• peter hyams'ın alien muadili filmi... relic olarak da irdelenmiş.
  • kafayı yaratıkla bozmuş bi grup biliminsanı bir müzenin içinde, yeni gelen malzemeleri kurcalamaktadırlar, dna'larla falan oynayınca bi bokluk çıkaracakları bellidir.

    günlerden yine bir gün, müze çok doludur, -büyük ihtimalle- bi yaratık husule gelir, bu yaratık, % 12 ayı, % 14 kurt, % 3 homo sapiens, % 3 tavşan, % 5 sansar, % 1 amip, % 9 raptor vs. vs.. gibi yüzdelerle bir sürü yaratıktan meydana gelen altedilmesi pek güç bir haywandır, akıllıdır.

    müzenin en alt koridorlarından dolaşıp duran bu yaratık, herkesi mutlaka teker teker yutar, filmde yine ripley niyetine konuşlandırılmış bi kadın ortalıkta gezinmektedir, eğlenceliktir, güle oynaya izlenebilir.
  • ayrıca filmde, bahsetmem gereken bi sahne war:

    "zenci polisin biri açılan bi çukurdan aşağı sarkıtılır ve belli ki sarkıtılan bölümü anında yaratık yutacaktır, zaten adamın belden aşağısını hiç görmeyiz... burda benim merakım acaba o zenci arkadaşa figüran yevmiyesi üzerinden yarım yevmiye mi verilmiştir ?"

    bu soruyu da yıllardır aklıma bulaştıran bi fena filmdir.
  • (bkz: relics)
  • symphony x'in "twilight in olympus" albümünde yer alan harika parça:

    the relic

    silver cross in ancient halls, deep inside the castle walls
    bound to sleep, forever locked in chains
    evil carved into the stone, ancient words they've never known
    a serpent's silent shroud still remains

    come with me and i'll make all your wishes come true
    lifting the chains of oppression from you
    wiping away the lines carved in your face
    take the relic from this place...

    carry on, into the horizon, wielding courage, staff in hand
    journey on, through shadows and dreams, and what lies beyond the guardian's keep

    prey and siege in voiceless woe, who's dust was scattered long ago
    awaken from this dark and endless sleep
    man's desires-now mortal wounds, believing tales and shallow truths
    hardened hearts now tremble in the keep

    trust in me and i'll lay all your nightmares to waste
    take the relic from this place

    carry on, into the horizon, wielding courage, staff in hand
    journey on, through shadows and dreams, and what lies beyond the guardian's keep
  • 1997 yapimi peter hyams filmi. basrollerde tom sizemore ve penelope ann miller. chicago natural history museumda calisan hanimkizimiza guney afrikadan fedexle bir takim malzeme gelir, kutunun icinden bocuk cikar falan.

    memlekette yerel kanallarda haftada en az iki kere yayinlandigindan tatillerde bol bol seyrettigim filmdir. ben diyim 15 siz diyin 20. guzel filmdir, can sikmadan izlenip eglendirir. tom sizemoreun ender basrollerindendir..
  • douglas preston&lincoln child tarafından yazılmış bir roman.aynı adla sinemaya uyarlanan film ise en kötü uyarlamalar içerinde ilk 10'da kendine rahatça yer bulabilir.
    kitapta önemli bir rolü olan fbi ajanı pendergast'ın adı filmde geçmiyor bile yanılmıyorsam.çünkü başrolde tom sizemore'un canlandırdığı vincent d'agosta ve margo green ( penelope ann miller) var.
  • çok güzel bir film olmasa da nedense çok hoşlandığım bir filmdir. malesef çok karanlık ortamlarda geçmektedir. yaratığı çok net görememekteyiz filmde. konu olarak saçma olmakla beraber bu filmin garip bir çekiciliği vardır. yaratığın orjinal görünüşü artı puan olarak eklenebilir. eksi tarafı ise aksiyon sahnelerinin azlığıdır.
  • bu kadar iyi bir fikir ancak bu kadar kötü bir şekilde bok edilebilirdi dediğim film. yıllar evvel sinemada izlediğimde çok etkilenmiştim çocuk halimle, şimdi çok kötü geldi. hele ki hiçbir şeyi görememek deli etti.
  • guillermo del toro'nun mimic ,paul verhoeven'in yıldız gemisi askerleri ,steven spielberg'ün jurassic park-kayıp dünya,jennifer lopez'li anaconda,men in black,alien resurrection ile 1997'nin (1998'e ait deep rising'ide ekleyebiliriz) canavarlı filmlerinden. daha çok mimic ile kardeş sayılabilir,yada türdeş. stan winston imzalı canavar kothoga'nın margo green'i yaladığı sahneye alien bile cesaret edemedi.
hesabın var mı? giriş yap