• bestesiyle, güftesiyle ve icra edilişiyle, "güneşimdin* lan sen benim" düşüncesini ifade eden moby şarkısı.
  • tadindan yenmez bir moby sarkisi. hayatin bazi donemlerinde dinlenmesi bunyeye zarar verir.
  • üşütüyor, (bkz: join the club/#20156669).
  • moby 'nin 1995 yılında piyasaya sürdüğü everything is wrong isimli albümünün son parçasıdır. parçanın kendisi de bir sonu anlatır bu yüzden mi kapanışı onunla yapmışlardır bilemiyorum.

    mimi'nin sesi , şarkının hüzünlü müziği insanı alıp götürürken,

    "where were you when i was lonesome
    locked away in this freezing cold " diyerek girişiyle ayrılık sonrası hissedilen o boşluğu, özlemi ve arayışı dinleyene de geçirip ; buz kestirerek başlıyor.

    sonrasında

    "i don't want to swim the ocean,
    i don't want to fight the tide,
    i don't want to swim forever,
    when it's cold i'd like to die. "

    onsuz bu hayatın gelgitleriyle savaşamayacağını ve devam etmek istemediğini ifade ettiği şu sözler şarkının en vurucu kısmı olsa gerek.
    (bkz: #18424012) "güneşimdin sen benim"

    ayrıca stranger things'in 1. sezon finalinde çalınmıştır. izlemedim ama the sopranos dizisinin 6. sezon/ 2. bölümünde ve deliver us from evil isimli filmde de yer verilmiş.

    sözlerin tamamı şu şekildedir:

    " where were you when i was lonesome
    locked away in this freezing cold
    someone flying, only stolen,
    i can't tell, this night's so old,
    i don't want to swim the ocean,
    i don't want to fight the tide,
    i don't want to swim forever,
    when it's cold i'd like to die.
    what was that, my sweet sweet nothing
    i can't hear you through the fog
    if i holler let me go
    if i falter let me know
    i don't want to swim the ocean,
    i don't want to fight the tide,
    i don't want to swim forever,
    when it's cold i'd like to die.
    i don't want to swim forever,
    i don't want to fight the tide,
    i don't want to swim the ocean,
    when it's cold i'd like to die.

    i don't want to swim the ocean,
    i don't want to fight the tide,
    i don't want to swim forever,
    when it's cold i'd like to die. "
  • çok çok garip bir şarkı. ilk defa bu gece duydum bu şarkıyı, ilk defa bu gece sanki uzun süredir hissetmem gereken ama hissetmediğim sürekli arayıp durduğum o hisle karşılaştım. bir şarkının insanı hiç tanımadığı bir hisle tanıştırması ne kadar da ilginç. hayatın bir karesi daha oltama takıldı işte.

    doğumundan, bilincinden şu ana kadar sündürdüğün tüm yaşamınla sarsak adımların ve uykulu gözlerinle bir ayna karşısında tanışırsın ve kısacık bir sürede buna benim hayatım deyip gülümsersin ya…

    sanki o sündürdüğün geçmişin, sen ve dünya ile ilk defa orada tanışırsınız. o sürekli yaşadığın hayatla tanışırsın. bir yakınına bakarken onu kendine yabancılaştırdığın zamanlara denk düşer bu anlar. hem senin yakınındır o hayat hem de sana bir o kadar yabancı.

    bu şarkının hissettirdiklerinin adını eğer türkçem koymaya yetseydi ''yabancının kendi hayatıyla tanışması ''derdim. dünyada,kendine yabancılaştığın yerde ,önüne hayat diye konulan bu şeyin senin asıl yabancın olduğunu anlarsın. ömrün o yabancıyı tanımakla geçecektir. sonunda ise onunla gerçekten tanışıp tanışmadığını bilemeyeceksindir bile.

    var olduğun zamanda ve mekanda sürekli seninle beraber olan anlam arayışının adı kendine olan yabancılığın. kendinden kopuşun, kendinle tanışıklığın, kendinle bağırışın, kendiliğin…

    tüm bunlar hep kendinle kurmak istediğin o bağdan ileri geliyor. içinde bir yerde kendini tanıdığını düşünsen; o tanıştığın kendinle sahip olduğun anlarını özelleştirme gayretine girsen dahi bu olasılıklı anların tüm insanın, tüm insanlığın toplamına ait.

    ruhunda bir yabancı taşıyorsun ve o yabancı dünyaya dair bildiklerinin içinden sana en tanıdık geleni. adı da yabancı ve ondan başka birini bu kadar bilme imkanın yok. hayatta en çok tanıyabileceğin şeyin kendin olması, kendiliğin ise kendinden de büyük bir yabancılık parantezi açması…

    sarhoş olmak için içkiye vb. şeylere ihtiyacımız yok, bazı düşünceler ve olasılıklar ne bedenin ne de zihninin eşiğinden atlayabiliyor. sürekli çarptıkça o eşiğe ruhun yıldızlı harelerle doluyor.

    kendilik büyük bir paradoks.
  • sanki çoğu şeyini yitirmiş gibi hissettiriyor bu şarkı
hesabın var mı? giriş yap