*

  • bir oyuncunun fiziksel özellikleri nedeniyle belli tür roller için seçilmesi. robert de niro, al pacino, şener şen, susan sarandon gibi oyuncular bunun istisnasıdır, iyi-kötü, jön-ezik her şeyi oynarlar, ama christopher lee, erol taş, cameron diaz hep belli roller oynamak zorundadır
  • sinemada bir oyuncunun hep aynı çeşit rollere çıkmasına da type cast deniyordu sanırım. yani adama hep aynı roller veriliyor, adam ondan sonra birden delirip ben sadece komedyen değilim dramatik rollerin de hakkını veririm diye bunalıma giriyor, kötü bir dramada oynayıp "oyunculuğunu ispatladı!" şeklinde eleştiri alıyor, sonra tekrar komediler çeviriyor. buna type cast ve beraberinde getirdikleri diyoruz.
  • bir de buna örnek olarak verilebilir mi bilmiyorum ama seinfeld laneti diye bir şey var.tüm zamanların en iyi sitcom'u olarak gösterilen bu dizide oynayan tüm oyuncular ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar dizi harici yaptıkları hiç bir projede eski başarılarının yarısına bile yaklaşamadılar...belki buna sebep olarak seinfeld'in bir hayli iyi olmasını gösterebiliriz ama type casting denen olgunun sadece bireysel etkileri olmadığını yada sadece bu örnek de adına uygun olarak tüm cast'ı etkilediğini söyleyebiriz...
  • (bkz: typecast)
  • mesela american pie serisinde stifler karakterini canlandıran sean william scott'ın durumu bu şekilde ifade edilebilir.

    adam farklı rollerde oynamaya çalışsa dahi izleyiciler ''neden stifler stifler gibi davranmıyor'' kafasından çıkamadığı için bir türlü başka bir rolde veya uzun soluklu projede tutunamadı.

    daniel radcliffe harry potter olarak bilinip kabul edilmiş olmanın sıkıntısını çekti mesela yıllarca, ama zor da olsa farklı rollerde (bkz: the woman in black), (bkz: swiss army man) oynayarak, riskler alarak ve çabalayarak kendisini bu typecasting conundrum'undan kurtarmayı başardı.

    genelde başaramıyor aktörler bunu ve silinip gidiyorlar ne yazık ki o da ayrı mevzu. tabii şöyle de bir şey var; sean william scott milyonlarca insanın gözünde hep 3 filmlik aşırı popüler gençlik komedisinin ''stifler''ı olarak görülecek.

    ama milyonlarca başka aktör gibi hiçbir isim yapamadan, popülariye kazanamadan silinip de gidebilirdi...
  • (bkz: kemal sunal)
    (bkz: inek şaban)
  • oyuncunun oynadığı rolün tabiri caizse üstüne yapışması durumu.
  • yeşilçam oyuncuları için genelde böyledir ama bunda senaryoların benzer olmasının da etkisi var
    ayrıca bu oyuncuların aldığı farklı rollerin genelde televizyon sektörü tarafından ilgi görememiş olmasıyla da alakalı
    yine de kemal sunal, şener şen, hülya koçyiğit ve tarık akan gibi isimlerin rolleri üstüne yapışmıştır
  • - arnold schwarzenegger ve sylvester stallone'nun aksiyon filmlerinin kaslı başrol oyuncuları olarak anılmalarına pekala typecasting denilebilir. hatta bu 2 isim bunu kırmak adına bazı komedi filmleri bile çevirmişlerdir. (bkz: jingle all the way) (bkz: stop! or my mom will shoot)

    - bruce wills'in die hard ile birlikte sürekli kendi kurallarını koyan polisi oynaması typecasting kategorisine girer.

    - mel gibson'ın filmlerde eşinin ölmesi ya da öncesinde vefat etmiş olması da süreklilik arz etmesiyle typecasting kabul edilebilir. (bkz: #117553041)
  • (bkz: ryan reynolds)
hesabın var mı? giriş yap