• richard elliot friedman tarafından 1987 yılında yazılmış kabalcı yayınevi tarafından kavurucu ağustos sıcaklarını yaşadığımız bu günlerde kitab-ı mukaddesi kim yazdı adı altında yayınlanacak kitaptır. bir yanımda hazırlanmaya devam edilmekte, bu esnada menemen yenmekte ve şekersiz sütsüz koyu kahveler içilmektedir.
  • beni sıkıntıdan öldüren kitap. bir insan bu kadar önemli bir konuyu bu kadar bayık anlatamaz. bir de bu kitabın bir bölümünden sınav olacaksanız, bayılana kadar okumak zorunda kalırsınız. ve bitmez!
  • yukarıda bir arkadaşın belirttiğinin aksine bana gayet sürükleyici ve bilgilendirici gelen kitap.

    yazar belgesel hipotez desteğiyle tevrat’ın kim tarafından, ne zaman ve hangi siyasal şartlar altında yazıldığını bulmaya çalışıyor. tevratın asıl iki kaynağının olduğunu bunların e(elohist) ve j(yahveist) metinler olduğunu bunlarında bazı olaylar sonrası yazıldığını söylüyor.

    mesela bir örnek vermek gerekirse musa’nın sina dağına 10 emri almak için çıktığında yahudilerin taptığı altın buzağı hikayesini hepimiz biliyoruz. ancak tevrat’ta bu buzağı heykelini yahudilere harun’un yaptırdığı yazar. peki neden ihale harun’un üzerine kaldı?

    yazarın teorisine göre harun hikayeye çok sonra; davut’un krallıği ikiye bölünüp kuzey ve güneyde(yada doğu ve batı şimdi hatırlamıyorum) israil ve yahuda devleti kurulduğunda eklendi. bu eklemeyi yapan kisi israil devletinde bir kahindi. kendisinin musa soyundan yahuda krallığının kahinlerinin ise harun soyundan geldiğini düşünüyordu. o zamanlar da yahuda krallığında yapılan tapınaklara boğa heykeli koyulmuştu. işte bu sebeple israilli kahin; bakın bunlar harun soyundan geliyor, zamanında harun da aynısını yapmıştı ve tanrı ona kızmıştı demek için hikayeye harun’u ekliyor.

    tabi bunları okurken beni en çok şaşırtan şey kitab-ı mukaddes içerisinde bulunan tarihi kitaplarda( samuel, krallar vs.) yazılı olayların bazılarının arkeolojik olarak destekleniyor olmasıydı.

    işin daha ilginç kısmıysa müslümanların böyle bir hipotezden bi haber olmaları. yani tevrat değiştirildi diyen bir kitlenin böyle bir hipotezi kendi lehlerine kullanmamaları çok garip zira yazar kitabında söyle birşey yazıyor;

    --- spoiler ---
    j ile e arasındaki uslupsal benzerlikle ilgili bir diğer olası açıklama; j’nin e’ye yada e’nin j’ye dayanmasından çok, her iki kaynağında kendilerinden önce mevcut olan ortak bir kaynağa dayanıyor olabileceğidir. yani j ve e’nin yazarlarının çalışmalarının temeli olarak yararlandığı patriyarklar, çıkış ve benzeri gibi konularla ilgili eski ve geleneksel hikayeler dizisi vardı. böylesi bir özgün hikayeler dizisi sözlü ve yazılı olarak aktarılan bir koleksiyon olmalıydı. sonuçta israil ve yahuda krallıkları kurulduktan sonra j ve e’nin yazarları bu koleksiyonu kendi amaçları doğrultusunda uyarladı.
    --- spoiler ---

    yani siz buradan ne anlarsınız bilemiyorum ama olay müslümanların yıllardır dillendirdiği tevrat’ın değiştirilmesi olayı.

    tabi araştırdığım kadarıyla akademik düzeyde belgesel hipotezi kabul etmeyen akademisyenler de mevcut. zira yazarın da kitabında belirttiği gibi j ve e metinlerini birbirine çok benziyor ve ayırt etmek bazen neredeyse imkansız. bu da acaba yazar kitabı kendi amacı doğrultusunda mı kaynaklara ayırıyor diye soru sordurtuyor.

    mesela tevrat’ şöyle bir hikaye var, yakup babası ishak’ı kandıp abisi esav yerine kendisini kutsatıyor;

    yakup yaklaşıp babasını öptü. babası onun giysilerini kokladı ve kendisini kutsayarak şöyle dedi:?“işte oğlumun kokusu?sanki rab’bin kutsadığı kırların kokusu.
    tanrı sana göklerin çiyinden?ve yerin verimli topraklarından?bol buğday ve yeni şarap versin.
    halklar sana kulluk etsin,?uluslar boyun eğsin.?kardeşlerine egemen ol,?kardeşlerin sana boyun eğsin.?sana lanet edenlere lanet olsun,?seni kutsayanlar kutsansın.”( yaratılış 27:27-29)

    sonra esav babasının yanına geldiğinde dümen ortaya çıkıyor ve hikaye şöyle devam ediyor;

    esav, “sen yalnız bir kişiyi mi kutsayabilirsin baba?” dedi, “beni de kutsa, baba, beni de!” sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
    babası şöyle yanıtladı:?“göklerin çiyinden,?zengin topraklardan?uzak yaşayacaksın.
    kılıcınla yaşayacak,?kardeşine hizmet edeceksin.?ama özgür olmak isteyince,?onun boyunduruğunu kırıp atacaksın.”(yaratılış 27:38-40)

    yazar edom’un esav soyundan geldiğini, edomlular yahuda krallığından kurtulduklarında bunun israilli bir kahin tarafından hikayeye eklendiğini, olayı kehanete dayandırarak gücün ve yönetim hakkının kendilerinde bulunması gerektiği amacıyla yazıldığını söylüyor.

    burda yazar açıkca petitio pirincibiiyapıyor, hikayenin sonradan eklendiğini nerden biliyoruz hocam? belki de kehanet gerçekleşti?
hesabın var mı? giriş yap