• sile yolunda kucuk sirin bir koy.
  • 1980'li yılların sonunda keşfedilen ve istanbul civarındaki asfalt rallilerde kullanılan, tırmanma şeklinde başlayan, daha sonra tepelere ulaştığında , ard arda süratli düzlükleri olan, finişine ise muhteşem bir süratli sol virajı dönerek yan yan ulaştığınız etabın başladığı köy... 1994 dole istanbul rallisi' nde volkan ışık ın startı tam ezan vaktine denk gelmiş, müezzin lancia hf integrale nin muhteşem sesi nedeniyle ezanı şaşırıp baştan başlamak zorunda kalmıştır.
  • halkinin ana gecim kaynagi ormancilik idi.
    90lardan sonra olusan dag evi furyasindan ulupelitde nasibini aldi ve ormanlik alanlarin icersine birer ikiser villalar, saray yavrulari yapilmaya baslandi. boylece halkinin ana gecim kaynagi bu evlere bekcilik yapmak, temizliklerine yardim etmek, evlere hafta sonu kumar oynamaya gelen hanim ve beyefendilerin otantik yemek ihtiyacini karsilamak, koy yumurtasi, sutu, peyniri, ekmegi satmak oldu.
  • merhamet dizisi'nin bir kısmının çekildiği şirin köy.
  • pazar günü keşfettiğim güzel istanbul köyü.

    kahvaltı ile başladı günümüz. köy yoluna doğru ilerlerken mekanlar var. birinde sizi bir aile karşılıyor. organik reçel, taze yumurtadan menemen, bol peynir, doğal tereyağı. öyle bir kahvaltı ediyorsunuz ki yürüyüş bitene kadar enerjiniz sürüyor diyebilirim.

    köy yolundan devam edip patikaya kadar biraz dikenlerin içinden yürüdük. yaklaşık 8-9 kilometrelik bir patika var. saflık yapıp benim gibi kısa kolluyla gitmeyin derim zira her yerim yara bere içinde. bittikten sonra mezarlık yönünde sizi bekleyen 2-3 kilometrelik bir parkur daha var. yoruldum derseniz başlamayın tamamen rampa çıkıyorsunuz. ilk parkurda bol bol renk göreceksiniz, sonbaharı doya doya yaşayacaksınız. bögürtlen ve kuşburnu toplarken ellere dikkat...

    ikinci parkurda kaplumbağalar ve yaban domuzlarına merhaba diyeceksiniz. her yerden bi çıtırtı durup "ne oluyor lan" bakışı göreceksiniz insanların yüzünde. bu parkurda önünüze çıkan otları kesmek için minik bir çakı almanızda fayda var.

    bastığınız yere dikkat edin, her an bir kaplumbağaya toslayabilirsiniz ya da benim gibi çok şanslıysanız (!) sizi bir engerek yılanı karşılar.

    arkadaş ne bileyim ben sakin sakin duruyor, önce ölmüş sandım. iyice yaklaştım. tam fotoğraf makinesini hazırladım, deklanşöre bastım ki "ne yapıyorsun burada, bas git" bakışı attı bana. nasıl bir korku yaşadığımı sanırım anlatamayacağım. aklınıza bildiğiniz en büyük sayıyı getirin. onu kendisi ile çarpın. heh işte ben o kadar korktum diyebilirim.

    veteriner bir arkadaşıma fotoğrafı mail atınca "marsha engerek tehlikelidir, uzaklaş" demesiyle, anladım. yılanla şaka olmazmış.

    parkur bitti, ailenin mekanına geri döndük. ızgara sucuk,çay,kahve, meyve derken akşam 8 de döndük.

    istanbul içinde böyle bir yer var deseler inanmazdım, ne yazık ki köy içinde şehirleşme başlamış. tamamen bu hayat bitmeden gidin görün derim. bastığınız yere dikkat ederek...
  • o çevredeki şile dere köylerinin en büyüklerinden biri. her yer villa dolmuş. ama güzel köy.

    kalealtı-ulupelit arasındaki tırmanma rampası ayrı keyifli. pek çok motorcu da minik gruplar halinde turlar atıp duruyor zaten. az sayıda bisikletçi görmek de mümkün.
hesabın var mı? giriş yap