*

  • kunt tulgar,mine mutlu ve erol tas in oynadigi fantastik bir turk filmidir.
    abd yapimi baska bir bilim kurgunun remake idir.
    doktor seytan adli kafayi yemis dahi, baska bir professorun icadina goz diker ve prof u kacirir.
    bu arada bakirbas adli kahramanin oglu da babasindan kalan kostumu giyip isbasi yapar.
  • ideefixein fantastik türk filmleri-en yeniler kategorisinin an itibarı ile son filmi. yalnız görmeden güldürüyor insanı. bakalım nasılmış filmimiz:

    prof. doğan'ın (yalın tolga) bulduğu "tangayt" madeni bilim adına çok büyük bir aşamadır. bu maden sayesinde çeşitli araç ve gereçlere uzaktan kumanda edebilen bir cihaz tasarlamıştır. bu buluşunu ilk kez arkadaşı yılmaz'a (muzaffer tema) açıklar. yılmaz, oğlu tekin (kunt tulgar), tekin'in komik arkadaşı bitik (erol günaydın) ve prof. doğan'ın kızı sevgi (mine mutlu) de bu sırrı paylaşmaktadır. bir gün yılmaz oğlu tekin'i yanına çağırıp yıllarca gizlediği bir sırrı ona açıklamak istediğini söyler: tekin'in gerçek babası kendisi değil, çok yakın arkadaşı adil'dir. geçmişte adil, özel bir giysi giyip bakırbaş adıyla, kötülerle savaşan bir süper kahramandı ve dr. şeytan (erol taş) tarafından öldürülmüştü.* artık tekin, yeni bakırbaş olarak, babasının yerine geçip kötülere ve dr. şeytan'a karşı mücadeleyi sürdürecektir.
  • tahmin edilenden çok daha derin etkiler bırakan film. biz, bir grup fantastik türk filmi meraklısı arkadaş, bu filmi sinemada* seyredişimizin üzerinden bir seneyi aşkın bir süre geçtikten sonra vcd'den de seyrettik. ilk seyredişimizde dikkat kesilmemize rağmen gülmeden duramadığımız yerlerde filmden kopmuş olmalıyız ki; ikinci seyredişimizde yerlere yattığımız sahnelerde "lan, bu sahne filmde var mıydı?, "biz bu sahneyi nasıl kaçırmışız?" gibi şaşkınlıklar yaşamıştık.

    "spoiler olmasın" diye yerlere yattığımız (lafın gelişi değil; gerçekten) sahnelerin hepsini anlatamıyorum; lakin fragman tadında şöyle iki örnek vereyim
    (her ihtimale karşı uyarı: filmi seyretme ihtimali olup "gülme zevkim kaçmasın" diye düşünenler okumayıversin)

    uçakta, patlamak üzere olan bir bomba tespit edilir. kule, bunun doktor şeytan'ın işi olduğunu ve sadece uçaktaki profesör x'in* durdurabileceğini söyler. profesör x gelir ve bombayı kurcalarken bomba patlar. pilotun kuleye söylediği cümle yarar geçer:

    - bomba profesörün elinde patladı*..!

    diğer bir örnek de şöyle:

    filmin sonlarına yaklaşırken, doktor şeytan'ın yaptığı abudik robotu iyi adamlar ele geçirir. birkaç sahne sonra bir polis memuruyla tekin arasında geçen diyalogda, polisin sarfettiği ve duyar duymaz yere yapıştıran şu cümle duyulur:

    - profesör x robotu bize verdi; zira bozulmuş..!

    yav polislerin robot tamirciliği veya robot hurdacılığı gibi zorunlu işleri var da, biz mi bilmiyoruz? ya da profesör x, bozulan robotu polislere verirken "artık işime yaramıyor; alın, istediğiniz gibi kurcalayın" mı demek istemiştir? nedir? nasıldır?

    bu iki enstantaneyi de ilk seyredişte kaçırmışız. tamam, ayıplamanıza, rencide etmenize gerek yok; biz kendimizi fazlasıyla ayıpladık zaten.
  • açıklamalı aksiyon sahneleri ile dolu süper film..

    - bu silahın içinde zehirli iğne var.. dışığn! *adam bayılır, niye ölmedi lan bu denilmez böylece*

    konusu hemen hemen kilink istanbul'da ile aynı.. yine hiç bir süper gücü olmayan bir bakırbaş var.. oradan oraya zıplayarak adam dövüyor sadece.. kısaca, fantastik ve boombastic bir türk filmi..
  • (bkz: #8637885)
  • şöyle bir diyaloğu bünyesinde barındırmaktadır:

    - konuş ulan! kimin için çalışıyorsun, konuş dedim sana!
    - tamam abi dur, konuşucam.
    - eh, ben seni konuşturmasını bilirim...* konuuuş!!!
  • (bkz: bakırbaş)
  • 1973 yapımı fantastik türk filmi. filmin yönetmeni yılmaz atadeniz.
    filmde erol taş, dr.şeytan adıyla dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü adamı oynar. yalnız yardımcıları konusunda sıkıntı çekmektedir. zira dünyayı ele geçirme gibi bir planınız varsa ekibinizde fedailer haricinde cin gibi adamların da olması gerekir. dr.şeytanın adamları genelde "profesör şu ilerki barakada. ben şimdi onu öldürmeye gidiyorum" tarzı bitirici eylem öncesi kahramanımıza bilgi veren, zaman kazandıran cümleler kurarlar. film boyunca takla atan kahramanımız çok fırsatçıdır, bu personel zaaflarını affetmez. sonuçta bir dünyayı ele geçirme planı daha suya düşer.
    filmde türk ordusu mensubu albayı oynayan figüran, başka filmlerde de yine asker rollerinde görünmektedir. bu durumda kariyerinde yakalayabileceği en büyük başarı darbeci orgeneral rolü oynamak olacaktır.
  • erol taş, bu filmdeki bakırbaş için şöyle diyor: "ben bu robotu kısa mesafeler için kullanıyorum".

    o zaman, bir çelikbaş yapalım, uzun mesafelere gitsin. türk'ün adını her yere götürsün.
hesabın var mı? giriş yap