• 16. istanbul film festivali'nin açılış filmi olarak izleme fırsatını bulduğumuz, sundance’le başlayıp ödüle doymamış film. bir kız çocuğunun ilk gençliğini bu kadar güzel anlatan başka bir film yapılmamıştır zannımca. metrodaki zazie’ye dokuz, dawn’a on.
  • başka bir filmi için (bkz: happiness)
  • (bkz: real doll)
  • heather matarazzo' nun film camiasi tarafindan ne kadar yetenekli bir oyuncu oldugunun kesfedilmesini saglayan, yanlizlik, mutsuzluk ve hayatin acimasizligi uzerine, muhtesem bir bagimsiz-filmdir.

    filmin gosterdigi yer aldigi dunya, yedinci sinifa baslamis olan dawn'in karanlik, yanliz ve mutsuz dunyasidir. ve ne yazikki bu dunya bir cogumuzun icinde yasakmata oldugu dunyadir. dawn'in kabus gibi korkunc hayati, izleyenlere franz kafka'nin karanlik romanlarini animsadir. dawn'in hayati, hayal kirikliklari ve mutsuzluktan ibarettir. tipki kafka 'nin gregor samsa'si gibi ailesi ve cevresindeki herkes, ozellikle de okuldaki sinif arkadaslari, tarafindan acimasizca ezilmekte ve dislanmaktadir. tum bunlar yetmezmis gibi, dawn umutsuzca okulun en yakisikli cocuguna asiktir. fakat dawn ne kadar ugrasirsa ugrasirsa hayatini bir turlu iyiye dogru degistirememektedir.

    film in sonunda, bir cogumuz gibi, dawn da cevresindeki insanlarla savasacak gucu bulamaz, ve enin de sonunda topluma karsi teslim olur. ve artik toplum tarafindan ezilmeye mahkumdur. filmin insanda uyandirdigi duygu caresizliktir. film boyunca dawn etrafindaki insanlar tarafindan acimasizca ezilmesini icimiz buruk bir sekilde izleriz; fakat, dawn'in kendini kurtarabilmek icin yapabilecegi hic bir sey olmadigini bilmemiz de bize hayatin aslinda ne kadar umutsuz oldugunu anlatir.

    90 li yillarin en iyi bagimsiz filmlerinden olan film, kesinlikle insanin kendini mutsuz hissetdigi bir zaman da izlenmemelidir, aksi takdirde filmin insan uzerinde yapacagi etki kesinlikle cook buyuk boyutlarda olur.
  • konu ve işleniş şekliyle happiness ve american beauty'nin atasıdır...
    dawn weiner: why do you hate me?
    student: because you're ugly.
  • kendi halinde bir film, iddiası yok ama yine de gayet basarili bir film cunku bence oyle ya da boyle ozdeslesme yaratabilen bir film.
  • "and clenching your fist
    for the ones like us
    who are opressed by the figures of beauty"

    (bkz: chelsea hotel)
  • izledikten sonra napoleon dynamite'in ilham kaynaklarından biri olduğunu gördüğüm, kısmen todd solondz 'un yönetmenliğinin henüz daha tam olgunlaşmadığı için diğer filmlerine nazaran biraz havada kalan ama yinede ilginç ve absürd bir konuya sahip eğlenceli ve keyifli bir karakter filmi.
  • (bkz: fiction)
    (bkz: non-fiction)
hesabın var mı? giriş yap