yarasalar

• bir ahmet hasim siiri. gol saatleri'nden.
  
  dagilmis hazan-dide tuller gibi
  ucusmakta sessizce huffaseler;
  giderler, gelirler, san ormekteler
  nucum-i kederle zalam-i sebi..
• varlığını az önce hasanım ali^*'den öğrendiğim alman yazar marcel beyer'in romanı.
  1965 doğumlu beyer bu yapıtıyla klagenfurt'ta düzenlenen ingeborg bachmann yarışması'nda ödül kazanmış.
  
  --- spoiler ---
  
  "hepimizin ses tellerinde yaralar var" ve bunlar gırtlağa "hakkedilmiş yaşantıların, akustik dışavurumların, ama aynı zamanda suskunluğun dökümü"
  
  ... karışan inlemeleri kaydediyor zaman zaman. etin parçalanışını ve kemiklerin dağılışını kaydediyor.
  
  anlatıcılar o yıllarda yaşanan kabusu oldukça basit görünen derin ayrıntılar eşliğinde, hiç süsleyip püslemeden, büyük sözler söyleme kaygısına düşmeden, [...] öylesine olağan bir şey konuşur gibi anlatıyorlar. biri çocuklara özgü bir saflığın içinden sesleniyor, diğeri tutkunun ve çaresizliğin gölgesinden.
  
  --- spoiler ---
  
  kör noktada kalmaması dileğiyle.
  
  bana da bol ışıklı dostlar ver, lütfen.
• (bkz: yarasalar.org)
• (bkz: valencia cf)
• (bkz: flughunde) (bkz: marcel beyer)
• kendilerini elma sanıyolar galiba
• bandırma 6'ncı ana jet üssü'nde konuşlu, türkiye'nin ilk lantirn filosu olan f-16 filosu. gece gündüz demeden sesleriyle bandırma semalarını inleten çelik kanatlı yarasalar.
• kucuklugum gokceadada gecti, aksam saatleri mahallenin cocuklariyla koy meydaninda biraraya gelip korku hikayeleri anlatirdik birbirimize, ben grubun en kucugu olurdum tabi bayilirlardi beni korkutmaya. bizim oralarda aksam saatleri cok yarasa olurdu, derlerdi ki hep yarasalar kirmizi rengine saldirir. o gun bugundur aksamlari acik alanda kirmizi renk birsey giyemem bunu da kimse bilmez. zaten dunyanin en sacma tespiti bence.