hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • baba- kacla gidiyorsun?
    murdurungulu- 47
    b-cek arabayi saga!
    m- aa ama n'iye?
    b- cek dedim!
    araba saga cekilir. babaya bakilir.
    b-<caps>ulan bilgisayar mi bu? 47 diye hiz olur mu? ya 50 ile gidiyorsundur ya 40'la !</caps> hadi devam et...
    bir sure sonra
    b- kacla gidiyorsun?
    m- 64...*

  • köleleştirilen bireyin baskılara ve faşizme karşı olan duruşunu pencere ferforjelerini cezaevi penceresiyle simgesellestirerek kurtuluşunu dinamik bir süreç icerisinde imgelemek isteyen bir özgür kadının otantik müzik vurgusuyla burdayiz biz dercesine yakarışiylariyla var olma çabası.
    şaka lan şaka, delirmiş.

  • "umarim bir tanidikla karsilasmam" dediginiz anda birden fazla tanidikla karsilasacaginiz garantidir

  • cahil, iyi niyetli ve cingöz meryem'i o kadar iyi oynamış ki, rolüne girmek için 5 yıldır beykoz'un mahalle-köylerinden birinde mahalleli ile iç içe yaşadığını, ramazanda her akşam teravihe gittiğini, mevlitleri hiç kaçırmadığını düşünüyorum. "esra erol'a bakıyom" derken kullandığı mimik, "abla" kelimesini telaffuz ederken b ile l'nin arasına soktuğu görünmez ı'nın profesyonelliği, postürünü bile ortalama bir meryem'e uygun hale sokuşu, elleri cebinde başı önünde hızlı hızlı yürümesi, kanepede kaykılmış, çukur'a bakarken ve dizinin tamamında nasıl göründüğüne dair en ufak bir kaygı gütmeden bedenini ve sesini kullanışıyla ayakta alkışlanası bir oyunculuk sergilemiş. 1 falsosu dahi yok, bir başkadır'daki oyunculuğu başlı başına sanat.

  • yukarıda da bir kaç kişi bu kelimenin kökenini nerden geldiğini yazmış, fakat bende bir iki bir şey karalamak istiyorum.

    şoför fransıza bir kelime. dilimize fransızca'dan gelmiş. fransızca orijinali ise "chauffeur". anlamı ısı/ısıtan demek.
    bilirsiniz eski lokomotifler ve gemiler buharla çalışırdı. lokomotifin hareket etmesi için bir görevli ateşe kömür atardı, böylece buhar oluşur ve lokomotifi hareket ettirirdi. işte kömürü atan bu görevliye "chauffeur" yani şoför denirdi. yani ısıtıcı.

    peki nasıl oldu da lokomotif şoförü araba şoförü oldu?
    1800'lü yıllar ilk arabaların ortaya çıktığı dönemlerdir. henüz bir araba sanayiden bahsetmek bile oldukça zordur çünkü çalışmalar bireysel uğraşlar ile yapılıyordu. araba sektörünün emeklemeye başladığı bir zaman.
    o zamanlar arabalar iki türlü yapılıyordu. benzinle ve buharla. işte bu buhar arabası ile uğraşan fransız sanayici leon serpollet petrolle ısıtılan bir kazan icat etmişti. bu kazanın içindeki su, dar tüplerde hızlıca dolaşarak buhara dönüşüyordu.
    eee doğal olarak arabanın sürücüsü artık bir şofördü yani ısıtıcı. böylece bu kelime artık yanlış bir anlamda kullanılacaktı.

    leon serpollet: 1858 ile 1907 yılları arasında yaşamış bir fransız sanayici. bir demircinin oğlu idi.

  • okullarda çok yanlış öğretilen savaştır.

    arkadaş ortaokulda lisede öyle bi anlattılar ki savaşı, sanki daha önce bizanslılarla hiçbir ilişkimiz olmamış, 1071'de anadolunun dışında orduyu toplamışız sonra hurra diye dalmışız bitchlere.
    halbuki çok farklı bir durum var ortada.
    bir kere zannediliyor ki bizansla ilk savaş bu. gerçekte daha önce savaşmış olmayı geçtim, bir barış antlaşması var ortada. hatta diyojen kaşarı bu antlaşmayı bozup da mevzuya giriyor.
    ikincisi sanki tek düşmanımız bizans. halbuki mevzubahis antlaşmaya güvenen alp arslanın fatımilerle olan savaşı derinleştirmesi gibi bir durum var ortada.
    üçüncüsü saldıran taraf bizmişiz sanrısı. la diyojen ipnesi evi arabayı satmış, paralı askere yatırmış, öküz gibi ordu toplamış, kalkmış istanbuldan muşa gelmiş. az kalsın içimizde gezdirecekmiş de reyizin casusları haberdar etmiş milleti. stratejik manevralarla bizi sayıca ikiye katlayan orduyu devirmişiz.
    dördüncüsü hilal taktiğiylen bizans ordusunu komple erittiğimiz düşüncesi. halbuki yüzde onunu falan doğramışız, bir o kadarını esir almışız, yarısı firar etmiş kaçmış, bizim tarafımıza geçenler var. ağır bir bozgun ama ortaya sıkıştırıp hepisini kılıçtan geçirdik gibi bir durum yok. (burda yanlış anlaşılmayayım. zafer büyük ama zayiat kısmında kafa karışıklıkları var)

    biz zannediyoruz ki yalnızca askeri bir zafer kazandık da bizans öyle dağıldı. halbuki malazgirtin siyasi önemi çok daha büyük. devlet siyasi kaosa sürüklenmiş, son derece zalim bir iktidar savaşı-iç savaş yaşanmış, darbe olmuş, imparator değişmiş. bu karışıklıktan faydalanmışız da arazileri kapatmışız.

    kendince çakallık yapan diyojen de öyle bir duruma düşmüş ki savaştan sonra, hafif bir acımadım değil.

  • sevgili ömer;

    ben sana 12 yıl uzak olan bir abin. merak etme kardeşim. bu acın da unutulacak.

    şunu bilmeni istiyorum ki bu karşılaştığın davranış büyüyünce ortadan kalkmayacak. koca koca hanım kızlar ufacık hataların yüzünden en olmadık yerde en olmadık şekilde dirseklerini tutup ''bana ne?'' diyecek. dans etmeyecek. buluşamayacaksın. telefon faturaların artacak. sinirden etrafa çatıp olur olmaz insanları üzeceksin. karşılaştığın bütün bu zorluk, bütün bu çile bir bukle gülüş, iki tutam şampuan kokulu saç ve sıcacık bir sarılmayla geçecek. böyle de ilginç bir yapımız var. bu yapıya bianen hanım kızlarımızın tamamı ama tamamı yaptığın tüm hataları , kendi hatları yüzünden yapmış olmana rağmen yüzüne vuracaklar. bana böyle böyle dedin diyecekler. ama sen ''sen de şöyle yapmıştın'' dediğinde ''eski defterleri açmayalım'' diyecekler. bu yüzden bir tavsiye istersen o sıktığın yumruğu, dilinin ucundaki kötü sözleri söyleme.

    bir de o silgiyi parçalayıp parçalayıp sağa sola atma.

    abin jimmy.

  • trabzon'da fenerbahçe sk kafilesini taşımakta olan otobüse silahlı saldırı yapılması.

    trabzon'da tribünden atlayan bir gencin ilave yardımcı hakemi yumruklaması.

  • 2001 senesinin kasım sonu ya da aralık başı, buz gibi bir hava. annem büyükdere caddesinde tam şişli camii’nin olduğu yerde bir mali müşavirlik ofisinde çay-yemek işlerine bakıyor, ben de 12 yaşında bir ortaokul öğrencisiyim.

    1999’da babamın yaptıkları artık canımıza tak deyince annemle birlikte, annemin yıllarca çalışıp didinip pırlanta gibi dizdiği evi tek bir iğne almadan bırakıp, memlekete ölen dedemin evine, dayımların yanına kaçmıştık. boşanma davası, velayet vs. kesinleştikten sonra 2001 yılının yaz aylarında tekrar istanbul’a döndük. sıfırdan başlamıştık yani. çok güçlü bir kadın annem, hayatında tek gün okula gitmemiş ama yıllarca fabrikalarda, ofislerde çalışarak hem evine baktı, hem de beni okutmaya çalıştı.

    döndüğümüzde 1 odası, 1 küçük mutfağı ve büyükçe bir balkonu olan annemin teyzesinin çatı katını tuttuk. bizim hiç eşyamız yok, sadece kıyafetlerimiz ile döndük ama evde bir insanın asgari düzeyde hayatını sürdürebileceği, teyzemin ve çocuklarının eski eşyaları var. bir tek televizyonumuz yoktu. annem ben sıkılmayayım diye bir akrabamızdan ikinci el bir televizyon almış, alırken de dolandırılmıştı, o başka bir enrtynin konusu. bu şekilde kendi ayaklarımız üzerinde durana kadar idare edecektik artık.

    o zamanlar gültepe’de doğalgaz yok, hani olsa da bizim oturduğumuz ev doğalgaz tesisatına uygun mudur orası şüpheli. çok eski bir yapı çünkü. çatı katı olduğu ve yapı çok eski tahta bir çatıya sahip olduğundan, rüzgar estiğinde evde hissedilirdi. kış ayları bizim için ciddi sıkıntıydı. kış yaklaşınca sobayı, o zamanlar her yerde bulunan bir sobacıdan ikinci el almıştık. böyle içi tuğla, hayvan gibi döküm bir soba. sağolsun belediyede çalışan bir akrabamız da annemin adını ‘meşhur’ kömür yardımlarına yazdırmış, kış öncesi 30-40 torba kadar bir kömür gelmişti ama soba tek başına kömürle yanmıyor, tutuşturacak odun lazım.

    şimdilerde yerinde devasa şişli marriott otelin olduğu yerde o yıllarda pazar yeri vardı. yanı başı o zaman da şimdi de minibüs durakları. haftada birkaç akşam okul sonrasında annemle iş çıkışında buluşur, o pazar yerinde pazarcılardan depozitosu olmayan meyve-sebze kasalarını isterdik. olan da verirdi allah razı olsun. kasaları hemen kaldırımda toplar, oracıkta insanların ayaklarının altında kırıp, yanımızdaki çamaşır ipi ile bir deste haline getirirdik. bunu yağmur altında sırılsıklam olarak yapmak zorunda olduğumuz da olurdu. sonra hemen oradan elimizde tahta destesi ile gültepe minibüsüne biner eve gelirdik. iş çıkış saatlerinde gültepe minibüsleri tıklım tıklım. kimi zaman minibüsteki yolcular, kimi zaman minibüs şöförleri bu durumdan hiç hoşnut olmaz, kendi kendine söyleneni de olurdu. anneme bakardım, bir şey demezdi, ne desin ? soba odunsuz yanmıyor ve hava soğuk.

    o yıllarda çocuk yaşımda bu yaptığımız bana çok normal gelirdi. insanların ayaklarının altında kasa kırmaktan, o tahta destesi ile tıklım tıklım minibüse binmekten, sonra onu sırtımızda eve taşımaktan hiç gocunmazdım.. çocukluk işte, kısa süre içerisinde başkalarının eşyalarıyla, devletten gelen kömürle, pazardanan taşınan odunla yaşamaya alışmıştım, normalim olmuştu hemen. ama annem için hiç öyle değildi. yüzünde sürekli o hüznü, nasıl olmayacak bir şeyi olur yaptığımızın zorluğunu görürdüm.

    enrtyi nasıl bağlayacağımı bilemedim dostlar.. ne zaman kombiyi açsam o günler geliyor aklıma. az önce uyandım ve üşümüştüm, gittim kombiyi ateşledim, yine aklıma geldi. odasına girdim annemin üstü açık, aklımda bunlar, üstünü örttüm, oturdum yazdım..

  • birçok marvel karakterinin ve çizgi romanlarının yaratıcısı. yarattığı karakterlerin bazı filmlerinde ve dizilerinde çok küçük sahnelerde görülür. şimdiye kadar görüldüğü dizi ve filmlerin listesi şöyledir ;

    ilk kez "the trial of the incredible hulk" filminde jüri üyesi olarak görülmüştü.

    sinema sahnesinde ilk görünüşü ise 2000 yılındaki x-men filmindeydi.

    2002 yılındaki spider-man filminde enkazın altında kalan küçük bir çocuğu kurtarırken görüldü.

    daredevil'de sokakta gazetesini okurken görüldü.

    2003 yılındaki hulk filminde güvenlik görevlisi olarak görüldü.

    spider-man 2 filminde bir kadını enkazdan kurtarırken görülmüştü.

    2004 yılındaki fantastic four filminde willie lumpkin isimli bir postacı olarak görüldü. willie lumpkin, çizgi romanları için yarattığı bir karakterdir.

    x-men the last stand filminde jean grey telekinezi yeteneğini kullandığı sırada görülmüştü.

    fantastic four rise of the silver surfer filminde düğüne gelen ancak geri çevrilen bir konuktu.

    spider-man 3 filminde peter parker ile karşılaşırken görülmüştü.

    iron man filminde tony stark kendisini hugh hefner ile karıştırmıştı.

    the incredible hulk filminde şişeden içecek içerken görülmüştü.

    iron man 2 filminde tony stark kendisini bu kez larry king'e benzetmişti.

    thor filminde thor'un çekicini arabasıyla yoldan kaldırmaya çalışırken görülmüştü.

    captain america the first avenger filminde ikinci dünya savaşı gazisi bir generali canlandırmıştı.

    avengers filminde satranç oyuncusu olarak görülmüştü.

    avengers filminde bir kere daha görülmüştü ancak ikincisi silinen sahnelerin arasındaydı. silinen sahnede captain america'dan garsonun telefon numarasını almasını istiyordu.

    the amazing spider-man filminde lizard ve spider-man dövüşürken klasik müzik dinliyordu.

    iron man 3 filminde güzellik yarışmasına katılan bir yarışmacıya 10 puan verirken görülmüştü.

    thor the dark world filminde akıl hastanesindeki bir hasta olarak görüldü.

    captain america the winter soldier filminde captain america'nın kostümünü kaybeden güvenlik görevlisi olarak görülmüştü.

    the amazing spider-man 2 filminde peter parker'ın mezuniyet törenindeydi.

    guardians of the galaxy filminde rocket raccoon kendisini genç bir kadınla konuşurken yakalaşmıştı.

    marvel's agents of s.h.i.e.l.d. dizisinde trendeki bir yabancı olarak görülmüştü.

    agent carter dizisinde tony'nin babası howard stark'ın yanında görülmüştü.

    avengers age of ultron filminde asgard'dan gelen bir içkiyi içerek sarhoş olan birisi olarak görülmüştü.

    ant-man filminde barmen olarak görüldü.

    deadpool filminde kendisi bir stip club sunucusuydu.

    captain america civil war filminin son sahnelerinde tony stark için paket getiren bir kargocuydu.

    x-men apocalypse filminde gerçek hayattaki eşi ile birlikte apocalypse'in dünyadaki bütün nükleer silahları uzaya gönderdiği sahnede görüldü.

    daredevil dizisinde duvardaki bir fotoğrafta görüldü.

    jessica jones dizisinde yine duvarda bir fotoğraf olarak görülmüştü.

    luke cage dizisinde kendisinin resmi bir duvarda görülmüştü.

    doctor strange filminde otobüste kitap okurken görülmüştü.

    logan filmi gösterimdeyken film öncesi yayınlanan deadpool teasarında görüşmüştü ancak bu sahne sinema gösteriminde yer almadı.

    daredevil dizisinde kendisinin resmi yine bir duvarda görüldü.

    agents of s.h.i.e.l.d. slingshot dizisinde bir fotoğrafı görülmüştü.

    iron fist dizisinin 13. bölümünde yine duvarda bir resmi görülmüştü.

    guardians of the galaxy vol. 2 filminde bir astronot olarak uzaylılara hikaye anlatırken görülmüştü.

    spider-man homecoming filminde spider-man'e camdan bağırırken görülmüştü.

    the defenders dizisinde yine resim olarak görülmüştü.

    the gifted dizisinin ilk bölümünde görüldü.

    thor ragnarok filminde thor'un saçlarını keserken görülmüştü.

    the punisher dizisinin ilk sezonunun son bölümünde duvarda bir resim olarak görülmüştü.

    runaways dizisinin bir bölümünde limuzin şöförü olarak görülmüştü.

    black panther filminde bir kumarhanede müşteri olarak görülmüştü.

    jessica jones dizisinin ikinci sezonunda otobüsün arkasında bir reklam olarak görülmüştü.

    jessica jones dizisinde taksinin üzerinde yine reklam olarak görülmüştü.

    avengers infinity war filminde peter parker'ın okul otobüsünü süren şöfördü.

    ant-man and the wasp filminde arabası küçülen bir vatandaştı.

    luke cage dizisinin ikinci sezonunda duvarda resim olarak görülmüştü.

    cloak and dagger dizisinde duvarda tablo olarak görülmüştü.

    venom filminin son sahnelerinde köpeğini gezdiren ve eddie brock'a nasihat eden bir vatandaş olarak görülüyor.