• (bkz: hard target)
  • dun tgrt'de rastalyip biraz takildigim, eglendigim turk action dizisi.zaten malkocoglu ve benzeri filmlerde de ayni hazzi almisimdir hep.

    dizinin turk ve action kaliplari ile birlesiyor olmasi,ilk andan itibaren deli yurek tadinda bir dizi oldugunu belli ediyor. gerci bunlar biraz daha amerikan vari bir tarz tutturmaya calismislarsa da basarilari ancak elin siki ile gerdege giren bir delikanlinin yakaladigi basari ile es degerde olmus otesine gecememis.

    hele esas kizimiz, ozel tim ekibinden iclal aydin'in, bir insaattan atlayarak intihar edecek olan kizi vazgecirme cabalari ve gelisen olaylar sonucu kizin olmesi ile ilgil bir sahne varki aklima durgunluk verdi.

    (bkz: el siki ile gerdege girmek)
  • ilk bölümünün samuel l. jackson'ın oynadığı nagotiator adlı filmden süper bir şekilde arak olduğu geçen yıl flan bitmiş olup tekrar yayına konan abuk dizi...
  • mustafa uğurlunun psikopat ama sanatçı ruhlu, şiirperver kötü adam tiplemesi uğruna zamanında biraz katlandığım, hatta george clooney-jennifer lopez-out of sight kimyası burada da tutar mı diye düşündüğüm diziydi. o zamanlar iclal aydın ın kim olduğunu bilmemekteydim, tekrar bakınca polis kızımızın da hayat güzeldir mantığından pek de uzak kalmadığını gördüm. ikinci bölümünden sonra bıraktım galiba izlemeyi.
  • sonradan serseri dizisine de imza atan cem akyoldaşın yönetmenliğini yaptığı, oyuncu kadrosunda iclal aydından başka gerçek hayattaki eşi kemal başbuğ, mustafa uğurlu, fikret hakan, şencan güleryüz, mehmet çepiç ve kenan bal gibi isimlerin yer aldığı eski tgrt dizisi. pek çok amerikan filminden sekans sekans araklanmasıyla zaman zaman kendini gülünç duruma düşürse de, özellikle istanbulu mekan olarak kullanmakta oldukça başarılı bir diziydi. klişelerin üstüste patlaması gerçekçilikten uzaklaştırsa da, karton bir paralel evren havası yaratarak kendine özgü bir estetik kazandırıyordu diziye, ki cem akyoldaşın serseride de yaptığı bir şeydi bu. tüm bu özellikleriyle çizgi roman severlerin ilgisini çekebilecek, şu sıralar tekrarları yayında olan dizi.
  • geçen gün aklıma gelen ve mustafa uğurlu için izlediğim dizi. hoş bir diziydi bence. türkiye'ye aksiyon olara farklı yön verdiğine inanıyorum.
  • küçükken çok severdim bu diziyi, ileriki yıllarda çoğu sahnesinin arak oluşunu farketmek üzücü olsa da...

    mustafa uğurlu'nun palyaço kılığına girip iclal aydın'a bir şeyler söylemesi,operasyonları, cool tavrı, yaktığı purosu...
    kel ve kulağının kenarında bir türlü içmediği bir sigara taşıyan başkomiser ve geyik ekibi,
    obsesif kemal başbuğ...

    cidden class bir diziydi. tekrar izlemeyelim de büyüsü bozulmasın.

    "arkadaşını satmayan patronunu hiç satmaz"
  • bu diziye dair hatırladığım çok güçlü bir sahne var. detaylara hakim olmayarak mustafa uğurlu'nun canlandırdığı o sürekli bombayla insanları korkutan adamın akıl sağlığı yerinde olmayan bir kardeşi vardı. başroldeki ekip de bu adamı kullanarak ağabeyini o anlık terörden vazgeçirmeye çalışırdı vs.

    bir bölümde artık olaylar nasıl ilerledi hiç hatırlamıyorum kameralar bu "deli" adamı nezarethaneden çekerken adam parmaklıklara tutunarak "çocuk olmak istiyorum, büyümek istemiyorum, çocuk olmak istiyorum" diye bağırdı. 7 ya da 8 yaşa anca ilerlemişimdir ama nasıl etkilendiysem çocuk olmanın büyüsünü başkasının ağzından duymak o an inanılmaz şanslı hissettirmişti. biraz da mottoyu o yolda belirleyip o günden sonra biraz daha delirmeye, çocuklaşmaya; kısacası çocukluğun tadını çıkarmaya bakmıştım. yaşıtlarım yaşlarını birkaç yaş büyük gösteredursun ben inadına çılgın atmaya kararlıydım.

    bu da engellemedi büyüdük en nihayetinde. büyüdüm yaralarım arttı, çocukluk çok masum muhabbetlerine girip tiksinmeyeceğim. ama aklımdan hala çıkmadığına göre o anın yaşanması, o zamanın tadının çıkarılması ve geçmişe çok da esir kalınmaması adına çok çok güçlü bir sahneydi.
hesabın var mı? giriş yap