• alec baldwin'in en iyi yardımcı erkek oyuncu olarak oscar'a aday olmasını sağlayan film.
  • fragmanını gorunce aklıma direk intactoyu getiren film.
  • başrolerini william h.macy mario bello alec baldwin in paylaştığı ve alec baldwinin en iyi yarımcı dalda oscara aday olduğu , yönetmenliğini wayne kramer'in üstlendiği , 2003 abd yapımı film. dünyanın gerçekten en şanssız insanı olan ve bu şanssızlığı bulaşıcı olan bernie lootz adlı kişinin bu şanssızlığını kumar oynayan insanlara yayması için bir kumarhane patronu tarafından tutlmasıyla başlayan film bernie lootzın kumarhandeki bir garson kıza aşık olması ve kızın uğuruyla şansının dönmesini konu alıyor.tabi bu uğur patronu kızdırmakla kalmayacak bernienin kumarhanede milyonlar kazanmasıyla hayatına mal olabilecek gelişmelere yol açabilecektir.
  • o filmi gözümüz kesmedi, diğerinin yönetmeni kalektersizdi, öbürünü sorarsan onun gibi üçyüz film izledim, e buna ne diyorsun?

    - yav nebileyim. şimdi bu william h. macy denilen adamı pek severim ben, contikafanın, sümüklü ağlağın, yıldırım mayruğun tekidir. anlatmayla bitmez enteresting bir insan. ama ne olur sana bir macera yaşatmaz, aldatılır, dolandırılır, küstürülür, dövülür, öldürülür falan... başrolde bu varsa olacaklar aşağı yukarı belli. alec baldwin deseeen, o da klas bir insan, yıllardır söylerim.

    - neyi klas be alec baldwin'in, zıpçıktının biri, yakışıklı diye koyuyorlar filmlere. hiç de sevmem zaten sarı saç mavi göz...

    - ben renk körüyüm, bilmem mavisini sarısını yalnız bak kalıp basarım alec baldwin iyi oyuncudur. bütün kardeşleri içinde en harbi olan yine odur. kardeşlerin hepsi aşağı yukarı iyi gerçi. bir tek daniel baldwin var bir tane, o tam deyyus.

    - niye deyyus diyorsun ya elin adamına?

    - öyle deme, ontitorenk gibi insan bu daniyel. tam figüran, koca ailenin kalitesini düşüren bir deyyus. ne rol gelse kabul eder. öyle meraklı kameraya, gel bi sahnede ayakkabı boyacısı ol deseler, dakka durmaz hemen atlar kadraja. lan bir bak önce üstündekiler uygun mu, takım elbiseli ayakkabıcı olur mu değil mi ya?

    - ööööff. giriyor muyuz ne diyorsun?

    - diyorum ki bak bu alec baldwin çok klas adamdır, bir rol yapar, parmaklarını yersin. ama hakettiği yere gelemedi bu çocuk. niyeyse hep, düşük bütçeli filmlerin also star'ı oldu, üç beş de başrol oynadı ama prodakşına önem vermediler, bilinmedi filmler harcandı. şimdi bu film de, iki tane "kahraman lan bu yıldırım" mertebesine ulaşamamış ama çok yetenekli insanı almış, başrole koymuş. senaryo güzelse, doyaman tadına. değilse, ki ulan inşallah bunlar bir patlama yapsınlar diyorum, haftaya şov tv yayınlar bu filmi.

    - alec baldwin kalitesizdir. bu sarı tip bence harika oyuncudur.

    - alec'e laf söyletmem. çıkışta yemeğine var mısın, gör bak numaraları şimdi.

    - tamamım. hodri maiden.

    - bak ben 2 porsiyon yerim.

    - şşşş. başladı.

    -------------> devre arası.

    - nağber?

    - iyi işte izliyoruz efendice. ama filmin sonu belli oldu, hiç sevmediğim şeyi yapacağım bir filme "türk filmi" damgası vuracağım şu an.

    - hay sevsinler, hiç bir şeyi de beğenmez.

    - bir beğenirsem tam beğenirim. biliyorum da konuşuyorum, blog eleştirmeni aklıyla değil, öküz gözüyle izliyorum ben.

    - ukala megaloman.

    - o oyuncuyu tanımıyorum.

    - giriyor herkes hadi...

    - sen git, ben sigaramı bitirip geliyorum.

    ------- en son.

    - de bakayım nasıldı alec baldwin, delikanlı ol.

    - al paçinyo gibiydi, robert denriyo gibiydi vallaha helal olsun.

    - bu onun yapabileceklerinin yüzde %20'si. rol kolay, prototip defalarca çizilmiş, bir kaç film izlemiş olman bu rolü oynamak için yeter ama herifte daha ne cevherler var, tınmadılar, 50 bilemedin 60 yaşına gelmiş adam, çürümüş gitmiş, yazık olmuş.

    - sarı da iyiydi.

    - ne açıdan?

    - rolü çok iyi yansıtmış, adamın içinde bulunduğu durumu bize aynen geçirdi.

    - hep ayn ıo adam. başka filmlerde oynamasına gerek yok. bu filmlerdeki sahnelerini kes öbür filmlere koy olsun bitsin.

    - filme girmeden çok seviyordun?

    - bir anda silerim.

    - psikopat.

    - yok efenditalu, amcalara sözüm yok da, film çok osuruktan olmuş, bu adamların oyunculukları boşa gitmiş, bir sürü ışık, parıltı, şıpartı, endülesk ve reformasyonize boşa olmuş. ama neymiş kumaranede "kuulır" varmış, dikkat etmek lazımmış bu dürzülere, masa masa dolanan, sinsi sinsi bakan sarışın, topal birini görürsek, ondan önce davranıp, fişlerimizi alacakmışız.

    - bir de, yürekli olmayı öğrendik, umutların tükenmez olduğunu öğrendik.

    - bana öyle bir ders vermediler.

    - kıza bakmasaydın, alırdın o dersi de.

    - ben filmlerdeki kızlara bakmam. hele böyle kartorozlara hiç bakmam.

    - ne diyorsun yav, kız aşkı için ne kahramanlıklar yaptı.

    - skerim aşkını da ızdırabını da. bok gibi film. oyuncular iyi, film bok gibi. yani alec baldwin iyi. 2 porsiyon etibol istiyorum.

    - öküzsün.

    - açım.
  • got gobek baglamis alec baldwin iyi oynamis. ama sonunu begenmedim ben, boyle bir loser filminine hic yakismamis *
  • şu aralar moviemax kanalında dönüp dolaşan film.

    filmi izlerken kumarhaneler ve kumar ile ilgili bazı filmlerde hiç görmediğiniz, görmeyeceğiniz acı gerçekleri, gerçek insan sahneleri görüyorsunuz. * bir de oyun oynadığınız masa numarasına bir rezervasyon anonsu geliyorsa kıllanmak gerektiğini öğretiyor insana.
  • filmin mark isham yapimi soundtrack albümünde su sarkilar yer alir:

    1. the cooler-mark isham
    2. better life motel / tables on fire-mark isham
    3. candy - rebecca kyler downs
    4. you're getting to be a habit with me - paul sorvino
    5. shangri la-mark isham
    6. luck be a lady - bobby caldwell
    7. amateurs -mark isham
    8. can i steal a little love - joey fatone
    9. look in my eyes-mark isham
    10.i'll string along with you - diana krall
    11. heartbroken-mark isham
    12. my funny valentine - tierney sutton
    13. almost like being in love - nick d'egidilo
    14. leaving las vegas-mark isham

    bir iki parça hariç büyüleyici,sakinlestirici bir albüm
  • tipik pazar gunu kasvetinde, camasir yikama coskusu akabinde izlenmemesi gereken film. ugursuzun birinin, kotu adamin kendisini eylemesi icin tuttugu garson kizla aska dusmesiyle ilgilidir. ugursuzun talihi boylece degisir. ask nelere kadirdir. filme nese katan tek unsur (kotu adamin ugursuzun oglunun bacagini kirdigi sahne disinda) nefis bir plaza boy profili cizen ron livingston'dur. takdire sayan endamini izleyiciye sunan kimbilir belki de basarili oyuncu pazar gunumuze, camasir gunu de olsa bir heyecan katmistir. film kanaatimce ezikligin hikayesini anlatmaktadir.
  • (bkz: maria bello)
  • şansa inananların filmi. digiturk'te şöyle bir gezerken rastladım izledim, izlemez olaydım. o andan beridir, her hareketimi şansa yormakta, kahvemin sütünü koyarken ayrı bir dikkat ediyorum. velakin $ukela film.

    bir de bir karamsarlık duygusu veriyor, yalnız bunalım olarak değil, filmin atmosferi öyle.
hesabın var mı? giriş yap