• bebeğinizle bol bol konuşmanız tavsiye olunur. o sizi iplemez görünecektir, uymayın gene de. olgun olun.

    krem sera; eğer bilmiyorsanız... poposunu her açtığınızda bolca sürün. ciğer gibi pişmiş bir popoya sürdüğünüzde bile, bi dahaki açışınıza sapasağlam bir deriyle karşılaşıyosunuz. öyle mucizevi bi şey.
    bebeğiniz; altı temiz, karnı tok, gazı çıkmış halde ve hala ağlıyosa, omzunuzda biraz gezdirin, gene de susmuyosa, saç kurutma makinesinnen göbüşünü azcık ısıtın, gene de susmuyosa, otomobile bindirip iki tur atın, hala susmuyosa, ciyak ciyak bağırıyosa, hazır arabaya binmişkene doktora götürün.

    aslinda gavur cok guzel yazmis suralarda, ingilizceniz varsa, siddetle tavsiye ederim bu yontemleri:

    http://www.babyzone.com/…22-ways-to-calm-baby_86485

    http://www.brightfutures.org/…amilies/in/soothe.pdf

    http://www.babycenter.com/…w-to-soothe-them_9790.bc

    http://www.youtube.com/watch?v=gzvazrwx-ro

    bir hastalığı falan olsa kucağa alınca susar mı?

    hayir susmaz. bir yeri aciyan bebek, kucaga alindiginda bile, etinden et kopariyormussunuz gibi aglamaya devam eder.

    kucağa alınca susması, bir hastalığı olmadığı anlamına gelir mi?

    evet gelir.

    yani herhangi bir sorunu olsa ona rağmen uyuyabilir mi 15-20 dakika?

    hayir uyuyamaz.

    gavurca onerilerden ilki cok mantikli. sakin olun, telas yapmayin. o sizin stresli oldugunuzu hemen algiliyor ve daha beter agliyor. panik yok, telas yok, ter yok, sukunet var, agirbaslilik var, "duruma hakimiz, her sey kontrol altinda, biz bu isi biliriz, cozeriz" seklinde kendine guven var.

    yeni baba bu sözüm sana: yeni anneye karşı anlayışlı ol (bkz: yerlere paralel koca). çünkü karının doğum sonrası depresyona girme ihtimali var.
    yeni anne sen de pisboğazlık edip bebişin barsaklarını gazla doldurma. (aklım ermez aslında bu sütten geçen gaz mevzuuna, tıpkı radyonun calışmasına ermediği gibi; sizin aranızda bizim bilmediğimiz başka bi irtibat olmalı.)

    edit: bebeği uyutmak için pışpışlamaya, battaniyeye koyup veya ayağınıza yatırıp sallamaya alıştırmayın sakın. yatağına bırakın, kendi kendine uyusun. öyle alışsın uyumaya. ne siz ugraşın, ne de onu sallabaş yapın... "ben seni öyle mi büyüttüm? eski köye yeni bik bik" diyenlere tavır yapın, mantık yapın, sert yapın...

    edit: az seçilen yol isimli kitabı bi ara okuyun (acelesi yok)...

    edit: hepatit aşısı yaptırmayı unutmayın...

    ha bi dee,

    asla onu kardeşsiz bırakmayın. uyutmak için sallama mevzuunu sallamayın ama, bakın bu konuda doğru söylüyo sizinkiler...

    allah analı babalı büyütsün...

    editski:

    hos geldin bebek, yasama sirasi sende.

    sen cok akilli bi adamsin hocam. su cumleyi sanki sen yazmamissin gibi bir daha okur musun?

    kucakta gayet sakin, yatağına koyunca ağlıyor. alıyoruz susuyor, koyuyoruz ağlıyor.

    bu cumleden sunu anliyorum: 3 gunluk bebek idareyi eline almis. haksizsam, haksizsin de!

    "katilacak gibi" ne kadar sure aglayabilir ki? aglar aglar susar. o mu sizi egitecek, siz mi onu egiteceksiniz? aglamakla bir sey elde edemeyecegini ogrendiginde, artik aglamaz olur. cok onemli oldugu icin tekrar ediyorum: aglamakla bir sey elde edemeyecegini ogrendiginde, artik aglamaz olur. yalniz bu egitimi tam manasiyla uygulayabilmeniz icin, anne ve baba olarak tam bir tutarlilik icinde hareket etmelisiniz. baskalari da mudahale etmemeli ve "mudahil olmamali" bu egitime... bebekler ve cocuklar, siz fedakarlikta bulundukca daha cogunu isteyen ve nerede duracagini bilmeyen, durmak da istemeyen ve sonunda, ozellikle annenin kecileri kacirmasina neden olan canlilardir. bu yasinda bile; evet evet, bu yasinda bile, ona bir siniri oldugunu ogretmelisiniz. aksi halde, simarik ve tatminsiz cocuklar, onlardan da mutsuz ve tatminsiz yetiskinler ortaya cikar. "ah caniiiim, kiyamam ben sana, nasil da agliyo, gel anneye, gel babaya" diye diye, bebege kotuluk etmis olursunuz aslinda. (tabii burada, cocukluk cagina geldigindeki bagriniza basma, sefkat gosterme mevzuundan bahsetmiyorum su anda. o tamamen ayri bir hikaye).

    aglamasina sebep olarak aklima gelen diger bir ihtimal, kalb sesi duymak istiyordur. kucaginiza aldiginizda kalb sesinizi duyup sakinlesiyor olabilir. eh, anne karninda 7/24 dinledigi ninni kalb sesiydi, oyle ya. ama lutfen anlasin artik o da. burasi dunya ve burada her dakka kalb sesi dinleme luksumuz yok!

    merak etmeyin, acikma, gaz sancisi, altinin temiz olmamasi gibi durumlardaki aglamasinin niteligini zaten hemen cozersiniz iki gun sonra.

    gaz cikarmanin teknigini cok iyi ogrenmeniz lazim. etrafta bir suru tecrubeli ve hevesli vardir. onlar ogretirler.

    karninin doymama ihtimalini hic dusundunuz mu? yani sutun yetersiz olma ihtimalini. ama bu ihtimali dusunmek, iki tarafi keskin bicak. "bu bebek doymuyor, biz buna ilave mama baslayalim" dediginiz anda, anne sutunden kesilme riski buyuk. bu da hic istenmeyen bir durum tabii ki. bu karari kendi basiniza vermeyin. doktorunuzun gozetiminde olsun bu tur seyler.

    asi takvimini ogrendiniz mi? beslenmesi kadar, en titizlikle takip etmeniz gereken konulardan birisi de asi takvimi. vergi beyannamesinden, muhtasardan filan cok daha onemli.
  • bomboş bir kağıdı dolduruyorsunuz. hem de dolma kalemle...
  • - eski ve yeni metodlar arasinda kalmis gibi hissetmeyin kendinizi, neticede tum olaylari tek bir metoda gore uygulamaniza gerek yok. size en mantikli gelen sey, kesinlikle sizin icin en dogrusudur.
    - hicbir aktivite icin kesin zaman saptamasi yapmaya calismayin. her an bir saatlik bir gecikme yasayabilirsiniz. (tam kapidan cikarken bebegin kaka yapmasi, kusmasi.. vb kesinlikle basiniza gelecektir. bu konuda hic sasmaz murphy yasalari isler.)
    - bebegin yaninda iken, asla sinirli davranmayin, asabi konusmayin. hatta genel olarak agresifligi bir kenara koymanın vaktidir. yumusak ses tonu ve yumusak davranislar bebegi sakinlestirir (super agresif, ota boka sinirlenen bir insan olarak konusuyorum).
    - ilk gunlerinden itibaren onunla konusmaya baslayin, ilk basta o anlamasa da en azindan kisa bir sure sonrasi icin size antreman olur; cunku durmadan yaptiklarinizi, yapacaklarinii basit bir dille anlatmaya calismak cok zor gelecek. ama zamanla bebeginiz de tepki verip, sizinle sohbete baslayacaktir ki en guzel kisimlar baslamis demektir.
  • - bebeginizin oraya buraya carpmasi, kafayi vurmasi gibi durumlarda sakin "amanin gitti kafa oy oyy" gibi tepkiler vermeyin. cunku bebeginiz kendi tepkilerine referans olarak sizin tepkilerinizi alir. en iyisi (ise yarayani) cok birsey olmamis gibi davranip (iciniz acidi biliyorum ama caktirmayin) bebegin dikkatini baska tarafa, mesela bir oyuncaga, cekmektir.
    - her turlu hava kosulunda (kar, yagmur, sicak hava vs) hergun bebeginizi kisa bir süre icin de olsa disari cikarin. 1 haftalikken baslamanizi tavsiye ederim. emin olun buna ihtiyaclari var ve uyku duzenine de cok olumlu etkisi olacak.
    - bosu bosuna dis kasiyici almayin, hicbir cesidini kesinlikle ve kesinlikle kullanmiyorlar. sehpa ayagi, kapi kanadi, hali sacagi vs. ulasabildikleri en abuk seyleri bu amacla kullanacaklardir.
  • çocuk bir dantele benzer, nasıl işlersen öyle gider. ama bazen örnek bozuk çıkar.
  • bir defter alın ve ona mektuplar yazın, onla ileride paylaşmak istediğiniz olayları, duygularınızı, komik telaffuz hatalarını yazın.
  • - çocuğunuz hastalandığında birbirinizi suçlamayın. unutmayın ki hiç hastalanmayan çocuk sağlıklı çocuk demek değildir. aksine çocuğun ufak tefek hastalanmaları onun mikroplara karşı bağışıklığını geliştirir ve yararınadır.

    - çocuğunuzu bir kavanoza hapsetmeyin, kırkını doldurduktan sonra soğuk ayazda bile mutlaka bir saat dışarıya çıkartın. en az bir yaşını doldurduktan sonra kreşe verin, asla kültür seviyesi düşük bir bakıcıya teslim etmeyin.

    - bebeklerin gelişimiyle ilgili kitaplar alın ama daha da önemlisi bunu bir çocuk gelişimi uzmanından dinleyin. doktorunuz tıp eğitimi almıştır, çocuk psikolojisiyle alakası yoktur. daha detaylı bilgiyi uzmanlardan almalısınız.

    - bebeğiniz evdeyken kesinlikle televizyon açmayın (bkz: kral tv sendromu). daha çok onunla konuşun, bebekle konuşur gibi sözcükleri yutarak değil, sanki bir yetişkinle konuşuyormuş gibi konuşun ki kelimelerin düzgün halleri beyinde yer etsin.

    - son bir madde de: şişman çocuk demek sağlıklı çocuk demek değildir. her çocuğun ayrı bir genetik yapısı vardır. çocuğunuz zayıfsa bu sağlıksız anlamına gelmez.
  • tavsiyelerin hiçbirini dinlemeyin
  • yeni doğan bebeğinizde sarılık varsa hiç panik yapmayın.takibi belki de en basit rahatsızlıktır. anne sütü de alırsakısa zamanda normale döner. kan değişimine kadar varması çok nadiren görülür.telaşa gerek yoktur.ha bu arada anne ve kayınvalidelerinizi üzmeyin sarı tülbent örtüverin bişey olmaz.
  • sakin olun, enerji içeceklerine bütçe ayırın şeklinde özetlenebilecek tavsiyeler.
hesabın var mı? giriş yap