• 1915 doğumlu hikayeci. kara kasketli amele, içimizden birkaçı, yaşamak için, gar saati, tepedeki ev başlıca hikaye kitaplarındandır.
  • umran nazif, hem sait faik'in hikaye yazdığı hem de 1950 kuşağının ön plana çıktığı dönemde öykü yazmasına rağmen, iki öykü anlayışına da uzak durarak kendi öykü evrenini oluşturmaya çalışan yazarlardan biridir. o, bir akım, hareket içerisinde yer almamış, ısrarla kendi öykü dünyasını oluşturmaya çalışmıştır. bununla birlikte öykü tarihimizde çoğunlukla ihmal edilmiş, görmezden gelinmiştir. oysa yiğiter, savruk, kusurlu diline rağmen, öykücülüğümüze taşıdığı sosyal değişim teması ve sosyolojik tanıklık yaklaşımlarıyla öncü öykücülerden biridir. öykülerinde, özellikle taşra ve merkez farklılaşmasını iyi analiz edip değişimin yıkımlarına dikkat çeker.

    behçet necatigil, umran nazif'in öykücülüğünü şu cümlelerle değerlendirir: "umran nazif, yerli renge önem vererek gerçekçi bir metodla çalıştı; gözleme, yaşanmışa dayandı, konularını toplum ve fert düzenindeki bozukluk ve bocalamalardan seçti; sosyal çatışma ve yetersizliklerde, geçmişin zamanla acılardan sıyrılmış, anılarına sığınan insan psikolojisi üzerinde durdu. hayatının ve mesleğinin akışında yine de ümitli ve sempatik anılar haline girmiş anadolu kasabalarındaki gündelik hayatları yansıttı."

    memur, kasaba hayatı, aşk, sosyal değişim gibi kavramlar umran nazif'in öykücülüğünü belirleyen anahtar kelimeler olarak tespit edilebilir. gerek babasının gerekse kendisinin memuriyeti dolayısıyla gözlemlediği taşra hayatı, yazarın hikaye evrenini besleyen en önemli unsurlardan biridir. yiğiter, bu minvalde yapıtlarında anadolu insanının, özellikle de orta anadolu ve karadeniz kasabalarında yaşayan insanlarının sorunlarını kolay, anlaşılır ve sade bir anlatımla dile getirmiştir. o, hikayelerinde taşra yaşamından edindiği izlenim ve gözlemlerden yola çıkarak, işçileri, köylüleri, küçük memurları anlatmıştır. yiğiter'in hikayelerinde bir bütün halinde gözlemlenen unsurlardan bir diğeri, metinde ustaca yansıtılan yerli ve mahalli renktir. anadolu kasabalarındaki gündelik hayatını yansıttığı öykülerde yer yer beliren gülmece öğesi, yazarın duygulu anlatımını etkili kılmıştır. yazar, gerçekçi bir bakış açısının gözlemlendiği öykülerinde toplumsal yapıdaki bozuklukları, bu yapı içerisindeki bireyin sorunlarıyla yoksulluklarını, umutlarını, çelişkilerini, iç dünyalarını başarılı bir şekilde yansıtmıştır.
  • süslen berberi başlıklı hikayesini biraz önce okuduğum hikayecimiz.

    90'lı yıllarda babamın dükkanında getir götür işlerini yaparken hissettiklerimi bir kez daha yaşadım. içimde tarifsiz bir hüzün neşet etti.

    güzel bir abimizmiş umran nazif; neden şimdiye dek keşfedememişim diye hayıflanmadan edemedim. neyse bulursam kitaplarını alacağım hikayecilere bir tane daha ekledim. allah nur içinde yatırsın.
hesabın var mı? giriş yap