*

  • (bkz: saka saka)
  • topuğu toprağa değmemiş çocuklara bezden tavşan oynatılınca, çocuğun verdiği tepki:
    - sahi mi bu?
    çocuk da yalancıktan diyeceğim ama bezi vardı bunun, şimdi kitapları filan var...
  • rengi ifade ile değişen bir dosyadır:

    - bak şimdi sana yalancıktan para vereceğim tamam mı?
    - tamam.
    - al.
    ... _ ...
    - nerdesin nerde???
    - burdayım.
    - göremiyorum seni ama?
    - yalancıktan allah oldum ben şimdi. bana biraz dua et.
  • alışınca her şeyi bundan yapmaya, yoruluyor insan. yalancıktan gülünce, yalancıktan sevinince, yalancıktan kuyruğu dik tuttukça ciddi ciddi yoruluyor insan.
  • (bkz: mahsusçuktan)
  • yalanın iyi niyetli olanı. iyi niyetli olması zararsız olduğu anlamına gelmez ama. tek farkı zararının karşıdakine değil yapanın kendisine olması. insanın kendi kendini kandırmasının aleni olanı. "burası benim evimmiş meğersem" diye kendimiz kandırıp saatlerimizi perde arkalarında geçirir, mahsusçuktan mutlu oluruz, ta ki gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalana kadar.
  • lümpen ahlakıdır yalancıktan işler yapmak.

    mesela bir lümpen, islamcı olduğunu iddia ettiği halde meclis kürsüsüne çıkıp hiç çekinmeden kemalizme bağlılık yemini eder. sorsan "köprüyü geçene kadar" diyecektir.

    veya bir lümpen, rahatlıkla amerikan vatandaşı olabilmek için o malum yemini edecektir: "burada, önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime; bundan böyle abd anayasası'nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma...."

    normal, aklı başında bir insan böyle bir yemin edebilir mi sizce?

    şahsen ben açık ve net olarak türk milletinin geleceğini, çıkarlarını ve refahını düşünmekten ve ona sadakat göstermekten başka bir davranışı asla kabul edemem.

    ve de en önemlisi söz ağızdan çıkar.

    bir kez o söz çıktı mı ağzından, artık sana öyle muamele edilecektir. bir lümpen kendince ne düşünürse düşünsün, evrenin işleyiş mekanizmasında yalana yer yoktur. ağızdan çıkan söz derhal ve otomatikman işleme alınır ve bumerang kanunu işlemeye başlar.

    nedir bumerang kanunu?

    bir kimsenin evrene saldığı düşünce, niyetler veya ağzından çıkan söz ve fiilleri tıpkı bir bumerang gibi fırlar, sonunda döner dolaşır sahibine geri döner. başımıza gelen hadiseler daha önceki yaptıklarımızın sonucudur. bir kısmı da genetik olarak atalarımızın yaptıkları sonucunda bizde açığa çıkanlardır.

    mesela küfürlü konuşan ile temiz ve saygılı konuşan insanın bile başına gelecekler çok farklıdır. ancak yayının en büyük kısmı bilinçaltımız tarafından yapılır. o yüzden bilinçaltı temizliği önemlidir.

    bu yayın, bildiğimiz dua mekanizmasının ta kendisidir. esasen düşüncelerimiz, niyetlerimiz, sözlerimiz ve nihayet fiillerimiz ile sürekli dua halindeyiz. insanın hayatı baştan başa duadır desek yanlış olmayacaktır. ve en önemlisi tüm dualarımız anında işleme alınır. sistem öyle kodlanmıştır çünkü.

    gerçekte bu dua mekanizması ile istediğimiz her şeyi elde edebiliriz. ancak bizdeki vesvese, tereddüt, şüphe siparişleri iptal komutu hükmündedir ve şüphe ettiğimiz, acaba dediğimiz andan kendi verdiğimiz siparişi iptal etmiş oluruz.

    şüphelerden, evhamdan kurtulmuş olan kimselerin duası keskin kılıç gibidir bu nedenle. ancak ne gariptir ki, öyle şahıslar da kendilerini akışa bırakıp(tevekkül) bir şey istememeyi tercih ederler.
  • ikarus'un balmumu kanat eklemlerini eriten güneşin gerçeği değil ilişkideki yakınlığın ateşi. güneşin sunduğu katkı ve gerekçe ikincil, nerdeyse yalancı yalancıktan. ikarus'un sonunda kanatlarını yitirip suya düşüp boğulması (ölmesi, terk edilişi) acı olmasına acı. bu acı (kayıp) yine de yakınlık tehdidine yeğlenmiş durumda. kendinikandıran şehitkurban ikarus 'amrahme gireceğime ölürüm, terkedilirim daha iyi,' diyor. sınırın beri tarafında olan ve görünenler, ikarus'un eteninin ince zarının öbür yakasından da okunmak zorunda.
    bu yaklaşım tipik, anlayışlı bir batıcıl yorum olsun istemem. yorumum gerçeğin bir kısmını ıskalama pahasına harbi, sert, sahici olsun isterim, umarım ona ölmeden yaklaşmışımdır. (bkz: ikarus/@ibisile)

    "adam ses etmeden gitti. bir şey başlamadan biterse. tekrar tekrar çirkinlikleri yaşamaktır ihtiyarlık. (...) bir kadının bir kez yalancıktan inlemesi bile fazladır. bir kez yalancıktan sokulması*. çirkinlikleri tekrarlamaktansa enayi başlangıçlara koşturmalı." sevgi soysal - tante rosa (tante rosa soluk kır çiçeklerine geri dönüyor)

    "oturup dinlendiler, yalancıktan uyudular: piç çobanın ayakları arasında; somakları biribirinin sıcaklığında." bilge karasu - narla incire gazel

    (ilk giri tarihi: 15.7.2016)

    (bkz: yalan/@ibisile), yalandan
    (bkz: şakacıktan), mahsusçuktan
    (bkz: gastancıktan), angastan, engas, inkas
    (bkz: o değilden)
    (bkz: noctor)
hesabın var mı? giriş yap