• öncelikle; (bkz: kitab-ı mukaddes/@nonserviamm)
    eski ahit'in bölümlerinden birisi.

    rab siyon'u avutuyor

    1 "doğruluğun ardından giden,

    rab'be yönelen sizler, beni dinleyin:

    yontulduğunuz kayaya,

    çıkarıldığınız taş ocağına bakın.

    2 atanız ibrahim'e, sizi doğuran sara'ya bakın.

    çağırdığımda tek kişiydi ibrahim,

    ama ben onu kutsayıp çoğalttım."

    3 rab siyon'u ve bütün yıkıntılarını avutacak.

    siyon çölü'nü aden'e, bozkırı rab'bin bahçesine döndürecek.

    orada coşku, sevinç,

    şükran ve ezgi olacak.

    4 "beni dinle, ey halkım,

    bana kulak ver, ey ulusum!

    yasa benden çıkacak,

    halklara ışık olarak adaletimi yerleştireceğim.

    5 doğruluğum yaklaştı,

    kurtarışım ortaya çıktı.

    halkları gücümle yöneteceğim.

    kıyı halkları bana umut bağladı,

    umutla gücümü bekliyorlar.

    6 başınızı kaldırıp göklere bakın,

    aşağıya, yeryüzüne bakın.

    çünkü bu gökler duman gibi dağılacak,

    giysi gibi eskiyecek yeryüzü;

    üzerinde yaşayanlar sinek gibi ölecek.

    ama benim kurtarışım sonsuz olacak,

    ardı kesilmeyecek adaletimin. (doğruluğumun?)

    7 "ey sizler, doğruluğu bilenler,

    yasamı yüreğinde taşıyan halk, dinleyin beni!

    insanların aşağılamasından korkmayın,

    yılmayın sövgülerinden.

    8 güvenin yediği giysi gibi,

    kurtçuğun yediği yapağı gibi yitecekler.

    oysa zaferim (doğruluğum?) sonsuza dek kalacak,

    kurtarışım kuşaklar boyu sürecek."

    9 uyan, ey rab'bin gücü, uyan, kudreti kuşan!

    eski günlerde, önceki kuşaklar döneminde olduğu gibi uyan!

    rahav'ı parçalayan,

    deniz canavarının bedenini deşen sen değil miydin?

    10 denizi, engin suların derinliklerini kurutan,

    fidyeyle kurtulanların geçmesi için

    denizin derinliklerini yola çeviren sen değil miydin?

    11 rab'bin fidyeyle kurtardıkları dönecek,

    sevinçle haykırarak siyon'a varacak.

    yüzlerinde sonsuz bir sevinç olacak.

    onların olacak coşku ve sevinç,

    üzüntü ve inilti kaçacak.

    12 rab diyor ki:

    "sizi avutan benim, evet benim.

    siz kimsiniz ki, ölümlü insandan,

    ottan farksız ademoğlundan korkarsınız?

    13 sizi yaratan, gökleri geren,

    dünyanın temellerini atan rab'bi

    nasıl olur da unutursunuz?

    sizi yok etmeye hazırlanan zalimin öfkesinden

    neden gün boyu yılıp duruyorsunuz?

    hani nerede zalimin gazabı?

    14 zincire vurulmuş tutsaklar

    çok yakında özgürlüğe kavuşacak.

    ölüm çukuruna inmeyecek,

    aç kalmayacaklar.

    15 tanrınız rab benim.

    dalgalar gürlesin diye denizi çalkalayan benim."

    o'nun adı her şeye egemen yahve'dir!

    16 "sözlerimi ağzına koydum,

    seni elimin gölgesiyle örttüm;

    gökleri yerleştirmen,

    yeryüzünün temellerini atman

    ve siyon'a, 'halkım sensin' demen için..."

    rab'bin gazap kâsesi

    17 uyan, ey yeruşalim, uyan, kalk ayağa!

    sen ki, rab'bin gazap kâsesini o'nun elinden içtin.

    tamamını içtin sersemleten kâsenin.

    18 doğurduğun bunca oğuldan sana yol gösteren yok,

    elinden tutan da yok büyüttüğün bunca oğuldan.

    19 başına çifte felaket geldi, kim başsağlığı dileyecek?

    yıkım ve kırım, kıtlık ve kılıç.

    nasıl avutayım seni?

    20 oğulların baygın, ağa düşmüş ahular gibi

    her sokak başında yatıyor.

    rab'bin öfkesine de

    tanrın'ın azarlayışına da doymuşlar.

    21 bu nedenle, ey ezilmiş yeruşalim,

    şarapsız sarhoş olmuş halk, şunu dinle!

    22 rabbin yahve, kendi halkını savunan tanrın diyor ki:

    "seni sersemleten kâseyi, gazabımın kâsesini

    elinden aldım.

    bir daha asla içmeyeceksin ondan.

    23 onu sana eziyet edenlerin eline vereceğim;

    onlar ki sana, 'yere yat da

    üzerinden geçelim' dediklerinde,

    sırtını toprak, yol ettin."
hesabın var mı? giriş yap