• ömer seyfettin
    ali canip yöntem
    ziya gökalp
    akil koyuncu bu hareketin öncüleridir. bu topluluk 1911 yılında genç kalemler dergisini çıkarmıştır. bu dergideki eserlerle halka ulasmaya calısmıslardır. türkce nin önemini vurgulamıslardır.
    hedefleri;
    --halk dili ile aydın dili, konusma dili ile yazı dili arasındaki farkı kaldırmak. istanbul agzını ortak agız kılmak.
    --dilimize girmis arapca farsca sözcükleri dilimizden cıkarmak, arapca farsca dilbilgisi kurallarını kullanmamak.
    --dilimize yerlesmis arapca farsca sözcüklerle yapılacak tamlamalarda türkce dilbilgisi kurallarını uygulamak.
    --dilimize yerlesmis olan arapca farsca sözcükleri türkce de söylendikleri gibi yazmak, terim olarak arapca sözcük kullanımına devam edilmesi
    --diger türk lehcelerinden sözcük alınmaması
    amaç;
    --osmanlıcanın türkce ye yabancı kalmıs unsurlardan temizlenmesi
    --konusma dili ile yazı dili, aydın dili ile halk dili arasındaki farkın ortadan kaldırılması
    --dile millet varlıgını birleştirici bütünleştirici özellik kazandırmak
    --türk diline yapı ve özelliklerine uygun gelişme zemini hazırlamak
    --dile sözcük türetme yönünden işlerlik kazandırmak
    --dilin milli kültürümüzün eksiksiz aktarıcısı durumuna getirmek, çagdas uygarlık kavramlarının tamamını karsılayabilecek hale sokmak
  • "- erol köroğlu: aslında bu, dil devrimi meselelerine de bağlanıyor. herhalde atatürk döneminde yapılanlar içinde devrim kavramına en yakın olanlardan birisidir bu. diğeri de yeni alfabenin kabulüdür. tam bir kesinti, alt üst oluş... bu bağlamda mesela türkçeye siyasal tarih açısından baktığımızda farklı dönemlerle karşılaşıyoruz. genç kalemler’in hayata geçirdiği yeni lisan hareketi’ni ingilizceye çevirirken “simplification” yani sadeleştirme kavramını kullanıyoruz ama 1930’ların dil devrimini düşündüğümüz zaman öz türkçeyle bağlantılı olarak “purification” yani arındırma diyoruz. dil devrimi eğer bir “arındırma” süreci olarak yaşanmasaydı, ömer seyfettin’in, ziya gökalp’in yeni lisan hareketi’yle bağlantılı olan sadeleştirme olarak ilerleseydi bir sorunsal oluşmazdı."
  • lisan: arapça
    hareket: arapça
    %66'sı arapça'dan oluşan 3 kelimeli bir sözöbeği.
  • halka göre galatı meşhur lügatı fasihadan evladır, aydınlara göre lügatı fasiha galatı meşhurdan evladır.
  • sadeleşme hareketine yön veren başlıca alanın edebiyat olması, bugünkü perspektiften ne tuhaf ve anlaşılmaz görünüyor. çünkü eğer bugün böyle bir şeye teşebbüs edilse kimsenin aklına hareketi yayma sahası olarak evvela edebiyat gelmez. fakat o devrin geneline hakim olan ses, yani gazete ve mecmuaların muhteva bakımından yekûnu, eğitimde başlıca vasıta olan okuma alışkanlığı ve hangi sahada hizmet verirse versin bir aydının edebiyatla dolaylı yahut dolaysız sıkı münasebet içinde olması, işe evvela edebiyat aracılığıyla nüfuz edilmesini gerektiriyordu. yoksa neden ömer seyfettin ve ali canip, hece vezninin şemailini ve yapısını belirleyebilmek için harıl harıl halk şiirlerine, halk ağzında kalan yerel sözcüklere ehemmiyet verip şiir dilinin şekil ve içerik özelliklerini saptayabilmek için uğraşsın ve çaba harcasınlar. çünkü şiir dili, o zaman için hâlâ saray ve erkan diliydi, şiiri manzum ve mensur yazıyı içeren geniş bir anlamda düşünürsek, resmiyetin, diplomasinin, hükümetin, kısacası "osmanlı'nın dili"ydi.
hesabın var mı? giriş yap