• 1965 yapimi yonetmenligini nejat saydam in yapip bas rollerini turkan soray ve ediz hunun paylastigi siyah beyaz bir turk filmi..gecenin bir saatinde kanallardan birinde denk gelmis ismi dolayisiyla izlemeye koyulmuslugum olan bir film ayrica..

    burada duraklamak istiyorum..saat itibari ile turkiye sinirlari dahilinde sozluk kullanicisi olanlardan daha cok yurt dısında gurbetci olarak sozluge giren yazarlara seslenmek istiyorum..efendiler soyle diim ben buarada gece saat 4 den bilemedin 5 den sonra kanallar eski turk filmlerini koyarlar..2-3 saatlik olan bu filmlerle sabahi getirirler..uykusu kacanlar icin mukemmel filmlerdir bunnar..

    neyse filmin en basindaki "kucuk kabiliyet-nimet saydam" (ki yonetmenlerin cocuklarinin kucuk kabiliyet olmasi cok enteresandir) yazisindan sonra film bir yatak sahnesi ile basliyor..yatakta bir kadin ve erkek diolog ayni su sekilde;

    kadin:ben tiyatroda sanatci olmak istiyorum.kabiliyetim varmis oyle diyorlar
    erkek:senin bir anne olarak kabiliyetin olmali bir sanatci olarak degil
    kadin:isine gelmeyince boyle yaparsin zaten..ben sahnelerde kendimi ispatlamak istiyorum bebek odalarinda degil
    erkek:param var mutlu bir hayat yasariz tiyatroya gideriz
    kadin:paranin onemi yok ben izlemek degil oynamak istiyorum

    sonra sahne degisiyor..aglayan bir cocuk ve yaninda bir not.."nejat ben emelimi gerceklestirmek icin istanbula gidiyorum" (bu arada film adanada gecmekte onun icin filmin basina adana halkina tesekkur ibaresi konmus)

    sahne gene degisiyor..her taraf kar ve alisen ve nejat..
    ali sen:beyfendi paranizda var pulunuzda var sizin gibi bir sehirli bu karin icinde ne yapar
    nejat:benim icin huzur burada artik

    bir sonraki sahne de ise kucuk kiz ergenlik cagina gelmis kirlarda cilgin atmakta..bir heidi bir amelie olmus..

    bir sonraki sahne de bir kiz dagdan kayarak iniyor..kizi taniyoruz turkan soray..eve giriyor kiz kendi kendine lise adli kitaptan newyork un nufusunun 9 bucuk milyon oldugunu ogreniyor ve nejat:

    nejat:her 10 kisiden biri kötüdür kizim.100 kisiden 10 u.9 bucuk milyondan 950 bini kotudur kizim.

    sonra dag bekcisi ali sen odaya giriyor..bir cocugun (ediz hun oldugunu tahmin etmissinizdir) geldigini dagin eteklerinde oldugunu soyluyor..bizim turkan (ki film deki ismi aysegul) kaya kaya gene asagi iniyor

    aysegul turkan:gozleriniz cok guzel (kiz 18-19 yasinda erkege ac goruntusu icinde)
    ediz:bu ne curetkarlik adiniz ne?
    turkan:aysegul
    ediz:dagda bir gul ne kadar enteresan..
    turkan:cok guzel guluyorsunuz...

    bundan sonrasini anlatmak dahi istemiyorum..bulun izleyin bu muhtesem filmi..
  • (bkz: esen)
  • gerdek gecesinde damadın iliğini kemiğini kurutan, kayınvalidesi hazretlerine kan kusturan, evde terör estiren gelindir.
  • (bkz: nazi gelin)
  • gul$en bubikoglu ve cuneyt arkin'in ba$rollerini oynadigi komedi-aksiyon filmi. yonetmenini ve yapim yilini hatirlayamadigim bu film, her yayinlandiginda s1k1lmadan izledigim bir 7nci sanat harikasidir. "necmiye biraz kaciktir, ama nazmiye'nin gonlu aciktir" repligini asla unutamadigim filme, kotu adam rolundeki tanju gursu da ayri bir tat katmaktadir.
  • bu isimde iki türk filmi vardır. birisi 1965 yapımı bir nejat saydam filmidir ki başrollerinde ediz hun ve türkan şoray oynar. yeri gelmişken (bkz: türkan şoray/@wunsch vertrauen)
    ikincisinde ise başroller cüneyt arkın ve gülşen bubikoğlu'na aittir. 1978 yapımı bir osman f seden filmidir. yan rollerinde tanju gürsu ve nubar terziyan'ı sayabiliriz. filmin sonunda tanju gürsu'nun ettiği :
    - beni istemeyeni ben hiç istemem lafı ile mutlu son yakalanır.
    ayrıca (bkz: cüneyt arkın/@wunsch vertrauen)
  • necmiye'yi (gülşen bubikoğlu) neden sevdiğimi bilmiyorum, başımda olsa bir ayda beni on sene yaşlandıracağı muhakkak. perdeden, rear window'daki haliyle grace kelly'i akla getirir, hadi ms. kelly o hanım hanımcık tatlı mı tatlı haliyle sevdiği için katilin evine girmek için kendini tehlikeye atar ya, ne bileyim o hafif deli haliyle bağdaştırdım işte birbirlerine. grace kelly'ce bulamayacağım muhakkak olduğu için sanırım insanın kendini en azından necmiye'yle avutma çabası. nerde kaldı o şık şık giyinip sonra birden erkek çocuğu gibi balkonlara zıplamalar filanlar. 50'lerde kaldı cicim.

    ne nişandan kaçarken, ne oteldeki sahneler felan fişman. necmiye'nin murat'ın (cüneyt arkın abimiz) dağ evine mi denir inziva evine mi, geldiği, yani setin oralar olduğu sahneler insani deli eder zevkten. necmiye'nin günümüz kızlarıyla birebir örtüştüğünü gözler dört izlersiniz.

    pek tatlıdır. piyasada maalesef dvd'si neyim yoktur. ben saf gibi gidip türkan şoray ediz hun'lu vahşi gelin aldım, daha da izleyemedim ama, depresyona girmiş genç kız kadar sevgi dolu olmamı sağlayan gülşen bubikoğlu'lu vahşinin tadını vereceğini de sanmıyorum.

    senin gibi erkek hortlaklar başına! diyerek necmiye ile son veriyorum.

    şu adresde fragmanda varmış bir zamanlar bir deneyin isterseniz ben becerip açamadım, burdan.

    gülşen bibikoğlu'nun resmi sitesinde konusuna da yer vermişler aktarayım, benden uyarması, ben böyle anlatınca olmadı ama:

    --- spoiler ---

    bir ağa oğlu olan temel (tanju gürsu) üniversite öğrencisi olan genç ve güzel necmiye (gülşen bubikoğlu) ile evlenmek istemektedir. necmiye bu isteği kabul etmese de ailelerinin zorlaması üzerine büyük bir otelde yapılan nişan töreni sırasında otelden kaçar. temel ve adamları peşine düşerlerse de necmiye'yi yakalayamazlar. genç kız bir otele sığınır ve orada saklanır. bu arada temel de gazeteye ilan vermiştir. olaylar genç kızı ödüllü bir yazarla karşılaştırır. adı murat (cüneyt arkın) olan bu genç adam yalnız yaşayan, yakışıklı ama aynı oranda da çok kaba bir insandır. otelde çalışan bir görevli gazetede çıkan ilandaki resminden tanıyıp temel'e haber verir. temel otele gelir. odaya girdiğinde murat ile necmiye'yi bir arada görür. genç kızın ricası ile temel'e sevgili olduklarını söylerler. temel gittikten sonra murat oteli terketmiş, kendince şımarık, kaprisli ama çaresiz olan genç kızdan kurtulmuştur. oysa necmiye bir fırsatını bulup, murat'ın arabasına saklanmıştır. murat kent dışındaki evine gider ve yarım bıraktığı yazılarına devam etmeye başlar. necmiye ise gizlice eve girer. ikisinin arasında çok zor ve gülünç bir ilişki başlamıştır. sanki ateşle barut bir araya gelmiştir. ama sonunda birbirlerine gerçekten aşık olurlar. bu arada öfkeli ve kıskanç eski nişanlı peşlerine düşmüştür. yerlerini öğrenir ve adamlarıyla birlikte genç kızı kaçırır. bu arada murat'ı da çok kötü döverler. temel ve necmiye evlenecekleri sırada murat çıkagelir ve necmiye'yi kaçırır. kovalamaca yeniden başlar. ama bir uçurumun kenarında zorla güzellik olmayacağının bilincine varan temel iki sevgiliyi rahat bırakmaya karar verir ve necmiye'nin kız kardeşiyle evleneceğini açıklar. bu genç aşıklar için bir mutlu son anlamına gelmektedir.

    --- spoiler ---
  • her sene onlarcası çekilen hollywood romantik komedilerinin hiçbirinin yanına yaklaşamadığı, şaşırtıcı derecede güzel filmdir. ritmi, kimyası, matematiği, kurgusu, rengi garip bir şekilde acayip tutmuştur. ne zaman rastlansa izlenmesi, gülşen ablamın güzelliğine hayran olunması, cüneyt abinin gerçekten de dünyada gelmiş geçmiş en yakışıklı adam olup olmadığına kafa yorulması farzdır.
    ayrıca;
    necmiye biraz kaçıktır ama..
  • gülşen bubikoğlunun, cüneyt arkının balıklarını kaçırıp mideye indirdikten sonra kürdanla dişlerini karıştırdığı sahne unutulmazdır benim için. bir de cüneyt arkının gülşen bubikoğlunu boş salondaki hayali insanlarla tanıştırdığı sahne.

    c.a: beckenbauer

    g.b: goool

    c.a: ofsayt
  • cüneyt arkın ve gülşen bubikoğlu'nun, adadaki neredeyse her diyaloğu kopma garantilidir. sokak ağzını en iyi kullanan yeşilçam romantik komedilerinden biridir gözümde. bir de misal yeşilçam romantik komedilerinin çoğunda baş karakterlerden en az biri, diğerinden filmin başından beri hoşlanır ama bu filmde iki karakter de uzuuunca bir süre birbirinden nefret ederler.

    gülşen bubikoğlu cüneyt arkın'a hediye olarak ceket alır;
    - ne bunlar?
    - hediye. sana aldım
    - bana mı?
    - ölçünü de bilmiyorum ki, tabi göz kararı. orada iri yarı bir satıcı vardı ayı gibi, onun ölçüsünü aldım. galiba tam ölçü!

    cüneyt arkın, batan kayığı öküzlere çektirerek kurtarmaya çalışmaktadır. gülşen bubikoğlu kıyıdan elma yiyerek izlemektedir;
    - seni böyle görünce gözlerim yaşarıyor. kahramanlık tablosu maşallah!
    - ne saçmalıyorsun orada?
    - fatih sultan mehmet de gemilerini böyle çektirmişti öküzlere. seni böyle gayretler içinde grödükçe rahmetliyi hatırlıyorum.

    cüneyt abi balık tutmuş ve gülşen bubikoğlu da o balıktan nimetlenmeye çalışmaktadır;
    - bir bira da bana açarsın ha? ne de olsa misafirim
    - yaaa! senin gibi misafirin başına dağlar taşlar düşsün. kebapçı kedisi gibi yalanıp duruyorsun ama nafile

    - kız değil çekirge afeti. zelzelede doğurmuş anası!

    neyse efem. adada ikisi arasında kesintisiz diyalogların oldugu bir on dakikalık kısım var. açıp açıp izlerim sıkıldıkça. izleyelim izlettirelim. aynı isimli 1965 yapımı diğer filmi de başka akşam konuşuruz artık sevgili sözlük. evet.
hesabın var mı? giriş yap