• güncel found footage filmlerinden. son yarım saate kadar olaya girememiş olması bir handikap olsa da, feci şekilde geren final sahneleri ile geçer not almıştır benden. özellikle sonlara doğru kesintisiz 20 küsür dakika süren bir sekans var ki, işte found footage böyle olmalı dedirtmiştir. bir amatör kamera çekimine göre seslerin neredeyse kusursuz olması, oyunculukların (ki yüzbininci kere söylüyorum ama yinelemek lazım gelir, bu tür filmlerde rol kesmek sanıldığından daha zordur esasen) yer yer hata vermesi dışında çok fazla eleştirebileceğim bir yönü yok.

    sanırım kendi adıma en iyi kısmı, hikayesini tamamen 1967 senesinde bluff creek'te çekilen efsanevi patterson-gimlin kocaayak videosu üzerine kurmuş olması. kocaayak delisi baş karakter ve kız arkadaşı bluff creek'te malum görüntülerin çekildiği yeri bulmak üzere yola çıkarlar ve olaylar gelişir.

    günümüzde gerçekliği halen tartışılmakta olan mevzubahis görüntüleri şöyle bir hatırlayacak olursak:

    https://www.youtube.com/watch?v=us6jo8bl2lk

    detaylı bilgi: http://en.wikipedia.org/wiki/patterson–gimlin_film

    film boyunca röportaj yapılan kişilerin gerçekten de bölgenin yerlisi olmaları da ayrı bir hoş detay.

    sonu da kısmen yoruma açık bırakılmış olmakla birlikte, uzun zamandır izlediğim en iyi found footage filmlerinden diyebilirim. kocaayak hiçbir zaman bir korku öğesi olmadı benim için, ancak konuya the blair witch project tadındaki yaklaşım gayet başarılı. türle ilgili yapımcıların artık gereğinden fazla kullanılmış hayalet, zombi, uzaylılar gibi konuları bir kenara koyarak canavarlara ve şehir efsanelerine yönelmeleri gerektiğine dair bir işaret olarak da algılanabilir belki. ben şahsen loch ness canavarı veya chupacabra ile ilgili elle tutulur bir found footage filmi çekilsin isterim.

    izleyiniz, maksimum verim için tercihen gece vakti ve evde yalnızken.

    ayrıca, (bkz: the lost coast tapes)
  • maalesef üstteki entry ye kanıp izlediğim, 1 saat 20 dakikamı bomboş bir şekilde alıp götüren rezalet bir sözde korku filmi.

    bu filmi izleyipte ben found footage türü seviyorum derseniz "hımmm ok" der geçerler adama. hayatımda daha önce hiç bir korku filminde (found footage ları saymıyorum bile) bunun aksiyonu ne zaman başlayacak diye süreye bakmadım. sorun şu ki bu filmde hiç başlamadı... bunu ancak 5-6 arkadaşın eğlence için çektiğini söylerseniz kabullenebilirim. yani bu "filmin" bir imdb sayfası var ya hala inanamıyorum insanlar puan vermiş falan...

    dediğim gibi üstteki entry ye kandım, adam 67 de çekilen maymun kostümü giymiş adamın görüntüsünün tartışıldığını söylüyor, son 20 dakikasının found footage türü nasıl olmalı sorusunun cevabını verdiğini söylüyor... bence sadece "ulan benim 1 küsür saatim yanmış, bunlarında yansın bari ehehehe" demiş olmalı.

    daha iyi örnekler için (bkz: the descent) (bkz: v/h/s) (bkz: rec) (bkz: the last exorcism) (bkz: grave encounters) (bkz: as above so below)
  • başlardan itibaren insanı doğaya çıkmaya sevk eden ilginç bir buluntu film. yarısından sonra kopuyorsunuz elbette fakat doğal ortamın içine dalmak ve bunu hissetmek bakımından ilk yarısı için dahi izlenir diye düşünüyorum. kasabanın kocaayak üzerine kurduğu kültür ve efsaneler, dozunda bir mizahla da harmanlanmış, bu yönden akılda kalıyor. filmi izledikten sonraki gün içgüdüsel olarak yeşilliğin içine dalma ihtiyacı duyarak kendimi şehrin kent ormanına giderken bulmuştum.
hesabın var mı? giriş yap