• (bkz: faydacilik)
  • faydacılık değil, faydacı ahlaktır. kant'ın ahlak yasasındaki numen kimliği yok sayar, ahlağı bir fenomen olarak niteler. ve yine kant'ın ahlak yasasındaki evrensel utilite esasını bireysel utiliteye indirger. ingilizce anılmamak isteniyorsa faydacılık değil nef'iye sözcüğü kullanılabilir.
  • en fazla kişinin iyiliğini sağlayan eylem en iyisidir görüşünü savunan kuram. eğer çoğunluk yarar görecekse az sayıda insanın zarar görmesi önemli değildir. (bkz: aşılama) amaç önemli değildir. sonuç önemlidir.
    bir kantiyen kuram değildir. (bkz: kantiyen kuram)
  • bir eylemin ahlaki açıdan doğruluğunun, en çok insana en yüksek düzeyde mutluluğu sağlaması kıstasına göre ölçülmesi gerektiğini savunan görüş.

    (bkz: utilitaryanizm)
  • refah odaklı faydacılıktır.ancak refaha ulaşılması için faydacılığın tüm topluma entegre edilmesi gerekir.yani toplumsal bi faydacılık güdülür.
  • utilitarizm: sosyal fayda
    pragmatizm: bireysel fayda
  • anlaşılabilir olması için, osmanlı’da ki kardeş katli bahsi örnek gösterilebilir. ülke halkının ve ordusunun bekası için, genel iyilik için tek kötülüğün iyiliği tercih edilir.
  • utilitaryanizm ile aynı şeyi ifade etmektedir. o başlık kavramın ingilizcede yaygın olan halinin türkçeleştirilmesi, bu başlık da fransızcadaki* halinin türkçeleştirilmesidir. fransızcanın lingua franca olduğu dönemlerde utilitarizm yaygınken bugün utilitaryanizm yaygındır, ekşi'deki başlıklara yazan kişi sayıları da bunun yansıması. kelimeyi jeremy bentham utilitarian olarak çıkarmış olsa da -ar ekinden sonra bir de -an ekinin kullanılması faydacıcı gibi bir tekrara düşmeyi sezdirdiği için utiliter ve utilitarizm kullanımı daha tercih edilebilir duruyor. ben de mantığıma daha çok yatan bu başlığa birkaç şey ekleyeyim dedim. utilitarizm evrensel ahlak yasasının varlığını subjektif (bireylerin en yüksek ortak faydası) olarak açıklayan kuramdır. idare hukukunun klasik kavramlarından kamu yararının temeli utilitarizmdir. ahlak felsefesinin bireyleri matematiksel elemana indirgeyen çoğunlukçu durağıdır da diyebiliriz. o meşhur bin kişilik gemideki suçsuz bir kişiyi feda eden anlayıştır. ahlakı toplumun çoğunluğu gibi bir yıkıcı makinenin eline bırakmak, ahlakı yok saymak ile eşdeğerdir bana göre.
  • kitle, toplum ve toplumsal arasındaki farkın ayırt edilmesinde, bence bahsi geçmesi gereken kavram.

    ilerideki transhümanizm destekçileri muhtemelen bu kavrama sığınacaklar ve evrensel etik kurallarını "bu şekilde", manipülatif bir süreç ile ortadan kaldıracaklar.

    sokağa çıkma yasakları ise beni aşırı karamsar bir insan yapıyor.
    ben hümanistlerin hümanisti goethe'yi okuyarak büyüdüm. kaldıramıyorum böyle şeyleri.
  • "utilitarianism is another type of hedonism. ıt declares that the only good is happiness and that happiness is a measure of the pleasure and pain we feel. the goal of life should be to maximise pleasure and minimise pain in any society."

    anthony mcgowan

    uncle google tercumesi; "faydacılık, hedonizmin başka bir türüdür. tek iyinin mutluluk olduğunu ve mutluluğun hissettiğimiz zevk ve acının bir ölçüsü olduğunu beyan eder. yaşamın amacı, herhangi bir toplumda hazzı en üst düzeye çıkarmak ve acıyı en aza indirmek olmalıdır. "
hesabın var mı? giriş yap