• dragonlance dunyasinin, margaret weis ve tracy hickman tarafindan yazilan (ve hala da yazilmaya devam eden) son trilogysi..gecen sene cikan dragons of a fallen sun, bu nisan'da cikan dragons of a lost star ve gelecek nisan'da cikacak olan ve adi buyuk ihtimalle dragons of a vanishing moon olan kitaplardan olusuyor..hikaye fifth age'de geciyor (evet, evet jean rabe sux..), okumayanlar icin herhangi bir spoiler olmasin diye konuya girmek istemiyorum ama eski tanidik karakterler tasslehoff, caramon,goldmoon, dalamar, palin, laurana, gilthas ve pek sevilesi olmayan silvan velediyle beraber cok ilgi cekici yeni karakterler de var, gerard, mina, conundrum gibi..
    hikaye fifth age'de gorulmemis garipliklerin ve mucizelerin yasandigi bir firtinali gecede baslar, tanrilar chaos'la olan savastan sonra krynn'i terketmistir, dunyada buyu yoktur, ama bir genc kiz the one god'un adina savasmak ve dunyayi fethetmek icin inanilmaz guclerle gelir..size de kimdir bu tanri hrshh diye kitaplari okumak ve meraktan catlamak duser..dragonlance'in tadini almis da doyamamis olanlara kesinlikle tavsiye..
    bu arada dragonlance.com forumlarinda bir yil boyunca the one god kimdir diye yuzlerce tartisma yapildi birbiri ardina, cogu raistlin evet geri dondu dedi, kimileri yok canim chaos dedi, bazilari hicbiri ya bambaska biri geldi dunyayi ele gecircek dedi, sorunun cevabi icin ikinci kitabi, dragons of a lost star'i bitirmek gerekiyor, ama sonrasi icin meraktan bir sene catlamak zorunda olunmasi da insani deli etmiyor degil..
  • genel olarak dragonlance'in "sevgi herşey sevelim büyüsün savaşlar bitsin ah sevgilim bak gökyüzü ne kadar pembe" havasindan uzakta, arka arkaya birsürü felaketin gerçekleştiği, farkli bir dragonlance kitabi... farki güneşinden ve ayindan belli zaten...
  • margaret weis ve tracy hickmanin dragons of a summer flamede yaptiklari 10 kaplan gucune es deger sicisi ortbas etmek ve krynni yeniden yazilabilir ve okunabilir bir dunya haline getirmek icin yazdiklari, karakter yaratimi* acisindan oldukca zayif bir dragonlance uclemesi.

    ilk kitap akillara ziyan derecede guzel baslar; ikinci kitap biraz baysa da "eh, bakalim nolucak" seklinde meraklandirir; ucuncu kitap ise aci verir, sonuna gelindiginde insanda dizginlenemez bir kafa atma istegi uyandirir. merakimi gidermek icin soluksuz okudum, o ayri. ama hayal kirikligina da ugramadim degil hani.

    (bkz: dragons of a fallen sun)
    (bkz: dragons of a lost star)
    (bkz: dragons of a vanished moon)
  • margaret weis ve tracy hickman in hakkında garip şeyler düşünmeme sebep olan, çünkü anlattığı hikaye kısmen gerçek olan kitaplar serisinin genel adı.
  • özetlemek gerekirse, "karmaşık hisler" den oluşan bir üçleme.

    "gerard was angry to her, and angry to himself for being angry to her"
    "she was grateful and ashamed of being grateful"
    "he was afraid and angry for being afraid and ashamed of being angry for being afraid and confused of being ashamed of being angry for being afraid and aheaağraaehaa"

    beynim karıştı be.
  • muhteşem bir ilk kitaptan* sonra giderek düşen sürekleyicileğe sahip, ancak yine de muhteşem dragonlance üçlemesi. ikinci kitabın* son sayfasında one god'ın kimliğinin ortaya çıkması heyecanın biraz düşmesine sebebiyet veriyor gibi. son kitapta* bolca aksiyon ve gözyaşı var.
    ve unutmadan for love of mina...
  • sonunda arkbahçe tarafından türkçeye çevirilen seri.
  • her zamanki gibi "e skiym $imdi nolcak lan ?!" dedirterek biten. okuyucuyu ereksiyon halinde birakip, yeni uclemeye kadar toshak agrisina mahkum eden, son margirit veys, tireysi hikmin shoryukeni.
  • harry potter gelene dek dragonlance, lord of the rings'den sonra dunyanin en populer fantezi romaniydi. bu populerligini de bir olcude (ve malesef) kolay okunabilir cizgi romansi aki$ina, edebi derinliginin yerlerde surunuyor olu$una borcluydu; coluk cocuk yakin ilgi gosterirdi, gosterirdik.

    gecen yillarla beraber yazarlarin kendilerini cok geli$tirdigi ortada. war of souls ilk defa o cizgi filmsi ortami ortadan kaldirarak krynn'in icinde bulundugumuz dunyaya benzedigini ortaya koyuyor. durum tasvirleri, ki$ilerin anlik his ve algilari gayet yalin ve etkili bicimde verilmi$. ucuncu kitabin son satiriyla beraber "way be, ne romandi be karde$im!" dedim ictenlikle.

    onceki romanlarin aksine aksiyon cok daha du$uk.. sava$ sahneleri, kurgunun kendisi geregi cok kisa surede olup bitiyor zaten. aklimda kalan sahnelerden bazilari

    --- spoiler ---

    - qualinesti'nin ejderhaya kar$i savunulmasi ve balkonda laurana'nin ya$adiklari
    - silvanesti'deki karizmasi cok yuksek elf dani$manin maskesinin du$uruldugu an
    - gilthas'in halkini colden gecirirken ya$adigi depresyonun kanimca muhte$em tasviri
    - ejderha malys' $ehre yakla$irken ya$anilan korku
    - altinay'in oluler nehrini takibe ba$layi$i
    - tasslehoff'un oluler ormaninda kaybolu$u

    --- spoiler ---
  • ruhlar savaşı serisi; fantastik bir rüyadan uyanıp, hikayenin politik yanlarını, ırklar arası kavganın ve dostluğun nasıl işlenebilir olduğu, karakterlerin sizi ters köşe yaptığı, müthiş suprizlerle başlayıp, önceki serilere göre daha akıcı, lokum gibi giden bir üçleme. hele hele, weis ve hickman harici yazılmış, ejderha mızrağı kitaplarından sonra okumanın keyif verdiği bir seri olmuş. destanın hakkını veren, yan hikayelerden sıkılmış okuyucuya tam da vaktinde yetişiyor. (280 sayfayı tek oturumda, sıcak bir yaz gününde, bol köpüklü, buz gibi bir cüce birasını yudumlar gibi okutuyor)

    hikaye o kadar güzel işlenmiş ki, tasslehoff burrfoot gelip size "hey daha önce sana bu hikayeyi anlatmış mıydım?" dese "anlat tas, anlat canımın içi, dök içini bebeğim" dersiniz ve bir kenderi ne kadar dikkatli dinleyebilirseniz o kadar dikkatli bir şekilde dinlersiniz.*

    seri batan güneşin ejderhaları, kayıp yıldızın ejderhaları ve yitik ayın ejderhaları isimli 3 ciltten oluşuyor.

    serinin yazarları tabi ki; margaret weis ve tracy hickman
hesabın var mı? giriş yap