• dotun muhtemelen ocak oyunda sergileyecekleri yeni oyunu. irlandalı martin mcdonagh'ın yazdığı bol ödüllü oyun bu sefer diğerlerinden farklı olarak bir komedi.

    edit: kara komedi -> evet şimdi oldu. zira aksi ne dot ile ne de in yer face ile bağdaşırdı.
  • serhat tutumluer, murat karasu, bekir çiçekdemir, yurdaer okur'in oynadığı mehmet ergen'in çevirdiği ve yönettiği talimhane tiyatrosu'nun yeni oyunu. martin mcdonaghın çok zekice yazmış olduğu oyun. özellikle serhat tutumluer ve murat karasu'nun performansları görmeye değer. 4 nisan'da akatlar kültür merkezi'nde premiere yapacak olan, özellikle sezonda vasat oyun izlemekten sıkılmış olan herkesi çok mutlu edeceğini düşündüğüm performans. in bruges'u seyretmiş ve beğenmiş olanların çok beğeneceği ve o senaryodan kat kat iyi olan ve gelecek sezonda pek çok ödüle aday olacağını düşündüğüm yılın en iyi oyunu.
  • (bkz: pillowman)
  • beşiktaş-kayserispor maçı gibi öncesiyle sonrasıyla gayet önemli ve kritik bir maçı uğruna kaçırdığım tiyatro oyunu. akatlar kültür merkezinin kapısına gelene kadar oyunun adını
    da bilmiyordum. saolsun arkadaşlar biletleri almış, bize de gitmek kalmıştı.
    maçı kaçırdığımıza değdi efenim, gerçekten harika bir oyundu. katuryan kardeşleri oynayan
    oyuncuların ikisi de çok iyiydiler. ağabeyi oynayan sakallı arkadaş, ikinci yarıda oyuna girse de skoru doğrudan değiştirecek beş yıldızlık bir oyun çıkardı, tebrik ederim. eli, ayağı, bakışı, konuşması, tüm mimik ve hareketleri gerizekalı olmayan bir ruh hastasına özgüydü. yazar kardeşi oynayan arkadaş da çok iyiydi onu da tebrik ederim. sahneye oyun başladı girdi, oyun bitti çıktı. 90 dakika aslanlar gibi mücadele etti.
    dedektif abi de iyiydi. sorgu sırasında bir kalem fırlatış anı vardı ki, bilmiyorum sinemada o sahne, kaç on tekrardan sonra o güzellikte yakalanabilirdi.
    polis rolündeki arkadaş da çok başarılıydı. (anadolu sigorta reklamında bu evin sigortası benim diyen arkadaş) orantısız güç (bu lafı kim bulduysa götüne koyim) kullanma eğilimi ve bunu sahnede hayata geçirişi, bu kalas uzun cümle kuramaz beklentisi oluşturup, bir kilometrelik cümleyi en ufak dil sürçmesi olmadan lak diye oturtması ... hepsine birden ve hepsine ayrı ayrı helal olsun.

    yürekten alkışladım hepsini. lakin ayağa kalkamadım. çok istedim kalkmak ama yapmacık
    buldum. pek gitmiyorum ya tiyatroya "biz tiyatroseverler böyle anlarız sanattan" ritüellerine
    yabancıyım. gözlerinin içine baktım oyuncuların, yakalamaya çalıştım bakışlarını. bence
    mutluydular, iyi oynadıklarını elbette benden daha iyi biliyorlardı. benim bile iyi oynadıklarını
    farketmeme sevinmişlerdi sanırım.

    beşiktaşım da bensiz kazanmayı böyle böyle öğrensin artık.
  • çok çok başarılı bir oyun. özellikle serhat tutumluer'in performansı görülmeye değer. oyunun neredeyse her anında rolü var ve hikayelerini anlattığı kısımlar başta olmak üzere oldukça ekstra işler yapıyor. seyrettiğim oyunda, akli dengesi yerinde olmayan kardeş rolünü yurdaer okur değil de farklı bir oyuncu oynuyor. ismini bilmesem de, onun da oldukça iyi olduğunu söylemek zorundayım.

    kısa sürede içine alan, her sahnesiyle birlikte seyircileri de geren, neşelendiren ya da karamsarlaştıran bir oyun. bir taksimetreyle oyuna gitmiş olsaydım, verdiğim bilet parasının üstüne ekstra para ödemek zorunda kalırdım!
  • vesikalık veya boy resminize göre karikatürize edilmiş şekilde resmin sahibinin yastıkadamını yapan bi firma.

    eskiden sosis bebek falan denen oyuncakımsı şeyleri böyle kocaman falan resmini verdiğiniz kişi gibi yapıyorlar.

    tasarım profesyonel kişilerin elinden çıkıyor. işçilik elişi...

    çok güzel bir hediye olur bundan...

    netten sipariş bile veriliyormuş.

    http://www.yastikadam.com/
  • mehmet ergen'in talimhane tiyatrosu ile kendi çevirdiği ve yönetmenliğini yaptığı, son yıllarda el ayağı düzgün seyirciyi uyutmadan acıyı bazen komik bazen de sıradanmış gibi anlatan oyun.

    oyunun yazarı martin mcdonagh'ın iyi bir hikayeci olduğunu fazlasıyla açığa vuran bu metnin bazı yerlerinde kavram karmaşası ve ne söyleyeceğini bilememe hali vardır. eee bu kadar hikaye iç içe geçerse bu işe bu zamannın hiç katlanamayacağı bir deus ex machina gerekir maalasef.

    herşeye rağmen görülmesi, anlatılması, üzerine konuşulması gereken bir oyundur her haliyle.
  • oyunu üç kelime ile özetlemek gerekirse* yorucu, rahatsız edici, sürükleyici derim. oyun ayrı güzel içinde anlatılan hikayeler ayrı güzeldi. dt'nin bu sezonki bombalarından.
  • ankara devlet tiyatrosunun en yeni oyunu...
    doğrusu ya korka korka gitmiştim, hani olmazsa diye endişelenerek, içinden çıkılması zor işlere hiç mi girmemeli acaba diye düşünerek oturmuştum irfan şahinbaşın rahatsız koltuğuna... şinasinin en rahat koltuğuna gömülmüş de olsam fark etmeyecekmiş, verilen arada bile yerimden kıpırdayamadan, hep öyle diken üzerinde izleyecekmişim bütün oyunu meğer.. ve neredeyse kendimden utanacakmışım önümdeki kadrodan şüphe ettiğim için!
    yönetmen ilham yazar, oyuncular murat çıdamlı, emre erçil, tolga tekin, mesut turan.
    ankara devlet tiyatrosunun en yeni, enfes oyunu...
  • ankara dt'nin bu sezon izlediğim en iyi oyunu. yeterince tedirgin edici, büyük oyunculuklar var, efektler iyi kullanılmış, en ön sırada oturduğumdan mı bilmiyorum ama beni fazlasıyla içine çekti. katuryan'ı oynayan abimizin performansı takdire şayandı.
hesabın var mı? giriş yap