• tek kişilik orkestra diye geçen kanada doğumlu avangart çellist.rasputina'nın 2002'den 2006'ya kadar üyesi olarak bulunmuş günümüze kadarda iki tane solo albüm çıkarmıştır. üçüncü albümü olan into the trees 2010 martında çıkacakmış. müziği kaydederken bir çello bir de ayakla kontrol edilebilen laptop kullanıyor böylece çellodan çıkan sesi bir çok katman halinde kaydederek müzik yaratıyormuş. dinlenilmesi oldukça hoş bir müzik yapmakta aha bu da lost isimli performansı http://www.youtube.com/watch?v=ptu-6oigfg0
  • bu kadar asmis bir insanin sadece 2 entrysinin bulunmasi oldukca sasirtici. wireda verdigi roportajinda tipinden, konusmasindan tam bir music geek oldugunu cikarmisken zaten universiteden it ile alakali bir bolumden mezun oldugunu ogreniyoruz. sahne performanslarinda riffleri realtime kaydedip loop a alarak eserlerini icra etmektedir kendisi, lost isimli inanilmaz trackinde 4 celloyu ustuste duyabilirsiniz.
  • çok taşaklı hatundur. hele escape artist diye bir şarkısı vardır ki, şahane yahu. buradan buyrun
  • hakikaten de "aşmış" kelimesi bu insanı tanımlamak için oldukça uygun. kolay kolay taklit edilemeyeceğini düşündüğüm çello müziği ile full-time ilgilenmeden önce yazılımcı olarak çalışmış, muhtemelen milyonlarca meslektaşı gibi alelade işlerle uğraşmaktan baymış (ya da uğraşacağını öngörmüş) ve dinleyicilerini çok mutlu eden bir kararla kendini müziğine vermiştir. müziğinin ve hatta görünümünün, duruşunun, bütün o tarzının da o kendine özgülüğü, şu dünyada sürekli olarak kıskanmaktan vazgeçmeyeceğim insanlardan biri olduğunu arada sırada bana yaşatıyor gibi. kafamdaki "üretme arzusu ile bütünleşmiş müzisyen" imgesine mükemmel bir şekilde uyuyor nedense. kendisine yönelik romantik hayallerim falan yok da, birkaç günlüğüne o olmayı, onun kafasını yaşamayı falan isterdim. lan karının ismi bile zoe ya. sen nasıl bir winnersın be kadın?

    aslında youtube'da ya da başka başka yerlerde böyle röportajı, videosu falan varsa onları bir seyredeyim şimdi. kendisinin nasıl biri olduğuna dair daha iyi bir fikri o şekilde edinebilirim sanırım.

    ayrıca twitter'da an itibariyle 1.304.085 takipçisi var. oha ananı sikim, bu kitle ne ara oluştu? bir ara bir sosyal medya patlaması falan mı yaşadı? facebook'taki sayfasını 17.000 kişi beğenmiş (ben de yanlış sayfayı beğenmişim aq şimdi farkediyorum) mesela. anlamadım... millet felicia day'in kardeşi ya da ne bileyim kuzeni falan mı sandı da böyle oldu? aman neyse, önemli değil. kendisi zaten paranın, tanınmışlığın falan da amına koymayı hakediyor.

    ek: yok arkadaş, hakikaten on numara bir insan sanırım. hem de acayip içine kapanık falan. süper yahu. teşekkürler intel: http://www.youtube.com/watch?v=63wanwqzav8

    keşke konsere falan gelse de, herhalde biraz zor gibi... (bir de gelirse güzide ülkemizin sayısız bar entelleri ile aynı havayı solumak zorunda kalma durumu var tabii, o ayrı)
  • fransa'da verdigi bir roportajda muziginin gelisimini anlatiyor, bagimsiz (bir label altinda calismayan) sanatcilar icin harika tavsiyeler veriyor: http://www.youtube.com/watch?v=gzvz9wzpbuy

    seviyorum bu kadini... zekasi, cocukca gulusu, muzigi, unune (ve 1.2 milyon twitter follower'ina) ragmen ortada bir egosunun olmamasi, bariz bir para hirsi eksikligi (indie kalmakta ve muzigini tanitmak icin ekstra caba gostermemekte israr etmesi) falan filan baska biri yok bu kadin gibi bu alemde.
  • bunu seven, bunu da sevdi.
  • yiğit özgür'ün deyimiyle "at kadın, beygir kadın." çok çok iyi bir müzisyen.
  • keder dolu bir günün anlam ve önemini düşünerek don't worry isimli eserini dinlediğim şahane müzisyen.
  • 8 yaşında çello ile tanışan kanadalı çellisti, 27 eylül 2017'de salon iksv sahnesinde izleyebilirsiniz.

    http://saloniksv.com/tr/etkinlik/775/zo-keating
hesabın var mı? giriş yap