• (bkz: spacing guild)
  • lonca kaptanları bir nevi güdük kwisath haderah'tır. bu sayede atlama için gerekli hesaplamaları yaparlar. bu işlem için bol bahar yemeleri gerekir tabi. tam da bu sebepledir ki tüm evren bahara ihtiyaç duyar ve de bu yüzden arrakis en önemli gezegendir.
  • güya uzay gemisi kaptanı ama aslında hepsi keş bu adamların. bildiğin bağımlı.

    aşırı bahar kullanımından gözler rengini kaybetmiş, komple parlak mavi, vücut deforme, kollar bacaklar orantısız uzamış. lonca kaptanı deyince insan bir jean-luc picard hayal ediyor, ama bu bildiğin gollum.

    su (ya da başka bir sıvı) içerisindeki tanklarda, bahar çekip geleceği ve olası uzay trafiğini zihinlerinde görerek trans halinde uzay gemisini yönetiyorlar. bu su tankı bir nevi süspansiyon sistemi; sarsıntıdan kaptanın konsantrasyonu bozulmuyor. kaptan baharı çekiyor, su tankına bahar basıyor da olabilirler tam hatırlayamadım, ve diğer uzay gemileriyle zihinsel bağlantıya geçerek rota ve hızını en optimum şekilde ayarlıyor. analog/dijital yöntemlerin ötesinde bir kolektif trans hali. değişik.
  • tanklarının içinde bulunan sıvı esasında yoğun bahar içeren bir karışımdır ki trans halinde kalabilmeleri buna bağlıdır.
  • varlığını navigatör yani kaptanlarına borçlu olan dune evreni'nin en önemli kuruluşu.

    lonca bilinen evrendeki taşımacılığı sağlayan tek kuruluş olduğu için yokluğu düşünülemeyecek ve haliyle itiraz ettikleri bir çok şeyin asla gerçekleşmeyeceği bir oluşum. zira cezalandırmak için, işgal için, ticaret için ve ya herhangi basit bir ziyaret için dahi lonca gemileri kullanır ve ancak bu şekilde farklı galaksilere ya da gezegenlere gidebilirsiniz. sıradan insanları bir kenara bırakacak olursak büyük aileler ve imparatorluk siyaseti için lonca her şeyin ortasında durur. ilk ikna edilmesi ve her şeyden haberi olması gerekendir.

    lonca zaman içerisinde değişen taşımacılık biçiminin evrildiği haldir bir bakıma çünkü bu taşımacılığı mümkün kılan kaptanları böyle bir kuruluşun var olmasını mümkün kılmıştır. peki neden lonca tekel ? çünkü loncanın yapabildiği şekilde hızlı ve güvenli bir şekilde yıldızlar arası seyahatin sırrını kimse bilmemekte. bu sır iki açıdan güvenli; birincisi lonca bunu herkesten ve herşeyden sakınıyor ve olabilecek en iyi şekilde koruyor. ikincisiyse bu sır öğrenilince hemen uygulanabilecek bir yöntem değil. bir diğer önemli nokta da imparatorluk siyasetinde lonca güçlüyle uyumlu bir profil çizdiği için paul atreides'in "ben beklenmeyenim" zamanlarına kadar dikkat çekmeden yoluna devam edebiliyor ve güçlülere karşı bir tehdit oluşturmuyor.

    peki nedir lonca'nın bu büyük sırrı ? loncanın en büyük sırrı kaptanları ve onların kullandığı holtzman motoru. heighlinerlar seyahat etmek için holtzman prensibiyle çalışan motorun büküm etkisini kullanırlar ve bu sayede çok uzak mesafeleri çok kısa süre içerisinde kat edebilirler. lonca öncesi zamanlarda ışık hızına yakın hızlarda seyahat edilirken holtzman etkisi bilinmiyordu ve yolculuklar aylar ve çoğu zaman yıllar sürüyordu. haliyle insanlığın etki alanı da o derece küçüktü. ancak tio holtzman'ın keşfettiği holtzman etkisi gücü oranında uzay zamanı bükebildiği için bu etkiyi kullanarak geliştirilen holtzman motorları lonca heighlinerlarının uzay zamanı belli mesafeleri kat edecek kadar bükebilmelerine olanak sağlıyor. tabi bunun bir limiti var. işte bu noktada bir sorun ortaya çıkıyor: öngörülemezlik.

    lonca heighlinerları her ne kadar holtzman etkisi yaratarak uzay zamanı bükerek mesafeyi kısaltsalar da bir noktadan belirlenen bir diğer noktaya heighliner hareket etmesi gerekiyor. bu noktada da holtzman etkisini kullanarak motoru tasarlayan mühendisler (norma cenva) gemiyi bu noktaya götürebilmek için yapılması gereken matematiksel denklemlerin neredeyse çözülemez olduğunu keşfediyor. çünkü denklem matematiksel netlikte öngörüler içermek durumunda kalıyor. bu da haliyle mümkün olmadığı için bu şekilde yolculuk imkansız hale geliyor. ta ki norma cenva'nın baharat ya da melanj'ın tam da o dönemlerde ortaya çıkan etkisini keşfedene kadar.

    belli yoğunluk ve oranlardaki melanj muhtemelen çok olmayan sayılarda insanda bu matematiksel denklemleri, önlerindeki yolları görüp çözebilecek yetenekler kazandırıyor. ancak bu işi net bir şekilde yapabilmek ve olumsuzluklara sebebiyet vermeyecek bir kesinlikte yapabilecek seviyeye gelmek için akıllara zarar oranda melanj gerekiyor ve bir noktadan sonra bu melanjın yiyerek alınamayacağı netleşiyor. kaptanların içinde bulunduğu sıvı-gaz tanklarındaki melanjın temel sebebi bu açıdan bir gereklilik.

    tabi sıradışı etkileri olan melanjın bu şekilde yoğun tüketiminin de sonuçları oluyor elbette: evrim. lonca kaptanları yoğun melanj tüketimi neticesinde deyim yerindeyse fiziksel ve zihinsel olarak tamamen insanlıktan çıkıyorlar. vazgeçiyorlar. çarpık ve bozuk bir görünüme evrilen kaptanların uzuvlarındaki tüm insani yönler de bir bakıma tamamen yok oluyor. sıradan insanın bakış açısıyla kaptanlar deyim yerindeyse bir ucubeye dönüşüyor ve bu sürecin bir geri dönüşü yok. insan sınırları ve yapabileceklerinin limitini görmek açısından bu gerçekten muazzam bir örnek. yıldızlararası seyahati mümkün kılabilmek için (başka sebepler bir yana) mutasyon geçirip tüm insanlığından vazgeçip bir ucubeye dönüşerek bunu mümkün kılabilmek....insanın gerçekten de nutku tutuluyor. normal insan olarak yapamayacağı bir şeyi bozularak ve bambaşka bir şeye dönüşerek gerçekleştirmek...kelimelerin anlamı kalmıyor gerçekten de.

    yine de şunu eklemek gerekiyor ki lonca kaptanları bu işi sadece insanlık hayrına yapmıyorlar. lonca kaptanlarının yoğun melanj altında çözdükleri akıl almaz seviyedeki matematik denklemler bir insanın sex de dahil olmak üzere yaşayabileceği mutluluk ve keyfin tahmin dahi edilemeyecek derecede ötesinde zevk veriyor. kaptanlar bir bakıma sırf bu keyfi ve zevki sürdürebilmek için bu işi yapıyorlar. hep dedikleri gibi "spice must flow" yani "melanj akmalı" durmamalı çünkü uğruna insan olmaktan vazgeçtikleri bu yaşam biçimini anlamlı kılabilecek tek şey o.
hesabın var mı? giriş yap