hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • alisveris yapilmis, eve gerekli ivirzivir alinmis eve donulmustur. paket icerisinden alinanlar cikarilirken goz ufuk*'a takilir, adam tuvalet fircasinin posetini yirtmis (tamamen cikarmamis ama) aradan cikan fircayi yalamaktadir..

    - lan? olm napiyorsun?
    - yaliyorum???
    - niye lan ? manyak misin?
    - e kullaninca yalayamicaz olm dusunsene

  • bakana göre; semptomu olmayan evdeki kişiler bu sayıya dahil değildir. bilmeyenler için; "semptomu olmayan evdeki kişi" nedir onu da ben açıklayayım..

    5 farklı ilaç verilen, her gün 1 tane olmak üzere 10 defa göbekten iğne olan, tek bir ilaçtan günde 16 tablet olmak üzere, günlük en az 20 tablet ilaç içen kişi..

    gördüğünüz gibi bu kişilerin hasta sayılmaması son derece doğaldır, sonuçta hangimiz her gün iğne olup günde 20 tane ilaç içmiyoruz ki?

  • gençlikte yurt dışına taşınmaktır. bir akrabam (kadın) 45+ yaşta abd'ye taşındı, 2016'da dolar bu kadar absurd değilken burdaki güzel konumda evini satıp oradan bahçeli ev aldı, çocuklarını okullara yerleştirdi, "benim için o sayfa kapandı" derken orada aşık da oldu, burada yaş farkına takılan bir kadınken şu an hayatındaki insan kendisinden 10 yaş küçük, orada yeni bir çevre yaptı, az evvel bana iş yerindeki shift'i sırasında ses kaydı bıraktı, burada yönetici klasmanında bir işi varken orada mavi yaka minvalinde bir iş yapıyor ama mutlu, resmen mutlu. 45+ ve yepyeni hayat. nefes aldığınız her an istediğiniz her yere yerleşirsiniz.

  • yaptıkları beyinsizlikle akan trafikte diğer sürücülerin ve yolcuların hayatını riske atan bir başka öküz grubunun hayatından kesit sunan bir animal planet kısa belgeseli.

    keşke bunlar kimseye salça olmadan refüje mefüje girerek veya bir ağaca, bir bariyere vs çarparak geberseler de kendilerinden kurtulsak.

  • korku filmlerinde herhangi bir sahnede gerginlik nasıl yaratılır sorusunun cevabını merak edenler için:

    gerilim yaratmaya başlamak için birkaç temel film yapım tekniği mevcut.

    bunlardan ilki arka plan hareketini göstererek bir tehlike duygusu yaratmak. görsel

    bir sahnede gerilim yaratmanın klasik yollarından biri, izleyiciye arka planda hareket eden bir şey göstermektir. bu teknikle izleyicilere kahramanın sahip olmadığı bilgileri sağlayabilirsiniz. gerilimi arttırmanın hızlı bir yolu, izleyiciye kontrol hissi kaybı yaşatıyor. yapabilecekleri tek şey ise karakter tehlikeli bir duruma girerken çaresizce izlemek oluyor.

    neredeyse herkes film izlerken sesli tepkilere şahit olmuştur. karakter şansını zorlarken "gitme oraya işte..." gibi...

    2- bulanıklaştırma. görsel

    bulanık arka plan nesneleri her zaman korkutma faktörünü arttırır.

    arka planda bir şeylerin sürünmesi korkutucu olsa da, sürünen şeyin ne olduğunu açıkça göremediğinizde daha da korkutucu. sığ bir alan derinliği kullanarak bir şeyi veya birini gizleyin .

    alan derinliğini azaltmak, canavarınızın kendisini izleyicilerden mükemmel bir şekilde gizlemesine izin verecek, ön planı ve arka planı bulanıklaştırmaya yardımcı olacaktır.

    3- doğru müzik kullanımı (en etkili faktörlerden biri bu olabilir bence) görsel

    ruh halini ayarlamak için müzik kullanmak gerekir. sesler, filmlerin çok büyük bir parçasıdır ve çoğu zaman bir sahneyi başarılı kılan belirleyici faktördür. gerilim oluşturmak için güçlü bir araçtır.

    bir şeylerin yolunda gitmediği havasını ayarlamak için müzik kullanılır veya izleyici yaklaşan tehlikeye karşı uyarılır. stresi artırmaya yardımcı olmak için ise ses yavaşça hızlandırılır.

    bunların tersine sessizlik de işe yarar. seyirciyi şaşırtmak için sessizlik kullanılabilir. bu tehlikenin maskelenmesine yardımcı olabilir.

    4- ses efekti ekleme (sfx) link

    doğru ses tasarımı , dinleyicileri dünyanıza çekmenize yardımcı olur. daha dokunsal hale getirir.

    misal, sadece bir kapıya bakmak sizi o kadar germeyebilir. izleyiciyi kapının hemen arkasında bir şey olduğu konusunda uyarmak için burada sesi kullanırız. bunlar; ayak sesleri, kapıya vurulması veya çarpması, gıcırdayan tahta, hareket eden bir kapı kolu veya bunlara benzer herhangi bir şey.

    rahatsızlığın iletilmesine yardımcı olmak için, bir kalp atışı, biraz ağır nefes ve bunlara benzer sesler eklenebilir.

    5- yavaş dönüş görsel

    yavaş dönüş özellikle seyirci için gerilim yaratmakta. bu teknik sinemada neredeyse her zaman kullanılır. alien serisinden herhangi bir film izlediyseniz, yavaş dönüş yapan bir karakter görmüşsünüzdür.

    bununla birlikte, bu teknik sadece ekran süresini tüketmekle kalmaz, aynı zamanda izleyiciyi gergin hale getirmeye de yardımcı olur.

    6- canavarı göstermemek görsel

    canavarı göstermek korkutucu olabilir ama canavarı göstermemek daha da korkutucudur.

    steven speilberg bunu planlamamış olsa da, köpekbalığını göstermemesi jaws'ı yüzyılın en korkunç filmlerinden biri yapmıştır. canavarı göstermemek, her şeyi izleyicinin hayal gücüne bırakır.

    not: 2017 yapımı the ritual filmi buna iyi bir örnek olabilir.

    7- ince kamera hareketi görsel

    izleyicilerin gözlerini korkunun kaynağına yönlendirmek için kullanılır. ince bir kamera hareketi, çerçevenin belirli bir bölümüne dikkat çekmeye yardımcı olabilir. izleyicinin bakması istenilen yere bakmasına yardımcı olması için bu hareket kullanılabilir. doğru müzik kullanımı ile izleyici gerilir.

    8- tepki çekimi görsel

    tepki çekimleri, gerçek canavarı veya başka bir varlığı göstermekten daha korkunç olabilir. canavarı gösterme tekniği yalnızca tepki çekiminin gücünden dolayı işe yarar. bir tepki çoğu zaman neye tepki verildiğini göstermekten daha merak uyandırıcıdır. bu çekimler dramayı daha dramatik ve korkuyu daha korkunç hale getirir. bir olayın gerçekleştiği sırada ya da gerçekleştikten sonra bir kimse ya da şey üzerindeki etkisini gösteren çekim tanımlayabiliriz.

  • girdiği ortamlara medeniyet katmaları.

    geçen kuaförde derbi muhabbeti dönüyor "bugün size öyle çakıcaz böyle sokucaz eğeğelğeğe" herkesin elinde sopa eğeğpeğvğüe diye takılırken;

    içeriye bi kadın müşteri geldi ilk defa bi berber tarafından "canım" sıfatıyla çağırıldım. sıfatlar değişti, kokular değişti, müzikler değişti, çiçekler açtı. ortama medeniyet geldi. eğeğeleleğciler birden "ah şekerim futbol zaten kitlelerin afyonudur akşam iyi olan kazansın federer nasıl yaşlanmıyor ya bu yaşta bu performans inanılmaz, ah kobe çok erkendi be..."cilere döndü

  • evlenirken, benim birikmiş param vardı, damat bey de onun yarısı kadar kredi çekti öyle hallettik her işimizi. ailesi düğün üstü yok yere küslük çıkardı, gelmediler, tek kuruşluk katkı da sağlamadılar, düğüne tek akrabalarının gelmesine de izin vermediler. canları sağolsun dedik geçtik, mutluyduk.

    düğünün hemen ertesi günü tüm takıları bozup eşimin çektiği banka kredisini kapattım. hani diyorsunuz ya, "kendi" akrabalarımın taktıklarıyla.

    bir zaman sonra eşimin ailesi bizimle barışmaya karar verdi, öyle yaptık. söz merasiminde bana bir kolye ve küpe takmıştı, küsünce de geri almıştı annesi, onu tekrar verdi. kırmadım kalbini aldım.

    boşanma sırasında ilk o kıytırık iki takı geldi aklına. geri istedi.

    yine de hiç aklıma, bütün erkekleri şeytanlaştırmak gelmedi. tek iyi örnek görmedim çevremde bu konuda, tüm arkadaşlarımın boşanma davalarında altın savaşları yaşandı, iki taraflı, ben hep kendime baktım. elbette bunların lafını bile etmeyecek adamların varlığına da inandım.

    diyeceğim, iyiyi de kötüyü de cinsiyette aramayın hiç. kimseyi de boşanma dilekçesini görmeden tanıdım demeyin. iyi insan seçmeye bakın. becerebilirseniz.

  • sizi aptal yerine koyması
    siz aptal yerine konulurken seyirci kalması
    sözlerinin ve davranışlarının tutarsız olması
    egosunun kalbindeki sevgiden büyük olması

  • benim kiz yaklasik 1 aydir piyano dersi aliyor. hocasi evde calismasi icin org almasini soylemis, gittik aldik bugun. neyse koydu odasina, takti fisi. tingir mingir calarken odaya girdim..

    "halay ceker misin tatlim?"

    dedi bana ve cistak cistak biseyler calmaya basladi. lan kizim !! ben seni piyanist santor olasin diye mi piyano kurslarina gonderiyorum ?!! oysa resitallerde calacaydin yavrum..

    bu entryi halay cekerken yaziyorum !

  • mp3'ün müzik piyasasını öldürmediğini, aksine canlandırdığını düşünen zihniyettir.

    aslında sanatçıların ticaretten pek anlamadığının ilk göstergesi 1990'lı yılların başlarında yaşanmıştı. başta orhan gencebay üzere birçok müzisyen, kravat takıp, takım elbise giyip koltukaltlarında klasörlerle özel radyolara savaş açtılar. oysa özel radyo televizyonlar sayesinde pazar büyüdü ve beylerin (çok özür dilerim ama) biti kanlandı. talk show'lar, özel programlar, diziler falan. özel radyo ve televizyonlara açılan aptalca savaşın bir benzeridir mp3'e açılan savaş. mp3 müzik pazarını büyütür ve sanatçıların doğrudan albüm gelirlerini azaltsa bile medya endüstrisinden aldıkları parayı artırır.

    aslında gelişen teknolojinin kişilerin ekmeğini böleceği fikri yeni değildir. kökeni matbaa'ya karşı çıkan hattatlara, hezarfen ahmet çelebi'yi öldürmeye çalışan kayıkçılara, bir de metro yapılmasına karşı çıkan taksici dolmuşçulara kadar dayanır. "mevcut teknoloji ile nasıl para kazanırım" ın değil, "eskisi gibi nasıl para kazanırım" ın dışavurumudur.

    ben 1 günde 10 cd'de alsam 10 yılda 1 cd'de alsam aynı fiyat tarifesini uygulayan ve bana herhangi bir sadakat veya saygı göstermeyen satıcıya ben neden karşılıksız sadakat göstereyim? hem pazarlama adına hiçbir girişimin olmasın, 50 sene önceki plak satış yöntemlerine aynen devam et, rafa cd'leri dizip manav gibi müşteri bekle, ondan sonra teknolojiye savaş aç. değirmenle kavga etmenin 2000 yılı versiyonu. (bkz: don quijote) daha önce radyoyla, televizyonla yapılan kavga şimdi de bilgisayarla yapılıyor.

    bugün dünyanın en çok kopyalanan ürünleri microsoft ürünleridir ve ne ilginçtir ki dünyanın en zengin adamlarından biri bill gates'dir. biz kopyaladıkça adam zengin oluyor. çünkü dünyayı kendi ürününün bağımlısı yapıyor. o zengin olduğu için intikam duygusuyla kopyalamıyoruz. tam tersi biz kopyaladıkça adam zengin oluyor. yani beatles'ın mp3'ünü indirmeyen adam ertesi gün gidip beatles cd'simi alacaktır? tabii ki hayır. tam tersi mp3'ünü dinledikten sonra birçok albümün orijinal cd'sini aldığımı bilirim.

    son bir soru : futbolcular ile hentbolcuların kazandıkları paralar arasındaki uçurumun nedeni nedir? eğer cevabınız "stadların büyük, kapalı spor salonların küçük" olması ise zaten anlaşamayız. ancak cevabınız "ürün bağımlılığı" ise ortak bir zemine yaklaşıyoruz demektir. bu ürün bağımlılığını yaratmanın en kolay yolu ise bedava kullanımdır. insanlar futbola para vererek değil mahallede bedavaya oynarak, televizyonda bedavaya seyrederek alıştı çünkü. tıpkı kopya microsoft ürünlerine bedavaya alıştığı gibi.

    sözün kısası: birkaç sözlük yazarının fikriyle bu iş değişmez. daha geniş vizyonlu, global ve teknolojiyi kabullenen çözümler üretilmeli.

    hal böyleyken böyle..

    not : "filanca suser şarkı söylüyor, nefis de saz çalıyor. ondan iyi mi bileceksin" tarzı eleştiriler var. söylemek istediğim şey tam da budur. para kavgası sanatçıyı küçültür ve toplumdan uzaklaştırır. metallica mp3 ile mücadeleyi abarttığında bir toplantı çıkışında eski bir metallica hayranı "hey james, here is a dollar, sing me a song" diyerek suratına para fırlatmıştır. ne oldu şimdi? metallica mı kazandı?

  • vay anasını. hala buraya gelip kalitesiz ayakkabı, giyim kuşam diyen var. kaliteli ayakkabılı şehir magandalari öpsün sizi.

    bir insanı kalitesiz yapan en önemli şey, kendine ve cevresindekilere saygısızlık yapmasidir.