• tarihte yüzlerce örneği var şüphesiz bu tür müdahalelerin; günümüzde de devam eden bir süreç var, bazı ülkeler (ki bunlar, döneminin güç sahibi ülkeleri oluyor genelde) kendilerince meşru sebeplerle başka ülkelere askeri müdahalede bulunuyor. son yıllardaki örnekler ırak, afganistan, libya... "halkın iyiliği için" mottosu ön plana çıkıyor. ama karışık bir durum nereden bakarsanız; hangi noktada müdahale edilebilir, hangi noktada müdahale sona ermelidir, müdahalenin "halka eziyet eden" yönetimi devirmesi amacına ulaşıldıktan sonra ne yapılmalıdır... ne tür bir koruma sistemi ile o halkı korumak gereklidir? orada demokrasi tesis etmenin halihazırda yıkılmış yönetimi tekrar geri getirmeyeceğinin garantisi nedir? buna engel olmak için politik, askeri ve ekonomik baskı uygulamak meşru mudur? tüm çabaya rağmen eğer bu tür bir gelişme olursa tekrar müdahale etme hakkı var mıdır?

    "kol kırılır yen içinde kalır" mentalitesinin hakim olduğu doğu toplumlarının, dışarıdan gelen "kurtarıcı"lara olan yaklaşımı da, müdahalecilerin üzerinde durması gereken bir diğer konu gibi. mevcut düzende ezilenler için bir umut ışığı olarak görülüyor mu, yoksa "kocasıdır/babasıdır, sever de döver de" mantığıyla kapalı bir toplum anlayışını tercih edenler ya da "bizi kurtaracak olan sadece içimizden biridir" düşüncesine sahip olanlar tarafından muhalefet ediliyor mu?

    tabii bu belirtilen motivasyonlar, dünyanın güç dengelerinin yeniden belirlenmesi siyasetlerinden bağımsız olarak, görünürdeki amaçlar çerçevesindeki meşruiyete dairdir. yani aslında fasa fiso, güç demeden, ekonomi demeden, para demeden ülke ilişkilerinden bahsedilebilir mi?
hesabın var mı? giriş yap