ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pide kuyruğunda mini şort ile bekleyen kadın
-
hem irademizi sınıyoruz diceksiniz, hem bir çift bacak görünce şeyinize sahip çıkamayacaksınız. bakma arkadaşım kızın bacaklarına, bakmak zorunda mısın yere bak pideye bak. irade sahibiysen bakmazsın o
tarafa olur biter.
edit: adam benim yazdıklarımı kapitalizme bağlamış. güler misin ağlar mısın. nefsini terbiye ediyorsan bakmayacaksın. oruçluyken " o bacakları kalçaları kimler çatır çutur yiyor " diye düşüneceksen ibadetinde samimi değilsin bir kere.
ayrıca hem kadını 2. plana iticeksin, hemde " bizim çevremizde neden böyleleri yok " diye söyleneceksin.bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
uğur dündar'ın mutfağını fırıncıların basması
-
bir gün gerçekleşeceği hayaliyle yaşadığım retro-fantazim.
arka planda da muzlara binmiş böcekler filan uçuşacak böyle... bombardıman pilotları gibi...
(bkz: bu şartlarda imalat olmaz)
doğum kontrolü çağ dışı
-
akp'lilerin yaşadığı orta çağ'da doğum kontrolü henüz keşfedilmemişti sanırım. o yüzden haklı bir beyan.
edit: ama tabi çağ atlamak için eğitime ihtiyacımız var. (bkz: #64375170)
dolandırıldığım para servetimin 6'da 1'i değil
-
babet çorap gönderecektim, bir nargile kafe kapısına bırakayım o halde. ihtiyacı olan alsın kullansın.
garsona teşekkür eden müşteri
-
tam anlamıyla bir turnusoldur. bir insanın ne mal olduğunu kısa süre içinde anlamak istiyorsanız bulunduğu ortamda kendinden bir "alt statüde" olan kişilere nasıl davrandığına bakın. davranışları kalibresini ve kalitesini çok kısa bir süre içinde gün yüzüne çıkartacaktır. asla şaşırtmaz.
tanım: makam ve mevkiye tapmayan, insan gibi insandır.
edit : arkadaşlar hayatının çok büyük bir bölümünü garsonluk yaparak geçiren bir kişi olarak girdim bu entryi. dikkat ederseniz "alt statüyü" de tırnak içinde yazdım. her şeyden bağımsız, insana salt insan olduğu için değer verilen bir toplum yapısı sizler gibi benim de en büyük dileğim. fakat siz de takdir edersiniz ki kapitalist toplumun realitesi bu şekilde işlemiyor. ne yazık ki bir avuç "ahlaklı" insanın düşüncesi değil, yığınların düşünsel pratiği hakim tüm toplumsal yapıya.
reza zarrab'ın her şeyi itiraf etmesi
-
(bkz: ötüyor gönlümün efendisi)
rte 1400 yıl önce yaşasaydı olabilecekler
-
(bkz: keşke amk)
en azından şimdi yaşamazdı.
ayrıca (bkz: 6 milyar yıllık evrende akp dönemine denk gelmek)
bir adam sevilmeye neresinden başlanır
-
birisinin onu dinlemesine ihtiyacı varsa acısından başlanır.
debe editi : acınızı görüp size gelen kadının kıymetini bilin ;)
yazılı olmayan trafik kuralları
-
minibüs şoförü her zaman haklıdır.
1 aralık 2016 dolar kuru
-
binali tüsiad ' da konuşmaya başladığında 3,41 idi
şimdi 3,46
allahını seversen inali o kürsüden.
bir evi zengin gösteren en önemli detay
-
zengin bir koca bulup boğaza sıfır evde oturan bir kız arkadaşıma "sizin evde mutfakta sıcak suyu açınca duştaki su soğuyor mu " demiştim , "evet" demişti , "sokayım öyle zenginliğe o zaman" deyip yüzüne kapamıştım. tek kıstasım budur.
17 eylül 2014 russell crowe'un cem yılmaz tweet'i
-
volkan demirel : " ya russel crowe turkce mi biliyor ki, nasil atmis o tiviti"
davada avukatsız savunma yapmak
-
esasen tamamen haklı olduğunuz bir konuda usulen kaybetme riskinizi artırdığınız bir durumdur.
öncelikle süreleri kaçırabilirsiniz, davayı açarken taleplerinizi net olarak somutlaştıramayabilirsiniz, tanık-bilirkişi gibi delilleri dilekçede göstermeyi unutabilirsiniz, bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde gerektiği gibi savunma yapamayabilirsiniz.
bu liste uzar da uzar. üstelik karşı taraf avukat tutmuşsa haklı olduğunuz bir davayı kaybederek durduk yere bir de karşı vekalet ücreti ödersiniz.
avukat tutmanız tabiki de zorunlu değil ancak unutmayın ki avukat tutmak hem zamanınızı boş yere harcamamak açısından hem de dosyanızı profesyonelce takip ettirmek açısından önemlidir.
bir avukat olarak, gerçekten de en sevdiğim davalar karşı tarafın avukat tutmadığı davalar oluyor. ya duruşmaya gelmiyor, ya bir harcı eksik ödüyor, usulden kaybediyor davayı.
siz iyisi mi saul'u arayın.