek gidin. isterim ki güzel olduğunu düşündüğünüz şarkılar varsa orada ne konuşulduğunu biraz olsun hissedin. isterim ki kadın ya da erkek ya da herhangi bir kimlik ile herkes tek başına şapşahane bir birey olabilsin. isterim ki bu cümleler bir işe yarasın. isterim ki şarkılar şiirler kalbinize değsin. çoğumuzun gözü bağlı şekilde sabah akşam ben! ben! ben! diye şuursuzca bağırıp durduğu bu yeni çağ ortamında çok mu şey istiyorum? bilmiyorum. bu aralar ınstagram’dan da çok sıkılıyorum. söyleyeceklerim bu kadar. sevgiyle.”
ince düşünen insan
-
ben.
mesela buraya 'ben' yazarken bile acaba egoist bi tavır olur mu lan diye düşünüp tereddütte kaldım, mesela bu açıklamayı yapınca da aynı şüpheye düştüm.
detaylı, yoğun, ince ve çok düşünen bir insan olmak demek zeki bir insan olmak demek değil tabi. kendimden biliyorum.
konuşurken araya ingilizce sözcük sıkıştıran kişi
-
(bkz: of course lan are you maniac)
karizmatik cevaplar
-
cem yılmazlı doritos alaturka reklamlarının döndüğü zamanlar.
dilime de; senin bir cipsten beklentin nedir lafı dolanmış.
bakkala cips ve kola almaya çıktım hazır alaturka almışım, cipsi elime alıp tezgaha hafiften fırlattım;
burhan abi senin bir cipsten beklentin nedir?
- bir milyon yediyüz elli.
18 aralık 2021 edirne'deki migros şubesi yağması
-
bulgarlara neden kızıldığını anlayamıyorum. ucuz bulmuş alıyor. biz de zamanında hopa'da aynısını yapardık. kızılması gerekenler bulgarlar değil..
yaran inci sözlük entry'leri
cicibebe paketinin üzerindeki çocuk
-
o çocuk ben olabilirdim.
sizi temin ederim..
5 buçuk kilo doğan bir bebektim ben, annem 46 kiloymuş bana hamile kalınca, 9. ayda 72 kilo olmuş. ağırlığının yarısından fazla kilo almış yani. 5 buçuk kilo ve 60 santimetre.. yumuk yumuk tombili bumbik, 1 kilo yanaklı bir bebekmişim.
ve beni yolda görenler ısırmadan muncurmadan bırakmıyorlarmış..
işte birgün beni yolda bir prodüktör görüyor, bostancı pazarında.
bu ne acaip bir çocuk, hemen getirin bana deneme çekimine alalım diyor anneme..
gidiyoruz çekime, ön eleme yapılıyor. çeyrek finaller, yarı finaller ben hepsinden mutlu ayırılıyorum.
mutlu ayrılıyorum dediğim, bir sürü cici bebe veriyolar, bol sütlü vitaminli.. besleyici bir şey aynı zamanda..
daha ne besleneceksem artık?
neyse..
son ikiye kalıyorum artık, final oynamak istiyorum zaten..
finaldeki rakibim geliyor, aman allahım o ne öyle?
bu çocuk türk değil ki!!
sarı saçlı maviş bir şey..
annem sinirleniyor, herkes çok inanmış bana, kıbrıstaki türk temsilciliğinden bile telefonlar yağmış, azerbeycan uyumamış bütün gece..
ama heyhat! bu çocuk, türk bile değil! bize benzemeyen 1000 kıymetli ya, ben anlıyormuş gibi ağlamaya başlıyorum. annem beni susturmaya çalışıyor. ancak sonucu biliyorum ben..
o çocuğu seçiyorlar! hiçbirimize benzemeyen o çocuğu..
ve yıllar sonra bu başlığı görüp iyice anlıyorum.
1-0 mağlup başlıyoruz biz bu hayata, hem mağlup başlıyoruz hem de her bebe gibi ağlıyoruz. bunda bir gariplik yok.
not: tüm milliyetçilik duygularımı kullandığım bu yazının tamamı gerçektir. cici bebe türk olsun!
20 nisan 2015 ilber ortaylı'nın sıradan geçirmesi
-
(bkz: bana mı laf sokmuş)
mata hari
-
üzerine en fazla film yapılmış karakterlerden biridir en cok bilinen greta garbonun 1931 de oynadigi mata haridir. benim favorim ise jeanne moreau nun oynadigi 1964 yapimi olandir