• sanırım bööle yazılıyodu...
    güzel filme benziyo..liam amcam ile zeta yengem..ama zeta yengem için gidilirmiki??
    douglas denilen sharon stone manyagiyla birlikte (bkz: kıskanclık)
  • jan de bont yönetmiş...
    (bkz: speed)
  • o filmdeki gibi bi evim olsun
    ustunede 10 trilyon borcum olsun...
  • filmde ki hatun acaip arastırmacı gazeteci seklinde butun odalara dalmasaydı daha az korkunc ama daha guzel bi film olucaktı en azından mutlu son falan beklenebilirdi
  • perilerin telefon edebildiğini gösteren bir film; ev harbiden güsel...
  • seyirciye acaba perili mi yoksa doktorun bir oyunu mu sorusunu sorduran kısıma kadar güzelliğini koruyan fakat ondan sonra kopan ve görsel efektlerin konuyu ezip geçtiği film.
  • filmin bir yeniden çevrim olduğu söylenir dilden dile fakat yönetmen jan de bont amca, klasikleşmiş "the haunting"den tek bir plan bile kullanmadığını, kitabı kendine göre tekrar yorumladığını anlatıp durmuştur da kimse anlamamıştır ve film, ilk "the haunting" üzerinden değerlendirme gafletine düşen eleştirmelerin kurbanı olmuştur.

    twister ve speed ile hatırı sayılır bir potansiyeli olduğunu kanıtlayan jan de bont amca, catherine zeta jones, liam neeson, lili taylor gibi iyi film çıkarabilecek oyuncuları almıştı kadrodaya, jerry goldsmith'indi müzikler, uzun zamandır korku filmi izlenmiyordu nasıl olsa...

    hill malikhanesi, öyle ıssızda kuytuda, gizemli gizemli durmaktadır, vaktinde bir kral özene bezene burayı yaptırmış fakat müthiş trajediler yaşanmış ve evin adı kötüye çıkmıştır, yaklaşmayı bırak, kimse ismini bile anmak istemiyordur, şehre hayli uzaktır, esrardır kendi kendine...

    doktor'un biri [liam neeson] bu gizemli evi merak etmekte, bir yandan da uyku düzensizlikleri ile ilgili araştırma yapmak istemektedir, bu planın altında korkuyu ortaya çıkaran etkileri, insanların korkuya karşı tepkilerini falan incelemek vardır... frankenstein'ci bir idealisttir doktor, maddi bir bedel için bu evde bir kaç gün duracak maceracı, sorunlu insanlar bulmak için ilan verir, elemanları seçer, eve giderler.

    grup elemanları doktorun asıl niyetini ve evin anlatıldığı gibi "canlı" olduğunu öğrendiklerinde iş işten geçmiştir de haydi...
  • filmdeki ev gerçekten mükemmeldi, dizaynı ve hikayesi takdire şayandı...

    filme gitmeden bizi klasik temalarla yüklü bir korku filmi izlemeye şartlandırdılar. filmde klasik korku temaları wardı ama bunlar arada bir izleyiciyi kendine getirmek için kullanılmıştı, aslında psikolojik olarak izleyiciyi sarsan bir film vardı ve bu etkinin büyük bölümü ses efektlerinden kaynaklanıyordu, bu bağlamda filmin iyi bir ses düzeniyle izlenmesi gereği mutlaktı, yanımdaki arkadaşın susmak bilmeyen undying'in tarzına benzer seslerden korktuğunu ve gece nasıl uyuyacağını düşündüğünden bahsettiğini hatırlıyorum...

    "göstermemek" üzerine kurulu korku filmlerinin tersine, filmde hayaletler, ölümler, yaratıksı ev gayet gösteriliyordu ve bu olayların çabuk tüketilmesi, hikayenin ele avuca verilmesi, izleyicinin merak edeceği, aniden şaşıracağı olayların olmaması demekti... en çok külden çıkan iskelet korkuttu izleyenleri ve bence müziklerle desteklenmeyen ani çıkışların, merak uyandırmaların olmayışı filmin zaafıydı.

    nitekim, belli bir yerden sonra film sadece sondaki karşılaşmayı ve görsel efektleri görmek için izlenilir hale geliyordu... filmin görsel efektler altında ezildiği tespiti de doğru, bilgisayarda yapılmış bir masalı izler gibi, sadece efektlere şaşırarak ve bu sekanslarda bizi hiç bir şaşırtıcı olayın beklemediğini bilerek izledik geçti efekt dolu sahneler; olmamalıydı.

    ee, psikolojik korku ? korktuk az biraz, tırstık, rahatsız edici seslerdi, atmosferdi, klostrofobikti yer yer, minibüsle eve dönerken evde benzer sesler duymamayı diledim ama fazlası yoktu, biraz daha görüntülerle, mitlerle desteklense, irkilti etkisini çok daha uzun sürdürür ve film bir miktar kutsanırdı.
  • jan de bont'un işine dreamworks ve spielberg sürekli karışmış, görüntü yönetmenini işten çıkarmış, filmin sonunu değiştirmişler... "başroldekilerin ölmemesi" şartını en koyarak adamın planlarını alt-üst etmişler.

    bunun yanı sıra film pg-13 alabilsin diye lil taylor'la zeta jones'un seviştiği sahne de filmden çıkartılmıştı, gerçekten üzülmüştük, daha sonradan filmin dvd'sine bu bölümü koymaları da stüdyonun adi bir kurgusuydu.
  • aile arasında "uçuşan perdeler" dediğimiz, korkunç olduğunu iddia eden bi film.
hesabın var mı? giriş yap