• mustafa kemal atatürkün yeni nesillere hitaben söylediği söz. ayrıca turhan ve mediha tansel ilkokulunun dış duvarında asılı pankartta yazılıdır.
  • ankara'ya üniversite nedeniyle ilk gelişiniz. yol mol bilmiyorsunuz. kayıt işlemlerinizi bitirmişsiniz. bir adres var elinizde o gece ahbap evinde konaklayacaksınız. seyranbağları, başçavuş sokak. bi şekilde oraya giden dolmuşları bulup, ilk gördüğünüz başçacuş sokak tabelasında "aha geldik" deyip iniyorsunuz. bavul da elinizde. ilk binanın kapı no.su 110 mu ne, öyle bir rakam. elinizdeki adrese bakıyorsunuz...başçavuş sokak 11.
    tabana kuvvet yürüyorsunuz. adrese ulaşıp zile basıyorsunuz. kapı duvar. evde yoklar (bu arada belirtelim, cep tel falan filan yok henüz, cep tel'in hayali bile yok, m.ö yılları, evlerde telefon bağlantısı için bir ömür boyu beklenebiliyor falan, her evde de yok telefon)
    bi parça daha perişanlık içinde yürüyüp, ulus dolmuşuna atıyorsunuz kapağı. otogara gidilecek, eskişehir otobisine binilecek orada ikamet etmekte olan ablada konaklanacak artık.
    ulus'ta bi yerde iniyorsunuz. otogara uzakmış indiğiniz yer. olsun. yürüyorsunuz. eldeki valiz de bir hayli ağaırlaşmış durumda tabi. derken ulus'ta 19 mayıs stadının önünde (o zamanlar neresi olduğunun bilincinde bile değilsiniz) durup valizi sağ elden sol ele aktaracak bi parça nefes alacaksınız. öyle salak salak bakınırken az yukarıya kaldırıyorsunuz kafanızı... koca koca harflerle şöyle bi yazı stad kapısında. (tam olarak hatırlamıyorum mealen geçeyim sözleri):

    dinlenmemek üzere yola çıkanlar, asla ve asla yorulmazlar
    türk gençliği ideale, bizim yüksek idealimize bıkmadan usanmadan yürüyecek.

    "yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz" de mi vardı tam olarak bilemiyorum.
    valiz sol elden de küttt diye yere bırakılıyor.
    ankara'ya da, başçavuş sokağına da, (hatta başçavuşuna ayrı sokağına da ayrı) otogara da, yürümeye de, yorulmaya da, takip etmeye de...sayıp
    döküyorsunuz...

    kendimi kaybetmişim.

    filmin devamı: eskişehir otobüsüne biniyorsunuz. üç saat sonra ablanızın evinin kapısı önündesiniz. üç çocuklu ev hanımı, evden dışarıya adım atamayan "hep evdeyim ayol haber vermeye ne gerek var" diye her daim ufak yollu sitem eden ablanız bile tam da o gün o saatte üç çocuğunu da alıp ilk defa uzak bir yere ev gezmesine gitmiş olsun. neyse ki ev koca çam ağaçlarının bulunduğu uçsuz bucaksız bir bahçeye sahip şirin bir lojmandır. ağaç gölgesinde yayıla yayıla bekliyorsunuz.

    filmin devamı 2: seyranbağları başçavuş sokak, ankara'nın en uzun sokaklarındanmış meğer. bizzat yaşayarak öğrenilince bilginin kalıcılığı ve sağlamlığı su götürmez bir gerçek oluyor.
  • darth vader emir kipi.
  • son günlerde her zamankinden daha çok kulaklarımda çınlayan atatürk vecizesi.

    yıllar önce bunu anlamazdım. biz yorulursak yerimize başkaları gelir derdim. bizi bu kadar çok yoracak ne olabilir ki derdim.

    yanılmışım.

    şimdi insanları izliyorum, herkes yılmış herkes vazgeçmiş. konu sandıkta hayır oyu vermek değil, bunu yapacaklar fakat sorun nasılsa evet çıkacak, adım gibi eminim anlayışı.

    işte atatürk'ün bahsettiği yorgunluk bu. asıl şimdi en yüksek enerjiye sahip olmamız gerekirken, asıl şimdi bu büyük milletin elinden tutup aydınlığa çıkarmamız gerekirken yorulduk diyoruz. hayır, bunu söylemeye hakkımız yok. kurtuluş savaşını kazanan, atatürk'ün bir an olsun gözünü kırpmadan canını yollarına serdiği millet bu millet işte.

    cahil bırakıldılar, saflıkları yüzünden inandılar ve bugün bu noktadayız.

    işte tam da bu yüzden bugün biz üzerimize düşeni yapmalı, yorulmadan vazgeçmeden insanlarımız bilgilendirmeli ve cumhuriyete sahip çıkmalıyız. iş işten geçtikten sonra ben demiştim demenin, dize vurmanın bir anlamı yok. hala vakit varken konuşun, anlatın ve öğretin. kendi adıma ben bunu yapacağım.

    bütün ümidim gençliktedir.

    dinleneceğimiz zamanlar henüz gelmedi.
hesabın var mı? giriş yap