hesabın var mı? giriş yap

  • sismograf bir gote sahipseniz ve sahit oldugunuz bir depremin buyuklugunu olcmek istiyorsaniz sismograf gotunuz size sadece 1-6 araligindaki depremlerde yardimci olacaktir. buyukluk 6'ya vurduktan sonra bir depremin buyuklugunu sallantinin siddetinden anlamak imkansiza yakindir. peki bunu yaklasik olarak tahmin edebilmenin en guvenilir yolu nedir? bunu entrynin sonunda aciklayacagim.

    once sallantinin siddetinden depremin buyuklugunun neden tahmin edilemeyecegini aciklayayim. bir deprem oldugunda o deprem her yerde ayni sekilde hissedilmez. herkesin bildigi gibi merkez ussune yaklastikca hissedilen sallanti siddeti artarken merkez ussunden uzaklastikca bu azalir ama bu is burada da bitmiyor. eviniz kayalik bir yuzey uzerindeyse daha az sallanti duyarsiniz ama evinizin alti yumusak kumdan olusuyorsa merkez ussune 100 km mesafede olup sanki az once kirilan fay hatti evinizin iki sokak otesinden geciyormus gibi sallanabilirsiniz.

    yine bir binalarin ust katlarinda daha siddetli sallantilar duyulurken alt katlarda ve disarda hissedilen sallanti siddeti daha azdir. bir apartmanin birinci katinda yasayan biri "bu depremin buyuklugu 4 olmali" derken dorduncu katta yasayan biri "en az 5'ti" diyebilir ve 8. kattaki biri "en az 6'ydi" diyebilir. yine yerin 4-5 km altinda gerceklesen bir depremle yerin 20-25 km altinda gerceklesen depremin yasattiklari ayni olmuyor.

    kaldi ki cok buyuk depremlerde (7 ile 9 arasi) sallanti siddeti olarak da oyle cok buyuk farklar olmuyor. en son japonya'da 2011'de yasanan 9'luk depremde sallanti siddeti daha once gerceklesen 7'lik depremlerden cok az daha yukardaydi. halbuki 9'luk bir depremde ortaya cikan enerji 7'lik depremin 50 kati olarak biliniyor.

    o zaman depremin buyuklugunu nasil anlayacagiz? depremin merkez ussunun hemen dibinde de olsaniz, 100 km otesinde de olsaniz, birinci katta da olsaniz 7. katta da olsaniz depremle ilgili bir sey var ki o pek degismeyecektir, bu da depremin suresi. bir deprem ne kadar uzun suruyorsa kirilan fay hatti o kadar buyuk demektir ve bu da depremin buyukluguyle iliskili bir kavram.

    yukarda 7 buyuklugundeki depremle 9 arasinda sallanma siddeti olarak fazla fark yok demistim ama ortalama 7'lik bir deprem 40-45 saniye surerken 9'luk bir deprem 5-6 dakika surmektedir (ayrica 9'luk bir deprem 7'lik bir depreme gore cok daha buyuk bir alani etkiler). deprem basladigi anda saymaya baslarsaniz depremin buyuklugunu hata payiyla da olsa asagi yukari tahmin edebilirsiniz.

    ortalamaya vurdugumuzda 4'luk bir deprem 10 saniye civari, 5'lik bir deprem 20 saniye civari, 6'lik bir deprem 30 saniye civari, 7'lik bir deprem 40-60 saniye civari ve 8'lik bir deprem 2-3 dakika civari surerken nadiren gorulen 9'luk depremler 5-6 dakika civari surmektedir. ornegin 2011'de japonya'daki deprem sirasinda ulkede uluslararasi bir deprem konferansi duzenleniyordu ve deprem tam da konferansin ortasinda gerceklesmisti. deprem ilk basladiginda odadaki uzmanlar depremin buyuklugunun 8 civari oldugu dusunmustu ama depremin uzunlugu 4 dakikayi gecince herkes depremin 9'luk oldugunu anlayip sok gecismisti cunku o gunlerde orada 9'luk bir deprem gerceklesmesine pek ihtimal verilmiyordu.

    bu arada bir depremin siddetiyle buyuklugu karistirilmasin. siddet duyulan sallantinin etkisi ve verdigi zararla alakaliyken buyukluk daha cok kirilan fay hattinin buyuklugu ve ortaya cikan enerji miktariyla alakali. ayrica yukarda bahsettigim rakam tam buyuklugu degil yaklasik buyuklugu tahmin etmenizi saglar. bir depremin buyuklugunu tahmin etmek bu kadar kolay olsaydi sismograflar kullanilmazdi zaten.

    kisaca 1-6 arasindaki depremlerde buyukluk arttikca sallanma hizi da ayni oranda artar ama 6-9 araliginda sallanma hizi asagi yukari aynidir ama farkli belirleyen kirilan fay hattinin buyuklugu, depremin uzunlugu ve yikim yaptigi bolgenin buyuklugudur.

  • ingilizler hayatlarında deprem görmemiş insanlar. yapı stoklarını depreme dayanıklı yapmıyorlar. tabi ki böyle bir deprem ingiltereyi dümdüz eder. biz deprem ülkesi olduğumuzu bilir iken şehirlerimizin dümdüz olmasına göz yumduk.

  • adam gibi adamdır. bir gün evlenir ve cocuk sahibi olacak olursam olacağım adamdır.

    kadın hamile, üstelik karnında senin çocuğunu büyütüp taşıyor. insan olan hamile karısının ayak tırnaklarını kesmekten, hamileliği boyunca bir anlamda el ayak olup karısına hamilelik sürecini en rahat şekilde gecirmesine yardımcı olmaktan rahatsiz olmaz,bunda bir beis bulmaz.

    insanlıktır bu , daha fazlası ya da azı değil.

  • denizbank'ın çalışanını tüm denizbank'a mal etme girişimidir. gram işim olmaz denizbankla ama bu kadar çarpıtılmış bir rezalet de görmedim arkadaş. git bankacıyı şikayet et işte.

    ayrıca o nasıl başlık açmaktır?

    rezalet puanı: 0/10

  • ben açıkçası nabza göre yapıyorum bunu, kişiye göre. adamın akbili isteme şekline göre. genç bi çocuksa, kibarsa para almıyorum, yaşlılardan da almıyorum, babama benzeyenlerden de almıyorum, trakyalı'ysa almıyorum, hamileyse almıyorum. sonra soruyorum en son, "akp'li misin?" diyorum.

    cevabı "evet" ise, parasını alıyorum. hem akp'li hem babama benziyorsa yarı parasını alıyorum, hem yaşlı hem akp'li ise parasını alıp, yol vermiyorum.

    genç ve jastin bieber dinliyorsa, kafasına kornişle vuruyorum.

  • kahve meyvesinin işlenme yöntemlerinden en yenisi.

    olgunlaşmış kahve meyvesi toplandıktan sonra kabuktan ayrılması ardından zarın soyulabilmesi için 18-36 saat tanklarda bekletilerek fermente edilir. süreç tamamlandığında çekirdek üzerindeki zarların tamamen ayrılması için su ile yıkama işlemi yapılır. yıkama sonrası çekirdekler güneşte, döndürülerek 5-7 gün boyunca kurutulur. kurutma işlemi sonrası kahve çekirdekleri karakteristik özelliklerini muhafaza edebilmesi için dinlendirilir, ardından kategorilere ayrılarak paketlenir.

    yıkanmış kahve çekirdeği, kavrularak işlenen kahve çekirdeklerinden birçok özelliği ile farklılık gösterir. yıkanan kahve çekirdekleri yetiştiği bölgenin özelliklerini taşımaktadır. örneğin, kahve meyvesi yetiştirildiği süreçte etrafta bulunan arazilerde yetiştirilen diğer meyvelerin (ananas, mango, muz gibi) kokusunu taşımaktadır. kavrulan çekirdek bu özelliği kaybederken yıkanan çekirdek korur. böylece meyve aromalı bir kahve üretilmiş olur. kokunun yanı sıra yıkanmış kahve çekirdeği acı kahve olarak tanımlanan kavrulmuş kahveden farklı olarak daha tatlı bir yapıdadır, içimi kolaydır. bir diğer özellik ise yıkanmış kahve çekirdeğinin asiditesinin düşük olmasıdır, bu özelliğiyle kavrulmuş çekirdeğe göre daha kalitesiz bulunur. diğer yandan bu özellik, kavrulmuş çekirdekte öngörülemeyen üretimde tutarlılığı sağlamaktadır; böylece her zaman aynı lezzet sağlanabilir

    yıkanmış kahve çekirdeği kahvenin saf halini yansıtmaktadır. diğer bir değişle, kahve meyvesinin gerçek lezzetini ortaya çıkarır.

    sertlik/tatlılık oranı olarak yetiştirildiği bölgeye göre kategorize edilir. örneğin peru'da yetişen meyve daha tatlı bir yıkanmış çekirdek ortaya çıkarırken guatemala'da yetişen alışılmış kahveyi anımsatan daha sert bir alt tada sahiptir.

    yıkanmış çekirdeği ilk kez geçtiğimiz haftasonu, izmir'de yeni açılan bir mekanda tavsiye üzerine, french press metoduyla denedim ve araştırmaya böyle başladım. yeni popülerleşmeye başlayan bu yöntem kahve seven herkesin denemesini önerdiğim; yumuşak, meyve kokulu ve tatlı, açık renk bir kahve ortaya çıkarıyor.

    edit: reklam sanıldığı için mekan ismi kaldırıldı.