hesabın var mı? giriş yap

  • milletin yine 1-2 yerinden kendiyle özdeşleştirdiği kız. bende hiçbiri tutmadı aga iyi mi. amorti bile yok.
    başlı başına "kız" bile tutmuyor sen düşün.

    gelen mesajlar üzerine edit: nefes alıyorum evet, ayrıca kadın da değilim.
    olm seçim sandığına sokarsınız az sabredin amk.

  • masa üstünde boynu bükük kaldı kağıt kalem
    bağışla beni güzel annem
    oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana
    elleri değsin istemedim
    gözleri değsin istemedim
    ağlayıp koklayacaktın
    belki bir ömür taşıyacaktın koynunda

  • soru:hz.ali ile hz.muhammed arasında geçen bir diyaloğu yazınız

    hz.ali ile hz.muhammed bakkala giderken yolda karşılaşırlar ve

    +selam-un aleyküm ya muhammed
    -aleyküm selam ya ali
    +nasılsın iyimisin?çoluk çocuk nasıl
    -iyiler sağol ellerinden öper
    +evdekiler çok selam söyle hadi allaha emanet ol

    hoca gerçek bir diyalog olma ihtimalinden ötürü 5 puan vermişti

  • adres soran iki şaşkının yapılan tariften sonra aralarındaki konuşması:

    -sol dedi.
    +kendine göre sol.
    -evet, kendine göre sol, yani bize göre sağ.
    +bize göre sağ olduğuna göre soldan gidicez.
    -evet, soldan.

    tarif edilen yere ulaşabildiklerinden şüpheliyim.

  • --- 6x5 spoiler ---

    hodor meselesiyle ilgili ufak bir anektodu da aktarayim,

    3 yıl önce, michael ventrella diye bir eleman, bir konferansta george r. r. martin ile tanışır. konferansın yapıldığı yerde, martin ile birlikte aynı asansöre binerler. martin, asansörün düğmesine kendisi için basar ve diğer kişilere de hangi katı istediklerini sorar. sonra, ventrella'ya dönüp "hep bir asansör operatörü olmak istemişimdir" der. birlikte gülerler ve odalarına giderler.

    bir süre sonra, martin ile venrella tekrar asansörde karşılaşır ve aralarında şu diyalog geçer.

    + ben sanırım kitabınızdaki bir karaktere neden hodor adını verdiğiniz buldum.
    - öyle mi?
    + asansör operatörü olmak istediğinize dair sözleriniz üzerinde düşündüm. bence, hodor'un "hold the door" lafının kısası olduğu çok bariz.
    - (martin gülmeye başlar) gerçeğe ne kadar yakın olduğunu bilmiyorsun.

    bu da, ventrella'nın 2 yıl önceki blog postu.
    https://ventrellaquest.com/2014/04/20/got-got/
    --- spoiler ---

  • uşağıyla birlikte çıktığı maceralı yolculuğu cervantes tarafından kaleme alınan, yine cervantes tarafından yaratılmış roman kahramanı ve aynı adlı romanın adıdır. yaşadıkları, cervantes'in hayatıyla -ya da en azından kendisi için hayal ettikleri- ile paralellikler taşıdığı söylenen don quijote özü itibariyle sevimli bir adamdır. şekle şemale önem vermekten geri durmamakta ancak kafasına geçirdiği kasktan yanına aldığı uşağına kadar her yanı pejmürde haldedir; ciddiye alınmamaktadır; inandıklarına uysun diye hem iyilik hem kötülük yapmaya cüret edebilmekte ancak bir doğrunun peşinde koşmaktadır. yaptıklarıyla ve yapamadıklarıyla, kendine yarattığı gerçeklikle, onun içinde kaybolmasıyla dikkat çeker. cervantes kahramanı yaratırken kahraman da bir yandan kendini yaratmaktadır hiçbir şeyden, hiç kimseden.
    saygıdeğer kişilik anlamına da gelen don sözcüğünün gerektirdiği biçimde şövalyeliği tüm gerekleriyle yerine getirmeye çalışan sevgili quijote ölümsüzlüğe ermesinden 400 sene sonra bile sağlıklı bir ruh haline sahip olup olmadığı konusunda tartışmalara sürüklemektedir kendisinden etkilenenleri. zira onun yaptıklarını yapabilecek kişi ya don quijote'dur ya da düpedüz deli.

  • yedi - sekiz yıl önce, sahip olunan pentium 100 bilgisayarın 20 gigabyte'lık hard diski, norton speed disk ile defragmente edilmeye bırakılmıştır. bu işlem yarım saatten fazla sürecektir. o esnada başka bir işi halletmek için dışarıya çıkılır. eve dönüldüğünde, anne odanızda bilgisayarınızın başında oturmuş, büyük bir dikkatle, hipnotize olmuş halde monitöre bakarken bulunur.

    - anne ne oldu?
    - oğlum şu şeylere bakıyodum, ne zaman durucak diye. (norton speed disk'in blok hareketlerini gösteren renkli minik kutucuklarını kast ediyor)
    - niye ki anne?
    - e dursun da kapatayım, boşuna açık kalmasın diye.

    burada anne, en azından ekranda bir hareket varken, "demek ki bilgisayarın içinde bir işler dönüyor, çalışıyor" mantığını yürüttüğü için takdir edilir. çeşitli yazılımlardaki, yaptığı her haltı grafik olarak gösteren cafcaflı arabirimlerin hikmeti anlaşılır.

    demek ki ucuz bilim kurgu filmlerinde, panellerde o kendi kendine yanıp sönen ışıklar sırf şekil olsun diye orada değildir. o ışıklar hareket etmese, mürettebattan birinin annesi gelip "boşuna açık kalmasın" mantığıyla sistemi kapatacaktır.

  • 1. kare seklinde kutu üretmek, daire seklinde kutu üretmekten daha ucuzdur. stoklamasi da daha kolaydir.
    2. pizza (tavada yapilmis amerikan tarzi sikindirik kalin pizzalardan söz etmiyorum), hicbir zaman tam daire seklinde olmayacagi icin onu o daire seklinde bir kutuya yerlestirmek sorunlu olacaktir.
    3. köselerdeki bosluklar sayesinde pizza dilimlerini kare kutudan almak, kalip gibi daire kutuya yerlestirilmis pizza dilimlerini almaktan daha kolaydir.
    4. yeryüzündeki yillardir bu isi yapan milyorlarca pizzacinin bir bildigi vardir.