• eski türkler'de otağında ziyafet veren beyin, yemeğin ardından orayı katun* ve evlatlarıyla terkederek, misafirlerinin kendisine ait olan eşyalardan istediğini almasına izin vermesi. yağmayı yapanlar huzuruna varıp beyi selamlar otağı öyle terkederlerdi. davetlilerin önemini ve sevildiğini gösterir.

    dede korkut hikayeleri'nin sonuncusu, iç oğuz'a dış oğuz asi olup beyrek'in öldürülmesi'nde, türk'ün türk'ü kırma sebebidir de. olayın anlaşılması adına bir alıntı : "kazan üç yılda bir dış oğuz'la* iç oğuz* beylerini toplardı. kendi evinin yağmalanmasını isterdi. son yağmalamada dış oğuz beyleri yoktu. bu olaydan sonra dış oğuz beyleri kazandan uzak durmaya başladılar."

    ayrıca (bkz: han-ı yağma)
  • uzun yıllar öncesine ait islamic force parçası..
    tam 100 yıl önce yazılmış bir tevfik fikret şiirinin nasıl hala güncelliğini koruyabileceğine dair güzel bir örnektir.
    http://www.youtube.com/watch?v=xbn5fv1srvk
  • sait maden'in güzelim türkçesiyle bugünün türkçesine ve bugünün türkiyesine uyarlanmıştır.

    bu memleket, efendiler, satılmak üzre tam hazır;
    huzurunuzda titreyen şu milletin sapır sapır,
    şu ıstıraplı milletin -ki ölmede ağır ağır-
    bütün hayatıdır, satın çekinmeden şakır şakır.

    satın efendiler satın, bütün bu memleket sizin,
    haraç mezat satın hemen, gerekmiyor izin mizin.

    evet bütün sizin ne varsa ortalıkta, vay ki vay:
    hasep, nesep, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray,
    bütün sizin efendiler, bu gök, deniz, bu yıldız, ay,
    bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay.

    bu milletin malı deniz, yemezseniz domuzsunuz
    kalın bir ense, şiş göbek, ne muhteşem olursunuz!

    büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar,
    tıkınmanın övüncü var, iç etmenin kıvancı var;
    bu memleket, bu sofra hep sizinle etti iftihar;
    sizin bütün tekel mekel, sizin bütün dolar molar.

    satın efendiler satın, vatan ilel-ebet sizin
    apar topar satın hemen, gerekmiyor izin mizin.

    verir zavallı memleket, verir bütün hayâlini,
    vücûdunu, hayâtını, ümidini, ayalini,
    zeminini, semâsını, cenubunu, şimalini;
    hemen satın, düşünmeyin haramını, helâlini.

    bu milletin malı deniz, yemezseniz domuzsunuz
    kalın bir ense, şiş göbek, ne muhteşem olursunuz!

    bu hortumun gelir sonu, kapıştırın gider ayak,
    yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak,
    bugün söğüşlemek kolay, hazır bütün köşe bucak,
    alıp satın, çalıp satın avuç avuç, bucak bucak!

    satın efendiler satın, bütün bu memleket sizin,
    haraç mezat satın hemen, gerekmiyor izin mizin!
  • şiirde anlaşılmayan birkaç kelime ve deyim şunlardır:
    şiirin temelindeki umumi mecaz, hayali bir yağma sofrası etrafında, devrin sözde devletlileri iktidar mafyasının nüfuzlu soyguncularıyla büyüklerinin bir yağma sofrasında milleti, boğazından ümitlerine hatta bağırsaklarına kadar yeyip sömürmeleri anlatılıyor.

    iltikaam: yeme yutma, sömürme… muntazır: bekleyen… nâdi-i niâm: nimetler topluluğu, âdeta “beni ye” diye çağıran nimetler…
    kudûm: devlete uğurlu gelmek… müftehir: iftihar eden… zisafa: safa dolu… hasep, nesep: soy sop asaleti… ferağ-ı hal: gönül ferahlığı… şevk-i bâl: gönül isteği… kavi: kuvvetli… bürhan-i pür-neva: içinden acı ıstırap çığlıkları gelen sofra.
  • cem karaca'nın türkiye'de yasaklı olduğu 1980 yılında sadece almanya'da türküola tarafından yayımlanan hasret albümün a-6 parçası. müziği muhteşemdir. yorum ise efsanedir. cem baba'ya ve tevfik fikret'e rahmet olsun.
hesabın var mı? giriş yap