the crucible
-
the crucible
arthur miller'in 1940'larin sonunda yazdigi, salem de 1692de ortaya cikan cadi avini kullanarak toplum degerlerini ve ahlak anlayisini tartismaya acan oyun
oyundaki cadi avi, sahte suclamalar ve infazlar , donemin senatorlerinden joseph mccarthy'nin amerikayi komunistlerden temizlemek icin baslattigi kampanyi sembolize eder.. hatta arthur miller da john proctor gibi arkadaslarinin aleyhinde ifade vermek icin mahkemeye cagirilmis ve taniklik yapmayi reddetmistir. -
(bkz: cadi kazani)
-
arthur miller'in bi oyunu. filmi de var hatta. bi de "god is dead" diye bagirmali bi replik vardir oyunun akisi icinde pek vurucu gelen. daniel day lewis sularin icinde bagirmisti sanirim bu repliği, yakismisti ona.
-
the crucible, 1600'lu yıllarda massachusettes' tekı salem kasabasında gecen gercek olaylardan konu alan bır tıyatro eserı... davalıların, yanı o kasabada oldurulenlerın aılelerı halen mahkemelerde akrabalarının haklarını korumaya calısıyorlar.. ayrıca eserın kahramalarından abigail williams gercektende orospu olmus!!!!
-
winona ryder'ın oynadığı bir film.diğer oyuncuları hatırlamıorum ama güzel bir filmdi.gece ayininde siyah horozu winona kurban ediyordu elleriyle.
-
darkwell'in bir şarkısı.
(bkz: conflict of interests)
mankind's nature isn't free
guidelines for hypocrisy
decisions for a greater will
fate just another mighty thrill
in the core of our mind
we are nothing more than blind
our highest aim is just control
cruelty the protocol
freedom of mind a desireable state
a humans spirit reaching the borders
a will spreading until the gate
a limit just built up by orders
witchcraft the scourge of hell
it's your trial it's your crucible
your freedom adoreable
the trial it's your crucible
the crucible
the scourge of hell
cast upon us the bibles curse
free will condemned like a sin of death
the churchs cage, all became worse
the religious fire stole our breath -
3 yıl önce rcde bana son derece sıkıcı gelen, oynandığı ilk gününde turhan karadenizin bir rahip yolunda repliklerini karıştırıp "may the god protect you" yerine "may the devil prtoect you!!!" diye efsanevi bağırışı sonucu oyun boyunca kafamın allak bullak olup kimin satanist kimin rahip olduğunun iyicene birbirine karıştığı bir oyun halinde sergilenen arthur miller eseri.
-
every witch way but loose...tek hatırladığım; akıl almaz bir içsellikle parçalanan bir nicholas hytner filmi olduğu/ karanlığın boynuna yeşil atkı sarmalı... sonrası staislavsky tarzının tavana vurduğu; lee strasberg' gözlerini yaşartacak derecede keskin, metod alışımlarının kayıp menzili. d.d.l'nin en güçlü oyunculuğu.+ işin a. miller yanına gelirsek; hepsi bir metafor kuşkusuz. 50'lerin mccarthy dönemi bir yana, cadı avı kavramı tüm dönemlerin, bütün gelişmiş toplumlarında oldukça işaret edici bir imge bölünmüşlüğüdür. günümüzün; işsizler, yalnız yaşayan 30'unu geçmiş bireyler, dullar...şeklinde işaretlenen konunun elektiriğinde ki-marjin konaklamalar, kollektif bilinçdışılık skalasında; cadı kavramını oldukça keskin bir şekilde resmetmiştir. çok batılı görünen bu saptamanın doğulu açılımları, çoook doğuya gidildiğinde daha izole bir kimlik zedelenmesini işaret etmekte. sonuçta kimlik; toplum üzerinden işaretlenen bir kök salgısı, bir tür geri dönüşüm havuzu. türkiye de durum nedir derseniz. ülkemiz azınlık ve çoğunluk kıskaçlarını tam olarak parlatamadığından. sanırım hepimiz birer cadıyız.
-
1950lerde amerikayi saran mc carthyism havasini ve dolayisiyla komunist avlarını, cadı avları ile ozdeslestirdigi iddia edilen oyun. karakterler 50lerde komunist oldugu iddia edilen kisilerin basklarini suclaması (ya da iftira atmasi) gibi abidik gubidik insanlari cadi diye accuse edip mahkemelere surerler.
kitapta en cok sevdigim karakter gezip tozan, cadilik teshisi koyan reverend john hale dir kesinlikle. bu adam harvard mezunu olmasına ragmen, miller ona sarsilmaz bir seytan korkusu, seytanin varligina inanc yerlestirmistir teolojik baskinin gercekten ne kadar kuvvetli olduguna isaret olarak. -
huzursuz olmak ve kizmak icin izlenebilecek film. can sıkıcı olmakla birlikte 'oha falan' olunan,gülünen.. sahneler var. winona ryder ı sevenlerin izlemesi gerek.ama izledikten sonra sevmeyebilirler. cok sinir bozucuydu.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap