• " ... and passing even into my purer mind,
    with tranquil restoration: -- feelings too
    of unremembered pleasure:..."

    william wordsworth 'un iki lafı etkileyici bir şekilde bir araya getirip okuyana 'harbi lan' hissi veren şiiridir. şiirdeki amcam, böyle eskice bir binayı izlemeye gider; sonra şehrinin yorucu ve sıkıcı yaşamına tekrar dahil olunca bu benim eskice bir bina diye tabir ettiğim yeri düşünür ve huzura kavuşur. böylece ve de kıpkısaca ana fikir: hepimiz güzel anılarımızı düşündüğümüzde gülümseyebiliriz, evet.
  • şiir olmasının yanında 60'lardan, kısa ömürlü ve çok da sükse yapmamış bir gruptur aynı zamanda.
  • adını taşıdığı tintern kasabasında(bristol'un kuzeyinde, wye valley'de) kalıntıları olan 12. yüzyıl manastırı. günümüzde britanya'nın en ünlü harabelerinden biri olarak kabul edilmektedir. günümüzdeki hali şöyle olsa da, 'ruined abbey' ressamı j.m.w. turner'ın resimlerinde daha sarmaşıklı, daha mistik bir görünümü vardır. ki sarmaşıkların harabeler üzerindeki etkisini anlatmak mümkün değil. görmeden ölmesek bari.

    hayaller...
  • wye nehri'nin bir geçidinin derinliklerinde yer alan tintern manastırı, kalıcı bir varlığa sahiptir. aslen 1131'de monmouthshire, galler'de ahşaptan inşa edilen bu gotik şaheser, 1269'da taştan yeniden inşa edildi ve daha sonra vııı. henry'nin katolik kilisesi'nden ayrılmasıyla manastırların dağılmasından sonra 16. yüzyılda terk edildi. şimdi ulusal bir simge olan manastırın ortaçağ tarihi çoğunlukla olaysızdı. yüzyıllar geçtikçe, manastırın ve karmaşık taşlarının ve romantik, pastoral ortamının sözleri yayıldı. ressam j.m.w. turner'dan şair william wordsworth'e kadar birçok sanatçı yıllar içinde manastıra çekildi. ilginçtir ki, irlanda'nın wexford kontluğu'nda aynı adı taşıyan başka bir manastır daha var. eski günlerde, galler'deki genellikle 'tintern major' olarak bilinirken, irlanda'dakine 'tintern de voto' denirdi.
  • bir william wordsworth şiiri.

    frankenstein'ın doğa dostu arkadaşı clerval'i tarifinde geçen haliyle:

    çağıldayan şelale musallattı ona
    bir tutku misali: yüce kaya,
    dağ, kasvetli ve gür orman,
    renkleri ve şekilleriyle
    bir şehvetti adeta; bir duygu, bir aşk,
    başka albeniye ihtiyaç duymayan,
    düşünceden gelen, ya da
    gözden ödünç alınmamış herhangi bir meraktan.
hesabın var mı? giriş yap