aynı isimde "yeni hayat" başlığı da var
  • genelkurmay baskanligi tarafindan mensuplarına okuması icin tavsiye edilen kemalist-turkcu dergi. sahibi av. hanifi altas
  • dr. necip hablemitoglunun öldürülmesine neden olan yazıları yayınladığı dergi. aynı zamanda, bir dönem türkiyenin gündemine bomba gibi düşen misyonerlik faaliyetleri dosyası da bu dergide ergün poyraz tarafından ele alınmıştır. ergün poyraz'ın ulaştığı ve bir kısmını dergide yayınladığı belgeler fetullah gülen davasında ve fazilet partisi kapatılma davasında delil olarak kullanılmıştır. zaman zaman oktay sinanoglunun yazılarına da rastlanmaktadır. son dönemde, alevilik ve eski türk inanışları ile ilgili araştırmalarıyla tanınan cemal şener de derginin kadrosuna katılmıştır. devrimci-kemalist bir çizgi izleyen derginin hiçbir siyasi partiye yakınlık duymadığı gözlemlenmiştir.
  • " allah'a yaklaşmanın iki yolu vardır. cihadın aracı silahla ve namazın aracı saatle."

    "elinde iri bir doktor çantası, her şeyden çok doktor olan orta yaşlı biri, dışardaki kızarmış ekmek kokusuyla birlikte içeri girdi."

    "çok okudum, yalnız bütün hayatımı değiştiren kitabı değil başka kitapları da. okurken ama, kırık hayatıma derin bir anlam vermeye, bir teselli aramaya, hatta hüznün güzel ve saygıdeğer yanını aramaya kalkışmadım hiç. çehov'a, o yetenekli, veremli ve alçakgönüllü rus'a sevgi ve hayranlıktan başka ne duyabilir insan. ama boşa gitmişti kırık ve kederli hayatlarını çehovcu denen bir duyarlılıkla estetikleştiren, hayatlarının sefaletlerinden böbürlene böbürlene bir güzellik, bir yücelik duygusu alan okurlar için üzülür, bu okurların teselli ihtiyacını karşılamayı bir kariyere dönüştüren işbilir yazarlardan da nefret ederim.
    ... bize durmadan yaralarını ve acıları teşhir eden bu kahramanları çehov'dan kabalaştırarak araklayıp başka coğrafyalar ve iklimlerde bize sunan yazarlar da aslında ağız birliğiyle şunu demek isterler: bakın, bize, acılarımıza ve yaralarımıza bakın; biz ne kadar hassas, ne kadar ince, ne kadar da özeliz! acılar bizi sizlerden çok daha ince ve duyarlı kıldı. siz de bizim gibi olmak, sefaletinizi bir zafere, hatta bir üstünlük duygusuna çevirmek istiyorsunuz değil mi? öyleyse inanın bize, bizim acılarımızın hayatın sıradan hazlarından daha zevkli olduğuna inanın yeter.

    okur işte bu yüzden, senden hiç de fazla hassas olmayan bana değil, anlattığım hikayenin şiddetine, benim acılarıma değil de dünyanın acımasızlığına inan! hem zaten, roman denen modern oyuncak, batı medeniyetinin bu büyük buluşu, bizim işimiz değil. bu sayfaların içinde okurun benim sesimi kart kart duyması da, artık kitaplarla kirlenmiş, iri düşüncelerle bayağılaşmış,bir düzlemden konuştuğum için değil, bu yabancı oyuncağın içinde nasıl gezineceğimi hala bir türlü çıkaramadığım için.
    ... okuya okuya sonunda bir çeşit kitap kurdu oldum ben, ama aydınca özentilere de kapılmadım. daha da önemlisi, bu özentilere kapılanları da küçümsemedim. kitapları okumayı, tıpkı sinemalara gitmeyi, gazeteleri, dergileri karıştırmayı sevdiğim gibi seviyordum. bunları bir yarar, bir sonuç beklediğim için, ne bileyim, kendimi başkalarından daha üstün, daha bilgili, daha derin sanmak için yapmıyordum. hatta diyebilirim ki kitap kurtluğu bir alçakgönüllülük de öğretmişti bana."

    "benim gibi hayatı kaymışlarda hüzün, zeki olmaya çalışan bir öfke olarak gösterir kendini. o zeki olma isteği de en sonunda her şeyi berbat eder."

    "niye arkadaş diyorum, belki de için için bir düşmanlık ve gerilim de vardı aralarında. "

    yeni hayat bir orhan pamuk kitabı. çok fazla sürükleyici olduğunu düşünmüyorum, belki de kitapta durumun daha fazla göze çarptığı bir anlatıcılık mevcut. masumiyet müzesiyle başlayıp, ardından benim adım kırmızı ve şimdi de yeni hayat. yolculuk zamanlarıma denk gelmiş ama yollarda okumayı pek tercih etmemiştim. yeni hayat, bana göre orhan pamuk'un ben doğunun bir ürünüyüm, batıyı reddediyorum ya da onun özentiliğini dediği kitaptır. bizim kültürümüzün kitabıdır neden mi? tesadüflerin birbirini kovaladığı, birden birbiriyle geçmişten gelen bağlantıların karmaşıklığıyla aydınlığa ulaşma anlatılmış. batının sistematik, mantık dolu belki de tarzı yoktu bu kitapta belirgin düzeyde. bana önemli bir şey farkettirmiştir. ya da zaten farkettiğim bir şeyi olabildiğince yerin dibine sokmuştur da denilebilir bu tür kitapları yazanlar üzerinden. haklıdır, acılarımızdan bir zevk aldığımız, özel hissettiğimiz ve bu tür kitapları sanki bizi anlatıyormuş gibi sevdiğimiz bağlandığımız, yazarlarını da bu duyarlılıklarından dolayı allayıp pulladığımız. bunun eleştiriye açık olabileceğini ya da değersizleştirilebileceğini düşünmemiştim. bence en üsttelerdi. orhan pamuk'a göre değildi. bir kitap okudum hayatım değişti aslında bunun ne kadar abartı bir olay olduğunu bunun kitaptan kaynaklanmadığını anlayabilmemiz için mantıklı düşünmeye davettir. bu noktada batılı tarzın içine girmiş belki de doğulu bu kültürü seven orhan pamuk'un aslında düşünce yapısı olarak batılı olduğunu işaret edebilirm sanırım. orhan pamuk'un dediklerinde sürekli bir çelişki hissetmem, aslında bir şey söylüyorsa bunu tam da düşünmediğini hissetmem de bir tesadüf olmasa gerek. kendisini bir nevi açıkalamış, neden romanlarda kendisinin kart sesini duyduğumuzu dile getirmiştir. bir romanda düşünce yazısını romanın olay örgüsünden okuru koparıp aktaran bir yazar. bununla rahatsız olduğumuzu biliyor ama bu onun bir arayış tarzı ki bunu da dile getiriyor. ama dediğim gibi kurgusalllıktan gerçekliğe geçişinin zıtlıkları ona ne kadar güvenebilirizi sorgulamamıza neden oluyor. ama düşünce bakımından en yoğun romanlarından biri diyebilirim. diğer akıcı kitaplarını okuyan birisi farkı anlayacak belki de zor okuyacaktır, ama sevecektir.

    ilk satırları romanın en önemli parçalarından biridir matematiğini hep hissediyorum.
  • bu topraklarda basılmış en cesur dergidir. hemen hemen bütün yazarlarının başı belaya girmiş, bazısı suikaste uğramış, bazısı öldürülmüş, çoğu silivri’yi tatmıştır. az önce eskilerden bir arkadaşla karşılaşınca anmadan edemedik.

    cağaloğlu toplantılarına, hanifi ağabeye selam olsun.
hesabın var mı? giriş yap